Eskişehir’de kadınlar sokakta: "Yaşamak istiyoruz"

Eskişehir’de kadınlar sokakta: "Yaşamak istiyoruz"
Eskişehir Demokratik Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında, Espark’tan Adalar’a yürüyüş düzenleyerek artan şiddet, kadın cinayetleri ve kadın haklarına yönelik saldırılara karşı açıklama yaptı

Eskişehir Demokratik Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde Espark önünden Adalar’a yürüyerek basın açıklaması gerçekleştirdi. Platform adına açıklamayı Sibel Gündüz Koca yaptı.

Platformun açıklaması şu şekilde oldu:

"İktidar, kadına yönelik şiddeti ve artan kadın cinayetlerini durduracak politikaları üretmek yerine 2025 yılını “Aile Yılı” ilan ederek kadınları aileye kul, sermayeye köle yapmak istiyor. “Aile Yılı” adı altında kadınların bedeni, emeği ve yaşamı üzerinde yeniden tahakküm kurulurken, iktidar şiddetin kaynağı olan erkek egemen politikaları derinleştiriyor. Kadınları yoksulluğa, aileye ve sömürü ilişkilerine mahkum ediyor.

"Kadın Cinayetleri Politiktir"

Sadece basına yansıyan haberlerden 2025’in ilk 10 ayında 317 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü, bunların 241’inin kadın cinayeti, 76’sının ise şüpheli ölüm olarak kaydedildiği biliyoruz. Kadınlar her gün erkekler tarafından şiddete maruz kalıyor, katlediliyor, kaybediliyor. Cinsiyetçi yargı; etkin soruşturma yürütmeyerek, sistematik erkek şiddetini yok sayarak ya da üstünü örterek, öldürülen kadınların hayatlarını didik didik ederken erkekleri konuşmayarak fail erkekleri koruyor, cezasızlıkla ödüllendiriyor. Birçok kadın için şiddet, faillerin saldırısıyla bitmiyor; hukuk sistemi tarafından yeniden ve yeniden üretiliyor.

Kadınların haklarına ve kazanımlarına yönelik saldırıların sürmesi, bu ülkede kadınlara karşı yürütülen bir savaşın varlığını açıkça göstermektedir. Yeni yargı paketleri ile nafaka, koruma kararları ve şiddet davalarında kadınlar savunmasız bırakılıyor. Kadına yönelik şiddet sadece fiziksel değil; emekte, sömürüde, güvencesizlikte, ücret eşitsizliğinde ve sendikal hak gasplarında da kendini gösteriyor. Kadınlar, tarımda ya da fabrikalarda sigortasız, düşük ücretlerle çalışırken, bir yandan da ev içi emeğin yükü altında eziliyor... 2026 bütçesinde de kadınların payına daha fazla şiddet, daha fazla yoksulluk, daha fazla eşitsizlik düşüyor. 2026 bütçesinde “Kadının Güçlendirilmesi” için ayrılan pay sadece 7 milyar 997 milyon lira. “Ailenin korunması” için ayrılan miktar ise bunun neredeyse üç katı: 21 milyar 804 milyon lira. Bu rakamlar, yaşamlarımızın “kutsal ailenin güçlendirilmesi” ile nasıl çembere alındığını gösteriyor. Kadın istihdamının yüzde 30’u aşamadığı, kadın cinayetlerinin göz göre göre işlendiği bir ülkede, kadınları yoksulluğa, güvencesizliğe hapseden bu bütçeyi kabul etmiyoruz. Bütçeden hakkımız olanı istiyoruz.

Biz buradayız, hak ettiğimiz yaşamı, haklarımızı, geleceğimizi savunmaya devam ediyoruz. Eşit, özgür, şiddetsiz, kadınların ve çocukların güvenle yaşayabildiği bir dünyanın mümkün olduğunu biliyoruz. Kadınlara ve çocuklara biçtiniz kaderin kefenimiz olmasına izin vermiyoruz. Tüm kadınları, mücadele etmeye, dayanışmaya ve yaşamlarımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz. Yaşamak istiyoruz. Özgür yaşamak istiyoruz. Eşit yaşamak istiyoruz.Ve biliyoruz: Birlikte güçlüyüz."

Etiketler :