"Eskişehir'in bazı bölgelerinde zemin sıvılaşma riski var"

Türkiye’nin aktif fay hatları üzerinde yer alması, deprem tehlikesini ülke gündeminde önemli bir konu haline getirirken, özellikle zemin sıvılaşması gibi tehlikeler kritik bir risk haline gelmeye devam ediyor. Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanı Fesih Bingöl, Eskişehir’in bazı bölgelerinde zemin sıvılaşma riskine dikkat çekerek, konuyla ilgili şehrin son durumuna dair açıklamalarda bulundu.
"ZEMİN SIVILAŞMA SORUNUNA ÇÖZÜM ÜRETİLEBİLİR"
Bingöl, "Eskişehir'in Hamamyolu bölgesi, Adalar bölgesi, Bağlar bölgesi. Burada yeraltı su seviyesi 3,5-4 metredir. Orada olası bir depremin sıvılaşma riski olabilir. Ama buna karşı tedbirler var. Teknoloji artık ilerledi. Burada bir zemin iyileştirme yaparsa bu çok rahat bu problem ortadan kalkabilir. Mesela ben Antalya'da gidip geliyorum. Antalya'nın Konyaaltı bölgesi var, orada da sıvılaşma riski var. 5-6 metrede su var. Zaten denize çok yakın. Ama orada fore kazık dediğimiz, kırk elli metre derine iniyoruz. Binaların temelleri kırk elli metre derinliğe indiriyor. Dolayısıyla bina çok sağlam temel üzerine oturuyor. Eskişehir'de bu mahallelerin bir kısmında bu var. Bazı yerlerde bu sorun yok. Çankaya'da böyle bir sıvılaşma riski yok. Çamlıca bölgesinde yok. Mesela Batıkent'te bu durum yok. Ama Aşağısöğüt bölgesinde var. Tarımsal alanlar da orada. Burada da bizim çok kullandığımız tabirle örselenmemiş zemine oturtmak lazım binayı. Sıvılaşmaya karşı eğer tedbir almazsanız, zemin iyileştirmesini doğru yapmazsanız sıkıntı orada olabilir" dedi. Zemindeki sıvılaşma riskinin her bölge için aynı olmadığını ifade eden Bingöl, "Bütün olarak yapılması beklenemez. Ada bazında kat malikleri bir araya gelerek yapmalı. Örneğin yirmi daire yapılacak olsa, her bir ev sahibi yüzer bin lira verdiği zaman iki milyon yapar. İki milyon lira ile bina sağlam üzerine oturabilir. Bunu bir ada olarak ya da bir bütün olarak yapmak çok mümkün değil” ifadelerini kullandı.
"RİSKLİ ALANLARDA GEREKLİ ADIMLAR ATILMIYOR"
Bingöl, "Şu an en sıkıntılı durum, 585 dönüm dediğimiz şehir merkezindeki yer. Burası riskli alan ilan edilince sıvılaşma riski var denildi. Sonra bir kişi müracaatıyla yürütme durduruldu. Şimdi insanlar burada bina yapmaya devam ediyor. ‘Burası afet riskli alandı. Nasıl bir kentsel dönüşüm olabilir?” diyebilmeyi bugünkü yönetimler maalesef göz önüne almıyor. Böyle bir süreci hep birlikte yaşıyoruz" şeklinde konuştu.
Kentsel dönüşümde emsal artışının önemine vurgulayan Bingöl, "Depreme karşı tedbir alındığı zaman dayanıklı bina yapabiliriz. Ancak sıvılaşmayı dert edilmemeli. Denizin içinde bile yapılaşma sağlanıyor. Bu da sadece maliyettir. Eskişehir için durum o kadar sıkıntılı değil. Çok iyi bir fore kazık zemin iyileştirmesiyle temelini sağlamlaştırsak gerçekten güvenli olur. Bunu yerel belediyelerin yapması çok kolay değil. Ama yapılabilir. İşte burada kat artışı verdiğinizde emsal artışı verdiğinizde, vatandaşın cebinden para çıkmadan bu dönüşüm olabilir. Gündoğdu Mahallesi'nde binalar 2-3 katlı. Orada insanlar dönüşü istemiyor. Mevcut evi yıkıldığı zaman yenisi yapılacağı sırada cebinden para çıkacak. 3 kat değil de 6 kat verdiğinizde vatandaşın cebinden para çıkmayacak. İnsanlar buna razı olabilir. Bunu bir mühendis olarak söylüyorum; bizim şehir için önerdiğimiz depremle ilgili projelerimiz Eskişehir'de hayata geçirilmez ve buna yönelik bir çalışma başlatılmazsa bütün yöneticiler reva altında kalır” dedi.
Kaynak: Haber Merkezi