Hasan Atak: “Ankara’da süresiz oturma eylemi yapacağız”
8. Toplu İş Sözleşmesi kapsamında kamu işçilerinin ücretlerine verilen zam teklifini yetersiz bulan Türk İş’e bağlı sendikalar eylemlerini sürdürüyor. Öte yandan TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, kamu işçileriyle hükümet arasında yürütülen toplu sözleşme görüşmelerinde uzlaşma sağlanamaması halinde 26 Ağustos’ta greve gidileceğini açıkladı.
Gelinen son noktaya dair Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak değerlendirmelerde bulundu. Atak, “Türkiye'de grev sürecine gidilmesi normal şartlarda bizim istediğimiz bir şey değil. Ama artık taleplerimiz uzun zamandır verdiğimiz mücadeleyle karşılanmıyorsa başka bir çözüm kalmıyor. Kamuda 7 aydır aynı ücretle çalışan insanlar var. Grev kaçınılmazsa yapılmalı ama bu da sadece adı olan göstermelik bir grev olmamalı. Bütün işyerlerinde gerçek anlamda bir genel grev şekline dönüştürülmeli. Bizim için belirleyici olan bugün verilecek zam oranıdır. Çünkü bu zam önümüzdeki iki yıl boyunca geçerli olacak. Ayrıca bu zam oranı sadece kamu için değil tüm özel sektör ve piyasa açısından da örnek teşkil edecek. Zaten hükümetin bu kadar diretmesinin, baskı yapmasının nedeni de bu. Türk-İş önümüzdeki hafta eylem planını açıklayacak. Uzlaşma sağlanana kadar Ankara’da süresiz oturma eylemi gerçekleştirecek” sözlerini kaydetti.
“Asla Demokratik Değil”
Son 20 yıldır kamu işçilerin greve çıkmadığı aktaran Atak, “En son örnek Eskişehir Paşabahçe Cam Fabrikası işçileriydi. O grev de hükümetin güvenlik gerekçesiyle ertelendi. Bu da bir tehlikedir. Mesela grev kararı alırsınız ertesi gün hükümet bunu güvenlik gerekçesiyle erteleyebilir. Zaten hükümetin tutumunu son olarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı'nın açıklamasında gördük. Dedi ki, ‘Anlaşamazsak bunun yasal süreçleri var.’ Bu şu demek: Bizim gibi grev yasağı olan işyerleri Yüksek Hakem Kurulu’na gider grev kararı alınan yerlerde de grev güvenlik gerekçesiyle ertelenir. Böylece yine hükümetin belirlediği oranlar geçerli olur ve işçiler bir kez daha mağdur edilir. Bu bizim için bir çözüm değil.7-8 oturum boyunca bize hiçbir teklif sunmadı. Tek bir rakam dahi telaffuz edilmedi. Bunun sebebi hükümetin bu görüşmeleri ciddiye almaması çalışma hayatındaki bu süreçleri önemsememesi. Hükümet sadece kendi kararlarıyla ilerlemek istiyor. Memurlara yaptığı gibi toplu sözleşmeyi devre dışı bırakıp toplu görüşmeye dönüştürmeye çalışıyor. Zaten bizim en büyük tepkimiz de buna. Hatırlarsanız memurlar toplu sözleşme için çok uzun mücadele verdi. Ama şu anda orada da yapılan sadece göstermelik görüşmeler. Türkiye'de çalışma hayatı işçiler açısından da buna dönüştürülmek isteniyor. Bu durum asla demokratik değil” diye konuştu.
