Reşat Küçükerkan Tepebaşı Belediyesi'ne yüklendi

Reşat Küçükerkan Tepebaşı Belediyesi'ne yüklendi
Yeşiltepe mahallesinde yapılması planlanan kentsel dönüşüm projesiyle ilgili sert konuşan İYİ Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Reşat Küçükerkan,"Bu kentsel dönüşüm değildir. Kent talanıdır. Kent işgalidir" dedi.

İYİ Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Reşat Küçükerkan parti binasındaki yaptığı açıklama Yeşiltepe Mahallesindeki kentsel dönüşüm projesiyle ilgili eleştirilerde bulundu.

Küçükerkan, " Yeşiltepe’de yapılan, kanun gücünü kullanarak vatandaşa karşı işlenen bir devletin ayıbıdır. Halkın itirazı görmezden gelinerek askı sürecinde 940 vatandaşımızın Tepebaşı Belediyesine verdiği dilekçelerden hala ses seda yok. Şehircilik Bakanlığı’na geçmiş. Ancak Bakanlık, uygulamayı yerelde yürütmek için Tepebaşı Belediyesi’ne yetki devri yapmıştır. Bu devir, “riskli alanlarda dönüşüm uygulamalarını yerel yönetimlerin yürütmesi” gerekçesiyle yapıldı. Bu devir, halkın mağduriyetini artırdı çünkü belediye süreci şeffaf ve adil yürütmedi. 6306 sayılı Kanun’un 6/A maddesi denen o ucube madde, bugün Eskişehir’de bir hançer gibi vatandaşın kalbine saplanmıştır. Bu maddeyle, vatandaşın rızası aranmadan tapusu elinden alınmak isteniyor, tebligat yapılmadan “tebliğ edilmiş” sayılıyor, 2 günlük itiraz süresiyle savunma hakkı gasp ediliyor, gerçek dışı, sipariş üzerine yazılmış risk raporlarıyla sağlam binalar “yıkılacak” deniliyor, 120-150 metrekare evi olan insana 80-90 metrekare daire verilip üstüne 1,5-2-3 milyon TL borç yükleniyor, ödeyemeyen evsiz kalıyor, ödeyen ömür boyu köle oluyor" şeklinde konuştu.

"Kent Soygunudur"

Yapılan uygulamanın kentsel dönüşüm olmadığını savunan Küçükerkan projenin kent soygunu olduğu öne sürdü.

Küçükerkan, "Kent talanıdır, kent işgalidir. Peki bu işin arkasında kim var, kimler var, merak ediyoruz. Hangi yandaş müteahhit bu milyarlık ihaleyi kapacak. Hangi şirket veya şirketler Yeşiltepe’nin en değerli arazilerinde AVM, gökdelen yapacak. Hangi bürokrat, hangi siyasetçi bu işten komisyon alacak. Yeşiltepe’de deprem riski vardır; bu bilimsel raporlarla da desteklenmektedir. Ancak asıl tartışma, bu riskin imar planlarıyla nasıl yönetildiği üzerinedir. Kanun “mağduriyetlerin önlenmesi” derken, uygulamada halkın mülkiyet hakları zarar görmüş ve güven kaybı oluşmuştur. Zorla el konulan evin yerine verilen daireyi satmak, miras bırakmak, devretmek istediğinde vergi muafiyeti kalkıyor. Yani hem evini alıyorlar, hem de sattığında bir kez daha vergiye boğuyorlar. Anayasa’nın 35. maddesi mülkiyet hakkını güvence altına alırken, Tepebaşı Belediyesi’nin uygulamaları bu hakkı fiilen ortadan kaldırmaktadır. Kamu yararı bahanesiyle halkın mülkiyet hakkı gasp edilemez” ifadelerini kullandı.

Etiketler :