1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

10 yıldır Ak partiyi yöneten ve yönlendirenlerin sorgulanması gerekmiyor mu?

Hep söylüyoruz; Eskişehir değişik bir kent.
Bu kentin özelliklerini dikkate almayan partiler Türkiye'nin her yerinde başarılı olsa dahi, bu şehirde olamaz.
Nitekim olamıyor da...
Türkiye genelinde 10 yıldır rüzgâr gibi esen Ak parti, Eskişehir'de 10 yıldır mahalli seçim başarısı elde edemiyor.
Kazandığı ilçe belediyesi bile, partinin başarısından çok Sol'un bölünmesi ile gerçekleşiyor.
Bu mevcut durumun elbette, yıllardır yazıp durduğumuz birçok etkeni var.
Ama en büyük etken, iktidar partisinin 10 yıldan beri aktörlüğünü yapan insanların Eskişehir'in o kendine has özelliğine uymayan isimler olması galiba.
Yani...
Eskişehir kamuoyunu ikna edebilecek bir yapıda olmayan isimlerin, Ak partide söz sahibi konumunda bulunmaları.
Daha da kestirmeden gidecek olursak...
Eskişehir'de karşılığı olmayan insanların, 10 yıldan bu yana Ek partiyi yönetmeleri ve yönlendirmeleri.
Ve bu nedenle de, kitleleri Ak parti lehine ikna edememeleridir sorunun kaynağı.
Bize kalırsa, Türkiye genelinde iktidarını bastıra bastıra kanıtlayan Ak partinin, Eskişehir'deki mahalli seçim başarısızlığının altında ki en büyük neden budur.
Mahalli seçimlerin kaybedilmesinin altında "Karşımızda Büyükerşen gibi bir marka var ve O'nu alt edebilmek çok zor" gerekçesinden ziyade, partiye 10 yıldır egemen olan grupların Eskişehir'de karşılık bulamayan isimlerden oluşmasıdır.
Şimdi başınızı ellerinizin arasına alın, Ak partinin Eskişehir'deki geçmiş 10 yılını şöyle bir gözden geçirin.
Partinin Eskişehir'de kuruluşundan bu yana söz sahibi olanların aslında Refah ve Fazilet partisi dönemlerinde bile etkin isimler olmadığını görebilirsiniz.
Dolayısıyla...
Ak partinin Eskişehir'deki mahalli seçim başarısızlıklarının altında, partiyi 10 yıldır yöneten ve yönlendirenlerin kent halkı üzerinde herhangi bir olumlu algı bırakmadığı anlaşılıyor.
Tüm bunlardan sonra söylenecek tek bir şey var.
Eğer Ak parti Eskişehir'de mahalli seçim başarısı yaşamak istiyorsa, öncelikle partiyi yöneten ve yönlendiren insanların, Eskişehir'de tanınan, bilinen ve şehir halkı nazarında karşılığı olan isimlerden oluşması, bu isimlerin de Eskişehir özelliği göz önüne alındığında halkın dikkate aldığı isimler olması lazımdır.
Çünkü...
Eskişehirli, kendisini bir şekilde kanıtlayıp, güven kazanmış insanlara hem güvenir, hem de sahip çıkılması gereken yerde sahip çıkar.
Şu da bir gerçektir ki, eğer bu şehrin halkı yüzde 1 bile oyu olmayan bir partiden seçime girmiş birisini Büyükşehir belediye Başkanı seçebiliyorsa, bu o ismin başarısı kadar, karşı tarafın ne denli eksik olduğunun açıkça göstergesidir.

.......

Sakın ola yapmayın, yıkın
Hangi ülkenin hangi şehrine giderseniz gidin, miladı dolmuş ve artık ihtiyaca cevap vermeyen binaların müze, sanat galerisi ya da kütüphane olarak değerlendirildiğini görürsünüz.
Yine hangi ülkenin hangi şehrine giderseniz gidin, rehberiniz sizi bu binalara götürür.
Çünkü o binalarda, şehrin hafızası yaşar.
Yıkıp da yerine daha rant sağlayacak bina yapamadıklarından değildir korumacı olmaları.
Şehrin ortak malı olduğu içindir.
Bizde ise...
Eskiyeni, yenisi ile değiştirme, bu değişim sırasında da olaydan pay kapma makbuldür.
Binanın geçmişte üstlendiği rol, kimsenin umurunda değildir.
Önemli olan; yenilenirken elde edilecek olan kişisel ya da kurumsal kazançtır.
Nasıl olsa unutulacaktır geçmişte yaşananlar.
Gelecek kuşakların bunu bilmesine de gerek yoktur aslında.
Yaşanmış bitmiştir.
Binlerce insanın öğrenim görüp, en güzel yılları ve anılarının yaşadığı okullar bu yüzden yıkılır.
Babasının elinden tutarak gittiği ilk maçın heyecanının yaşandığı Stadyumlar işte bu yüzden ranta kurban gider.
Şehrin Kartpostallar üzerinde ki nadide simgelerinden birkaçı olan Gar binası ile porsuk üzerinde ki Hürriyet heykeli işte bu yüzden yok edilir.
Bugün şehir olarak övündüğümüz Anadolu Üniversitesinin hangi şartlarda nasıl bir binada kurulduğunun hiç mi hiç önemi yoktur aslında.
Ya o Atatürk Stadyumunda biriken yılların anıları hiç mi hiç önemli değildir.
Önemli olan...
Koskoca bir Üniversitenin doğduğu o binanın yerine, 10 katlı başka bir hizmet binası yapmaktır!
Ne diyelim? Biz böyleyiz...
Her ülke, geçmişe tanıklık etmiş yapılarını özenle koruyor.
Hiç olmazsa Tanrı da, bizim yapıları bizden korusun...
Aksi halde...
Ne bulursak yıkıp taş taş üzerinde bırakmayarak, Eskişehir'in geçmişinin resmen içine edeceğiz.
.......

Süheyl Batum'un mektubu...
Süheyl Batum Eskişehir'in CHP milletvekili.
Uzun süredir görmüyoruz kendisini Eskişehir'de.
Yanlış anlamayın, bu bir yakınma falan değil.
Geçmişte Eskişehir'e gelmemelerinden yakınıyorduk ama, "Ne işimiz var Eskişehir'de. Bizim işimiz Ankara'da" dedikleri için artık vaz geçtik kendilerini görmekten.
O nedenle...
Burada, Süheyl Batum ve diğer milletvekillerinin Eskişehir'e gelip gitmemelerini konu etmeyeceğiz.
Konu başka bir şey.
Daha doğrusu,. Süheyl Batum'un yazdığı mektup.
Önceki gün kaleme almış mektubu.
CUMHURİYET'İ VE CHP'Yİ SEVENLERE AÇIK MEKTUP başlığı ile yazdığı mektupta 111 imzalı Barış için Demokrasi bildirisine niçin karşı çıktıklarını anlatmış.
Uzun uzadıya gerekçelerini sıralamış.
Son olarak da...
bu bildiriye imza koymayıp, CHP'lilerin de koymaması çağrısı yaptıkları için CHP de bir çatlak olmadığını özellikle ifade etmiş.
Sonuç olarak...
Başa dönecek olursak, Süheyl Batum'u Eskişehir'de göremiyoruz ama...
Mektubu bir şekilde geliyor...

........


BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Yeni gelin ile kaynana karşı karşıya oturmuşlar.
Kaynana ;
-Gelin, sen daha yenisin, birbirimizin huyunu suyunu oturup konuşarak anlayalım, demiş.
Gelinde ;
- Tabi anne konuşalım, demiş.
Kaynana başlamış anlatmaya:
- Aman kızım benim üç halim vardır, dikkat et. Saçıma gül takmışsam
neşeli olurum. Her yola gelirim. Kulağımın arkasına gül takmışsam, havamda olmam. Çok ısrarcı olma,eğer ki yakama gül takmışsam sakın
etrafımda dolaşma, çok sinirli olurum.
Gelin, kaynana lafını bitirince başlamış lafa;
- Anne benim halim malim yoktur. Bacak bacak üstüne atarım,sigaramı yakarım,sen gülü nerene takarsan tak, ben keyfime bakarım...

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi