4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

14 MART TIP BAYRAMI

14 Mart 1827'de, II. Mahmut döneminde, Hekimbaşı Mustafa Behçet'in önerisiyle ilk cerrahhanenin, Şehzadebaşı'daki Tulumbacıbaşı Konağı'nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulması, Türkiye'de, modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilir. Okulun kuruluş günü, 14 Mart, ülkemizde, "TIP BAYRAMI" olarak kutlanmaktadır.
Ülkemizde,14 Mart Tıp Bayramının, içinde bulunduğu hafta, "SAĞLIK HAFTASI" olarak da kutlanıyor. Hafta boyunca ülkemizde, tıp alanında yaşanan sorunlar ve tıp eğitiminin, dünü, bugünü ve geleceği konuşuluyor.
Ülkemizde, köklü ve bugüne kadar başarı ile sürdürülmüş bir tıp eğitimi mevcut
2000 yılı öncesi kurulan, fakülteler, daha iyi donanım ve imkânlara sahip ve üst düzey tıp eğitimi veriyor. Ancak son yıllarda, gereğinden fazla sayıda açılan, tıp fakülteleri, kısıtlı eğitim olanakları ile tıp eğitiminde, kaliteyi düşürdü.
Bugün Türkiye, Tıp Fakültesi sayısı açısından, dünya da beşinci ülkedir. 1990 yılında, Türkiye'deki, Tıp Fakültesi sayısı, 25'ti. Ülkemizde, şu an 81 tane tıp Fakültesi mevcut.. Yani 20 yılda, tıp fakültesi sayısında, %200'lük bir artış var. İyi fizibilite yapılmadan, meydana gelen, bu artış ve beraberinde, pek çok tıp fakültesi ve hastanelerde kaliteyi düşürdü.
Oysa İngiltere'deki, tıp fakültesi sayısı 32, Almanya'daki tıp fakültesi sayısı 36 ve Yunanistan'da ki tıp fakültesi sayısı 7 iken. Ülkemizde ki tıp fakültesi sayısı, bu üç ülkenin toplam sayısından fazladır.
Ayrıca ABD' de, araştırma lideri, tıp fakülteleridir. Ancak Tıp öğrenimi, Amerika'da, en pahalı öğrenimlerden biridir. Tıpta okuyan bir öğrenci, sadece bir yıllık, okul ücreti, minimim $45,000 - $50,000 dolar civarındadır.
Ülkemizde 2000 sonrası, politik bir amaç doğrultusunda hiçbir altyapısı ve fizibilitesi olmadan Tıp Fakültelerinin kuruldu. Kurulan tıp fakültelerinin çoğunluğu, yetersiz öğretim üyesine ve imkânlara sahiptir.
Hâlbuki Türkiye, sağlık sistemi çökmüş, acil hekim ihtiyacı olan bir ülke değildir. Bu nedenle de ülkemizde, iki bin yılından sonra, açılan tıp fakültelerine, ya yeterli imkan sağlanmalı, ya da bu fakültelerde, yeterli imkânlar sağlanıncaya kadar, eğitim izni verilmemeli veya kapatılmalıdır.
Ülkemizde, hekim sayısı yetersiz değildir. Tıp fakülteleri kontenjanında yapılan fahiş artışlar, hekim ihtiyacından kaynaklanmıyor. Fakülte ve doğru orantılı olarak öğrenci artışı eğitimin kalitesini azaltmaktan öteye gidemiyor. Altyapı olmaksızın, eski devlet hastanelerinin binalarını kullanarak, temel bilimler dahil hiçbir dalda öğretim üyesi tedarik etmeden tıp fakültesi açıldı.
Türkiye' de, hekim sayısı yetersiz değildir. Tıp fakülteleri kontenjanında yapılan fahiş artışlar, hekim ihtiyacından kaynaklanmıyor. Fakülte ve doğru orantılı olarak öğrenci artışı, eğitimin kalitesini azaltmaktan öteye gidemiyor.
Gelişmiş ülkelerde, olduğu gibi tıp fakültesi açılması ile ilgili bir standart uygulamamız yok. Bu ülkelerde, tıp fakülteleri, belli bir nüfusa oranlanıyor ve ulusal çapta belirlenen kriterleri sağlamadan, eğitim yetkisi verilmiyor.
Tıp Fakülteleri ve onlara bağlı hastanelerde, çalışan Prof, uzman doktor ve çalışan personelin, ücretleri, özel sektör hastanelerinin çok gerisindedir. O nedenle de Tıp Fakülteleri Uygulama ve Araştırma Hastanelerinde çalışan, pek çok doktor ve personel özel sektöre transfer oluyor. Bu durum, mutlaka önlenmelidir.
Tıp fakültelerinde, öncelik her zaman "EĞİTİM" indir. İkinci sırada, "AR-GE" üçüncü sırada ise "HASTANE HİZMETLERİ" dir. İşin aslına bakıldığında, bu sistem yalnızca teoride kalıyor. Hastane hizmetleri, ağırlık taşıyor. Bazen de ön plana geçiyor
Sağlık sektöründe, en önemli sorunlardan biri de şiddettir. Ancak sağlık çalışanlarının, %67'si, kendisine yapılan şiddet konusunda, şikâyetçi olmamış. Sözleşmeli sağlık çalışanları ise kadrolu çalışanlara göre daha az şikâyette bulunmuştur.
Sözleşmeli çalışanların, daha az şikâyette bulunmasının sebebi iş güvencesiz çalışıyor olmalarıdır. Yine şiddet uygulayanların arasında %14 gibi, sağlık ve idare yöneticileri görülmesi ise dikkat çekicidir.
Eskişehir, sağlık sektörü ve tıp eğitimi açısından, en şanslı ildir. ESOGÜ, Tıp Fakültesi, küçümsenmeyecek imkânlara ve güçlü bir öğretim kadrosuna sahiptir. ESOGÜ Tıp fakültesi, rekabetçi, özgürlükçü ve bireysel ortamıyla, öğrencilere, kendilerini geliştirmeleri için, imkânlar ölçüsünde, her türlü olanağı sunuluyor.
Ülkemizde, tıp eğitimi ve sağlık sektöründeki sorunların, giderilmesi ve kaliteli tıp eğitim için, tüm taraflar, başta siyasi otorite, ilgili bakanlıklar, YÖK, üniversite ve fakülteler ile öğretim üyeleri ve öğrenciler, üzerine düşen görevleri, eksiksiz yerine getirmelidir. Çünkü söz konusu olan, insan hayatıdır.
14 Mart Tıp Bayramı, Kutlu Olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi