Buğrahan Doğangil - DUVAR

Buğrahan Doğangil - DUVAR

Eskişehir Konseyi’nde sosyal demokratların işi ne?

“Eskişehir Konseyi” gerek temsil heyeti ile gerekse şehirde başardıklarından ziyade bugüne kadar etkisiz kaldığı konular üzerinden tartışılıyor.

Eskişehir Konseyi, benim anladığım kadarıyla AKP İl Başkanı Gürhan Albayrak ve AKP’ye yakın iş insanlarının oluşturduğu bir “Lordlar Kamarası”.

Ben daha önce bir yazıma “Eskişehir Lordlar Kamarası’nın Değil Emekçinin Kentidir!” başlığını atmış ve gazetemizden sizler ile buluşturmuştum. O yazımda anlattığım şeyin bir kısmı bugün canlı kanlı önümüzde demek yanlış olmaz. Boşuna konuşmamışız demek ki…

Eskişehir Konseyi, bir emekçi kentinde Lordlar Kamarası kurmak üzere atılan tamamen sermaye güdümlü bir adım.

Üstelik kentin sermayedarlarının hepsi de bu oluşum içinde yok. Belki de henüz yok bilemiyorum ama kuruluşunda gözler farklı isimleri de aramıyor değil…

Neyse, özetle Eskişehir Konseyi kentin asıl gerçeklerinden uzak bir “elitizm” sanrısı, bir garip Lordlar Kamarası…

Benim şaşırdığım mesele kentte böyle bir konsey kurulması değil. Sonuçta başarısız, başarılı böyle zümre odaklı denemelerle çokça kez karşılaştık.

Asıl şaşırdığım mesele Eskişehir’de, bu sermaye birliğinde, Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce başta olmak üzere diğer iki merkez belediye başkanının neden olmadığının ve neden bu konseyde bir kadın olmadığının sorgulanması.

Böyle sermaye temelli birlikteliklerde araya bir kadın koymak gibi tamamen göstermelik bir girişim yapmak yerine, mertçe istedikleri isimlerle bir konsey kuranları cesaretleri için tebrik ediyorum.

Evet, yanlış duymadınız. Tebrik ediyorum…

Konseyi kuran abilerimiz demek ki şehirde bu kadar etkin bir kadın figür olduğuna inanmıyorlar.

Bence çok yanılıyorlar ama bu konseyin kendi görüşü, kendi kararı.

Kentimizdeki kadınların daha çok çalışıp bu büyük ağabeylerinin yanına oturmak için mücadele vermesi, daha kırk fırın ekmek yemesi gerekiyor demek ki!

Gelelim asıl meseleye…

Kamuoyunda Ayşe Ünlüce’nin neden bu birlikte olmadığı konuşuluyor.

Cumhuriyet Halk Partisi’nden Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ayşe Ünlüce, her fırsatta “sosyal belediyecilik” vurgusu yapıyor. “Sosyal demokrat” politikalar izlediğinin mesajını hem yaptıklarıyla hem de söylemleriyle veriyor. Nitekim bu dediklerimin birçoğu diğer iki CHP’li merkez ilçe başkanı için de geçerli.

Kadınları yeterince ciddiye almadığı gözle görülen, aynı zamanda tamamen sermaye temelli bir birliğe Ayşe Ünlüce’yi dahil etme çabası niye peki?

Bu konu kent gündeminde sürekli tartışılıyor…

Sosyal demokrat bir başkanın, üstelik kadınlara yer vermeyen bir konseyde yer almasına ne gerek var?

Sosyalistim diyenlerin, sosyal demokrat politika güdenlerin bu konseyde ne işi var?

Bildiğim kadarıyla Ayşe Başkanın veya diğer başkanların konseyde yer almak gibi bir arzusu yok. Neden onlar bu kadar üzerine düşmezken biz bu konseye onları yamamaya çalışıyoruz?

Kentin ortak çıkarları mı?

Bu konseye birkaç kadın, birkaç muhalif koyalım görüntü olsun ile bu işler olmaz.

Sermayedarlar sermayedarları sever.

İster kenti yönet, ister 400 bin nüfuslu ilçeyi…

Sermayenin konseyine öyle kolay giremezsin.

Zaten girmemelisin de.

Halkçı başkanların, sosyal demokrat iş insanlarının bir araya geleceği birlikler halkın ve kentin faydasına olmalıdır. Lordlar Kamarası kurup, al gülüm ver gülüm birliklerinde vakit kaybetmenin faydası yok.

Bunlar mevcut iktidarın kafasıdır, AKP’nin Türkiye’sinin örnekleridir.

İlla bir birlik kurulacaksa kentte “Halkçı Birlik” kurulsun.

Halkın menfaatlerini düşünen, gerçekten kentin ihtiyaçlarını düşünen herkes gelsin katılsın.

Böyle “elit kulüpler” kurmak ancak kendini tatmin etme işidir.

Haksızsam buyurun hodri meydan, bana haksızsın deyin!

Herkese keyifli bir hafta sonu diliyorum. Sevgiyle kalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Buğrahan Doğangil - DUVAR Arşivi