
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
2 B YASASI VE ORMANLARIMIZ
Kamuoyunda, 2-B olarak bilinen ve anayasaya aykırı olduğu için, Yüksek Mahkeme'nin, iptal ettiği orman özelliğini yitirmiş alanların satışı ile imara açılmasını öngören yasa, AKP'nin verdiği bir önergeyle, Tapu Yasası'na eklenmişti. TEMA, gönderdiği e- mail de bunu konu etmiş.
Adı geçen 5831 Sayılı Tapu Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 15.01.2009 tarihinde TBMM'de kabul edildi. 26.01.2009 tarihinde de Cumhurbaşkanı'nca onaylanarak, yürürlüğe girdi. Ancak kamuoyu yeterinde bilgilendirilmediği için de tartışmalarda başladı.
TEMA' ya göre, 6831 sayılı Orman Kanununun 7. maddesine yapılan; "Ancak, henüz orman kadastrosuna başlanılmamış yerlerde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre belirlenen orman sınırı, orman kadastro komisyonunca belirlenen orman sınırı niteliğini kazanır." eklemesi kesinlikle Orman Kanununa ve Anayasanın 169. maddesine uygun değildir. Bu düzenleme ile fiilen Orman Kadastro Komisyonları işlevsiz hale getirilmekte, ormanların; uzmanlığı orman olmayan kişilerce belirlenmesine yol açılarak orman varlığının azalmasına sebep olabilecektir.
TEMA, 3402 sayılı Kanunun 4 üncü maddesine göre oluşan kadastro ekibince düzeltilir. Diğer vasıf ve mülkiyet değişikliği dışında kalan aplikasyon, ölçü ve çizimden kaynaklanan yüzölçümü ve fenni hatalar ise kadastro müdürlüğünce mahalli orman kuruluşuna bildirilir. Bildirim tarihinden itibaren on beş günlük süre içerisinde orman kadastro komisyonu görevlendirilir." şeklinde yapılan düzenleme ile orman kadastrosundaki muhtelif hataların düzeltilmesi hedeflenmiştir. Burada iki tarafı keskin bir kılıç vardır. Bu kılıcın ormanlar lehine mi, yoksa aleyhine mi işleyeceği belirsizdir. Özellikle bu eklenen maddenin birinci cümlesi kesinlemiş orman haritalarındaki yüzölçümü hatalarının düzeltilmesini kadastro komisyonlarına bırakması oldukça riskli görmektedir.
5831 sayılı Kanun, 2B olarak tanınan sözde orman vasfını kaybetmiş, gerçekte ise kaybettirilmiş ama hala orman hukuku ve rejimi altında olan orman arazilerinin satışını kolaylaştırmak için yapılmış bir düzenlemedir. Elbette bu Kanun bir satış kanunu değildir, ama arkasından gelecek ve açıkça Anayasaya aykırı olarak satışı içerecek olan Kanunun uygulamasına zaman ve imkân kazandırmak için çıkartılmıştır.
Yine TEMA, çıkartılan yasanın, Anayasanın, 2, 10, 44, 45 ve 169uncu maddelerine açıkça aykırı olduğunu belirtiyor. Hal böyle olunca da 2'B ile ilgili yasal düzenleme, mutlaka Anayasa mahkemesince iptal edecektir.
Eskişehir' de, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülerek kabul edilen, Tapu Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Tasarıya eklenen iki maddeye göre 2-B kapsamında, orman sınırları dışına çıkarılan alanlar, kadastro işlemleri yapılarak, Hazine adına tescil edilecek. Arazi var mı veya ne kadar bilinmez. Ancak Eskişehir Orman Bölge Müdürü Sıtkı KÜÇÜKÖZ, Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği Başkanı Güner Sümer'in 2-B arazileri ile ilgili bir basın açıklamasına verdiğe cevapta, Eskişehir'de, Ormanların tahrip edilip inşaat yapmak amacı ile kullanıldığı iddialarının doğru olmadığını belirtti. Ve "Türkiye'deki birçok ilde olduğu gibi Eskişehir'de de orman alanlarının tahrip edildiği, inşaat yapmak amacıyla yok edildiği iddia edilmiştir. ...Orman alanlarının talan edildiğini ve işgal edildiğini iddia edenlerin ellerindeki bilgi ve belgeleri idaremize veya diğer kolluk kuvvetlerine vermeleri amaca hizmet edecektir." dedi
Elbette 2B yasası, neden çıkartıldı, en iyi yasayı teklif edenler bilir ama Kamuoyu bu yasa karşısında kaygılıdır. Çünkü kaybedilen Orman arazilerini ve tarım alanlarını tekrar kazanmak çok zordur. Ayrıca tedbir alınmazsa, yasa ile birlikte talan, daha da hızlanacaktır. İşte Eskişehir Ovası! Anayasaya ve yasalara rağmen, beton yığını haline getirilen birinci sınıf tarım alanlarını tekrar kazanmak mümkün mü?
Bugünkü yasalar gereği, 2B arazileri, üstüne bina yapmak yasak olduğu halde, büyük bir bölümü işgal edilmiş durumda. Tedbir alınmaz ise Yasal ile birlikte, orman arazileri, tıpkı tarım alanlarında olduğu gibi, yok olmaya devam edecektir.
Oysa atalarımız, ağaç kesmeyi ci-nayetle eşdeğer tutmuştur. Savaşa giderken veri-len emirler arasında, ağaçların kesilip tahrip edil-memesi de vardır. Fatih Sultan Mehmet; "Ormanlardan bir dal kesenin başını keserim." diye ferman yayımlayarak, atalarımızın orman ve ağaca verdikleri önemi ifade etmişlerdir. Bugün bakıyoruz. Ormanlarımıza gereken önemi göstermediğimiz gibi, sorunlarının çözümünde uzlaşma da sağlayamıyoruz. Üstelik bilgi kirlenmesi ile de insanlarımızın zihnini karıştırıyoruz.