Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe karşısında Eskişehirspor'a yapılan övgülerin ne kadar sahte olduğunu dün sanırım herkes gördü. Bu takımın geçen hafta çok iyi mücadele ettiğini söyleyenler, gerçek mücadelenin ne olduğunu sanırım ikinci yarıda ki Ankaragücü'ne bakarak gördüler.
Eskişehirspor galibiyet aldı. Ancak asıl alınması gereken dersleri alır mı?
Bilemem!
Kırmızı şimşekler futbol adına yine üretken değildi. Kendi içinde sorunlarla boğuşan Ankaragücü karşısında maça iyi başlamasını bekliyorduk Eskişehirspor'un.
Ancak maçta ilk pozisyona giren Ankaragücü'ydü. Konuk ekip golü bulsa; maçın şeklide gidişatı da çok farklı olabilirdi.
Atılan gollere batkımda;
Birincisi yarım pozisyondan, ikincisi ise biraz bireysel beceri ve şansın yardımından geldi. Üçüncü golü anlatmıyorum bile.
Rakibin takım savunmasında ki zafiyetinin tüm gollerde ki etkisini inkar edemeyiz. Bu maçta Eskişehirspor'dan bize kalan içi üç golle doldurulan boş çuvalı anımsattı. Ankaragücü'nün ligde bu durumda olmasının nedeni ise yedikleri son golden sonra açıkça belli etti kendini.
Aslında devreye 2-0 önde girilmesinin büyük bir piyango olduğunu sanırım son dakikalarda gördük.
Sonuç olarak Kırmızı şimşekler bu maçta kazanarak her sezon olduğu gibi sadece günü kurtarmıştır.
Ancak gerçekler hiçbir zaman yakasını bırakmayacaktır.
Ankaragücü karşılaşması koskoca bir sezonun küçük bir portresi gibiydi. Eskişehirspor iyi başladığı, kötü devam ettiği ve bir şekilde yalandan iyi bitirdiği sezonları yaşatmadı mı yıllardır bizlere. Alın size dünkü maç.
Son olarak Skibbe'ye gelirsek, galip gelmenin gerçekleri kapatmadığını sanırım anlamıştır. Dünkü maçın son dakikalarında gelen gol kendisi adına büyük bir şanstır. Oyuncu tercihlerinde ve değişiklerinde aynı zihniyet ile devam ettiği sürece geleceği ise hep karanlıkta kalacaktır.
Maçta skor 2-2'ye geldiğinde tribünlerden yükselen sesleri birisi tercüme etsin kendisine.
Kapısında zor maçların beklediği Eskişehirspor'un şu anki görüntüsü ile işi hiçte kolay değil.
Bu takım için aslında söylenecek o kadar çok şey var ki. Ama biz devre arasını bekleyelim ve şimdilik söyleyeceklerimizi üç nokta bir soru işareti ile bitirelim.
