(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

%70 FİNAL

Yol- dan çıkış resimleriyle başlayan. Sonra yola çıkış işaretleriyle umutsuzluğun umuda dönüştüğü bir geceydi.
İlk yarıda berbat bir futbol oynayan Eskişehirspor, ikinci yarıda 'Galiba eleniyoruz. Yarı finale bu kadar yakınken uzak kalamayız' dedi ve kendine geldi.
Bu yarıda Erkan Zengin ve özellikle Necati'nin oyuna girmesiyle maçın şekli değişti.

Atatürk stadında deyim yerindeyse iğne atılsa yere düşmeyecekti. Taraftarın sevgisine karşılık, aslında Eskişehirspor'un görkemli bir başlangıç yapmasını beklemiştim.
Baktım, takım hücumda koordine olmakta zorlanıyor. Ahmet Kamil ile Okan Aydın'ın kanadı heyecanlı ama sonuca etki eden yanı yok. Erman ile Jorguera yine hava boşluğunda...
Eskişehirspor'un final paslarını yapamadığını gördük.
Rakip ceza alanı pozisyon hurdalığı sanki.

İlk yarıda en istekli adam Dede'ydi... Onunda ortalarından sonra çıkan enstantanelere baktığımızda kafa topuna çıkan Eskişehirsporlu oyuncu yoktu...
Herkes kendi kafasına göre bireysel becerilerle bir şeyler yapmanın derdinde... Uyum ve ahenk ara ki bulasınız.
Bereket Sivas takımı da maçı ciddiye almamış havada sadece ellerinden geldikçe onur mücadelesi verdiler.
İlk yarıda maçın bendeki tanımı... "Takım oyunu, bireysel topluluğun gücüne karşı üstün!" İlk yarının otopsisi... "Eskişehirspor, futbol adına bildiklerini unutmuş bir takım."

Dün gece takımda Aytaç gibi ağırlık yapan bir adam vardı. Onun dünkü oyununu 'Etten önce çömleğe düşmek' olarak nitelendirdim. Eğer ben oldum derse kaybeder. Öyle zamanlarda yanlış pas ve şut tercihleri yaptı ki takım ataklarının olgunlaşmasını engelleyen ilk isimdi.
Hücumda uyum sıfırdı. Dönen toplarda ikinci hareket eksikliği zirve yaptı. Bienvenu'ye baktım, içindeki golcüyü öldüreli çok olmuş. Tek santrforlu sistemin en aciz yanlarını sergiliyor.

Böylesine kritik bir maçta bazı oyuncuları denemek iyi bir tercih değildir diye düşündüm.
O sırada Eruğrul Sağlam'a baktım.. "Bu benim intiharım size ne?" der gibi izliyor maçı.
Bu sezonki bazı maçlarda yaptığı adam seçimlerinde ki "tescilli hataları" gibi.

Her şeye rağmen, "hatalar vazgeçilmek içindir" diye düşündüm.
İkinci yarıda Jorgura ve Okan Aydın'ın dışarı alınmasını da, hatalardan dönmenin kanıtları saydım.
Önce Erkan Zengin ardından Necati'nin girmesiyle oyunu rakip yarı alana yıkan Eskişehirspor'un gol atacağı belli olmuştu. İlk yarıda hiç zorlanmamış Sivas savunmasının kilidinin ne kadar kolayca açıldığını da, bu değişim sayesinde gördük.
Sezon başından beri Necati'de ki ısrarımı da bağışlayın (!) Bu adamın bu takımda her zaman yeri var.

Bazıları sahneye sonra çıkarmış. İkinci yarıda büyüklüğü harekete geçiren ruh, yanlışlardan dönülünce ortaya çıktı.
Ve futbol adına keyifli sahneler de ortaya çıktı. Günün belki de en başarılı oyuncusu Sivas defasında Ahmet'in yaptığı basit hata ve Bienvenu'nun golü.
Sivasspor'a gelince... Onlar için ilginç bir geceydi.
Maça askıntı olmakla onu yürekten istemek arasındaki farkın bedelini ödediler.

Bursaspor'un kazanmasının payını yok saymayız ama Türkiye kupasında Eskişehirspor'un her türlü olumsuzluğa rağmen yarı finale kalmasında ki başarısını da görmezden gelemeyiz.
Bu Eskişehirspor iyi olacak ama reçetede bazılarının adı yok. Bunu görmek gerekiyor.
Ve Ertuğrul Sağlam'ın yanlışlarında inat etmemesi.

Finale bir adım kala...
Rakip Antalya...
Eleyebileceğimiz ve futbol şansımızın tuttuğu bir takım. Elersek ve finalde ki rakibimiz Galatasaray olursa Avrupa garanti. Sağlam'ın iki Antalya maçında dünkü gibi tercih hatalarına düşmeyeceğini varsayarsak; bu yıl final oynama şansımız %70.

Önceki ve Sonraki Yazılar
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK Arşivi