
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
"Acaba" diyorum...
Yayınlanma:
AK Parti mahalli seçimler öncesinde, CHP'li Belediyelere yüklenir.
Bu doğru bir mantıktır sonuçta.
Nihayetinde seçim Belediyelerin belinleneceği seçimdir.
Ancak...
Aynı AK parti, milletvekili genel seçimler öncesinde de aynı alışkanlığını sürdürür Eskişehir'de.
Yani...
Ortada Belediye seçimi yokken, milletvekili genel seçimlerinin stratejisini yine CHP'li Belediyelere eleştiri üzerinden yapar...
İşte bunun doğru bir mantık olmadığını anlatır dururuz üç seçimdir.
Ama alışkanlıklar kolay kolay değişmiyor.
İşte o yüzden AK Partinin Eskişehir'de seçim öncesi stratejileri bir türlü tutmuyor.
O yüzden AK parti ne belediyeleri kazanabiliyor şehir merkezinde, ne de milletvekili genel seçimlerinde partisinin Türkiye ortalamasının yanına yaklaşabiliyor.
Özellikle Milletvekili genel seçimleri öncesinde:
Yapılanları anlatma yerine, belediyeleri eleştiriyor.
Yapılacakları anlatma yerine yine Belediyeleri eleştiriyor.
Hâlbuki Eskişehir'de pek çok kişi, yapılanların iyi anlatılamaması nedeniyle bu yapılanların birçoğunu Belediyelerin yaptığını zannediyor.
Gidişata bakılırsa, AK partinin bu alışkanlığının bu seçim öncesinde de devam edeceğini görmek mümkün.
Yani; yanlışa bir yanlış daha eklenmek üzere.
Hangi seçim olursa olsun, seçim stratejisinin sadece CHP'li Belediyeleri eleştirme üzerine kurulması, mahalli seçimlerde bile etkili olmamışken, hala böyle bir eğilim içinde bulunulması insanı gerçekten düşündürüyor.
Şimdi bu yazıyı kaleme aldığımız için AK Parti içinde bulunan bazı aklı evveller çıkıp, her zaman olduğu gibi "Ne yani? Belediyeleri hiç mi eleştirmeyeceğiz? Sen AK partinin CHP'li Belediyeleri eleştirmemesi için dokuz takla atıyorsun" falan diyecektir...
Yazının içindeki tespiti görme yerine, bizim CHP'li belediyeleri kayırdığımız sonucunu falan çıkartmak isteyecektir.
Aslına bakarsanız umurumuzda değil ne yaptıkları, nasıl seçim çalışması yürütecekleri.
Sonuçta "El ile gelen düğün bayram" değil mi?
....
Ne oldu da böyle oldu?
Birkaç gün önce bir toplantı yapıldı.
Toplantıda, CHP'nin il başkanlığına Aydın Ünlüce'nin gelmesi kararlaştırıldı.
Mevcut yönetimde kalan isimlerden iki kişi daha istifa edecek, böylece yönetim düşecek, yerine de Aydın Ünlüce başkanlığında yeni bir il yönetimi meydana getirilecekti.
Hal böyleyken Rıdvan Atan çıkıp "Biz olağanüstü kongre istiyoruz" dedi.
Bu bir anlamda "Hiç kimse istifa etmiyor, mevcut yönetim görevine devam ediyor" demekti.
Peki ne olmuştu da, bu uzlaşma bozulmuştu?
Bunun cevabı aslında açık...
Yapılan toplantıda alınan uzlaşma kararını yönetime getiren Rıdvan Atan, CHP nin istifa etmeyen yöneticilerine bu uzlaşmayı kabul ettirememişti.
CHP'nin istifa etmeyen il yöneticileri büyük ihtimalle;
-"Yönetimimiz niçin düşsün ki? Madem öyle seçim öncesi olağanüstü kongre yapalım. Böylece hak eden kimse kongre ile işbaşına gelsin. Eğer uzlaşılacaksa da bu uzlaşma seçim öncesi yapılacak olan olağanüstü kongrede olsun" diye düşündü.
Düşünmekle kalınmadı, olağanüstü kongre isteğine ilişkin alınan karar genel merkeze bildirildi.
.......
Karla mücadele eleştirisinde sapla saman karışırsa...
Eskişehir'e son yılların en etkili karı yağmış olsa da, Belediyeler karla mücadele konusunda yetersiz kaldı.
Zaten; 91 mahalleye aynı anda ve aynı miktarda yağan yoğun kar yağışı karşısında son derece başarılı bir mücadele verilmesini kimse beklemiyordu.
Ancak...
Önceden yağacağı belli olan yoyun kar yağışı karşısında mücadele süreci daha iyi yönetilebilinir, daha etkili sonuçlar alınabilir,vatandaşın çektiği sıkıntı daha aza indirilebilinirdi.
Örneğin; hava şartlari nedeniyle işlerini durduran müteahhitlerden iş makineleri alınıp, kiralanabilirdi.
Üç belediyenin koordineli çalışma programı kriz merkezi benzeri bir merkezden hazırlanıp, karla mücadelenin daha etkili hale gelmesi sağlanabilirdi.
Bunlar yapılmadı.
Belediyeler karla mücadele etti etmesine ama, ettiği mücadele etkisizdi, görülmedi,yeterli bulunmadı.
Şimdi, tüm bu yaşananlardan sonra çıkıp, Belediyeleri karla mücadele konusunda eleştirmek bu şehirde yaşayan herkesin hakkıdır.
Ancak...
Bu eleştiriyi yaparken sapla samanı karıştırmaya da kimsenin hakkı olmasa gerek.
Yani...
Belediyelerin karla mücadelede yetersizliğinin başka hizmetler yüzünden olduğunu söylemek biraz maksadı aşıyor.
Demek istediğimiz şudur;
Yazın gelmiş Türkan Şoray'ın, bugün yağmış olan karla mücadele konusunda hiçbir alakası yıktur.
Ayda bir yapılan Tiyatro ve Senfoni gösterileri yerine karla mücadele kıyaslaması yapmak resmen komikliktir.
Belediyelere "Konser yapacağınıza karla mücadele yapın" demek, konuyu resmen çarptırmak ve siyasi boyuta taşımaktan ibarettir.
......