1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Adar'ın söylediklerinden anlayabildiklerimiz ve bir türlü anlam veremediklerimiz...

(br)Eskişehir'de son günlerde gündemi meşgul eden iki konu var.(br)Birincisi: Ulaşım ücretlerine gelen zam.(br)İkincisi de: Kalabak suyunda yaşanan sıkıntı.(br)Her iki konu ile ilgili Büyükşehir belediye Başkan vekili sıfatıyla açıklama yapmış Abdülkadir Adar.(br)Ulaşım zammı için: " Mecbur kalındı. Bu zammın yapılmasında hükümetin zam politikalarının da büyük etkisi var" demiş.(br)Kalabak suyu konusunda ise: " Su seviyesinde herhangi bir sorun yok. Sorun dağıtımda ve insanların gereğinden fazla su depolamalarında" ifadelerini kullanmış.(br)Adar'ın, Ulaşım zammı konusunda "Mecbur kaldık. Hükümetin zam politikası da bu kararın alınmasında etkili" sözlerini anlayabiliriz.(br)Her ne kadar zam oranı konusunda karşı olduğumuz yönleri varsa da, bu gerekçe kabul edilebilir bir gerekçe olabilir.(br)Ancak...(br)Kalabak suyu ile ilgili söylediklerini doğrusu pek de anlamlandıramadık.(br)Birincisi: "Suyun seviyesinde bir sorun yok" diyor, hâlbuki geçtiğimiz günlerde ESKİ Genel müdürünün, su seviyesinde üçte bir oranda azalma olduğu yansımıştı gazetelere.(br)İkincisi: "Dağıtımda sorun var" diyor ki, dağıtım işi de kendilerinin çözebileceği bir iş konumunda. Yani, sorun varsa suçlu da belli.(br)Üçüncüsü de: "İnsanlar gereğinden fazla su depoluyor" diyor ki, bu hemen her yaz karşılaşılan bir durumdur. Bırakın depolamayı, yaz aylarında su tüketimi normal olarak üç kat artar. Bu durum bilinmesine karşı tedbir alınmıyor olması, yine suçun kimde olduğunu ortaya koyuyor.(br)Sonuç olarak...(br)Adar'ın, ulaşım zammı ile ilgili söylediklerini belki anlayabiliriz ama, Kalabak suyundaki sıkıntıyla ilgili söylediklerini doğrusu pek anlayamadık...
......

Siz siz olun, sosyal medyayı sosyal hayatınızın bir parçası yapmayın

Olay yabancı bir ülkede meydana geliyor.
Bembeyaz bir çadır kuruluyor kentin merkezine.
Üzerine de bir tabela çakılıyor:
Tabelada...
-"Girin içeriye, hakkınızda ne var ne yoksa söyleyelim" yazıyor.
Bildiğiniz; Bizim "Falcı", onların "Medyum" diye tanıdığı bir adam oturuyor içerde.
Beyaz elbiseler giymiş, uzun beyaz saçları olan, önünde de yine beyaz bir masası bulunan karizmatik bir insan anlayacağınız.
Merak edenler tek tek giriyor içeriye.
İlk giren kadının elini tutuyor medyum:
-"Senin mutsuz bir yaşamın var. Kocanla ipleri kopartmışsın. Kafa dağıtmak için gittiğin tatil bile psikolojini düzeltmemiş. İçkiye vermişsin kendini. Çocuğun da etkilenmiş bundan. Baksana,sınıfı bile geçememiş. Artık kendine bir çeki düzen vermelisin. Baksana kocanın sana dönme ihtimali de yok zaten. O çoktan bir kadın bulup, aynı eve yerleşmiş bile"
Kadın hayretler içinde.
Çünkü anlattıklarının hepsi doğru.
O şaşkınlıkla çıkıyor çadırdan.
Çadıra ikinci olarak giren bir erkek.
Medyum onun da elini tuttuktan sonra başlıyor anlatmaya.
-"kumara alışmayacaktın. Bak seni ne hale getirdi. Oturduğun evi satılığa çıkartmışsın. 95 Bin dolar istiyorsun karşılığında. Elinde avucunda ne varsa gitmiş zaten. Karın da çocuklarını alıp başka bir şehre taşınmış. Evi satsan bile borçları ancak ödeyebileceksin. Halbuki ne güzel bir yaşamın vardı. Çocukların yanındaki komşunun çocukları ile çok iyi anlaşıyordu. Şimdi evi satacaksın. O çocuklar bu evi satmanı hiç istemiyor"
Adam, son derece şaşkın. Çünkü anlatılanların tamamı doğru.
Aynı şekilde çıkıyor dışarı.
Söz konusu çadıra sırayla girenler de, medyumun söyledikleri karşısında ağızları açık kalıyor.
Hepsinin çıkışta söylediği tek bir şey var;
-"Bu adam bütün bunları nasıl bilebilir?"
Sonradan gerçeği açıklıyorlar insanlara.
Konuştukları ve her şeyi bilen adam, aslında medyum falan değil.
Sadece kulağında kimsenin göremeyeceği bir cihaz var.
Konuşulan çadırın içindeki bir bölümün perdesi iniveriyor aşağıya ve perdenin arkasında 5-6 kişi ve önlerinde de bilgisayarlar.
Her bilgisayarda bir sosyal medya sayfası açılmış.
Siz içeriye girdikten sonra, anında sayfalarınıza giriyor bu 5-6 kişi.
Sizinle ilgili tüm bilgileri toplayıp, kulağındaki mikrofon aracılığıyla medyum taklidi yapana gönderiyorlar.
O da insanlara söylüyor özel hayatları ile ilgili detayları.
Aslında...
Medyum zannettiği insandan duyduğu ve son derece şaşırdığı olayları, sahip olduğu sosyal medya sayfalarından herkes biliyor.
Sonuç olarak...
Sosyal medya hepimizin günlük hayatının önemli bir parçası oldu.
Bu olurken, her birimizin özel hayatı ile ilgili detaylar da resmen ortaya döküldü.
Artık insanlarla ilgili olarak, olup biteni bilmek ve bu olup bitenden yola çıkarak gelecek ile ilgili tahmin yapmak için medyum falan olmaya gerek yok.
Herkesin özel yaşamı, herkesin klavyesinin birkaç tuşu arasında.
O yüzden siz siz olun, sosyal medyayı, sosyal yaşamınızın içine fazla sokmayın.
Eğer istemeden ve farkında olmadan sokuyorsanız da, sizinle ilgili tüm özel bilgilere sahip olanları gördüğünüzde, şaşırmayın.
Zira o bilgileri edinmesinin nedeni bizzat sizsiniz...
.......

Şimdi Adalet bunun neresinde?
-Milli Eğitim, Okul yöneticileri için puanlama sistemi getirdi.
-100 puan üzerinden yapılacak olan değerlendirmenin 40 puanını, okuldaki öğretmenler, geriye kalan 60 puanı ise il ve ilçe Milli Eğitim müdürleri tarafından yapıldı.
-"75 puanın üzerinde alanlar ise başarılı sayılacak ve müdürlük görevleri devam edecek" denildi.
-Mesai arkadaşları ve velilerden 40 tam puan alan başarılı yöneticilere, Milli Eğitim Müdürleri tarafından puan verilmeyerek, 75 puanın altında kalması sağlandı.
-Mesai arkadaşları ve velilerden 40 puanı alamayan başarısız yöneticilere, milli Eğitim müdürleri tarafından yüksek puan vererek, 75 puanın üzerine çıkması sağlandı.
-Eskişehir'in gerek Üniversite sınavı, gerek sportif müsabakalar ve gerekse bilimsel etkinliklerde en başarılı ilk 5 okulunun yöneticisi, 75 puanın altında kalıp Başarısız oluverdi.
-Aslen görevi okul müdürü olan ama aynı zamanda Milli Eğitim Müdürlüğüne vekalet edenler, kendi kendine 60 tam puan verdi.
-Göreve iki ay önce başlayan milli Eğitim Müdürü, hiç karşılaşmadığı ve ismini bile duymadığı bir okul yöneticisine hiç puan vermedi.
-Türkiye birincisi çıkartan okulun yöneticisi başarısız oldu.
-TÜBİTAK sergisine Eskişehir'den tek katılan okul yöneticisi başarısız oldu.
-Türkiye genelinde Folklor ve spor alanında 15 ödülden 13'ünü Eskişehir'e getiren okulun yöneticisi başarısız oldu.
-Okul yöneticisi olarak 75 puanın altında kalıp çalışma arkadaşlarının bile puanını alamayan, ilçe Milli Eğitim müdürü oldu.
-AK partiye yakın sendikanın üyeleri başarılı, AK Partiye yakın olmayan sendikaya üye yöneticiler resmen başarısız oldu.
-AK partiye yakın olmayan sendikada olup, son anda sendikadan ayrılanlar 75 puanın üzerine çıktı.
-AK Partiye yakın olmayan ve istifa da etmeyen okul yöneticileri, mesai arkadaşları ve velilerin oyunu almasına rağmen 75 puanın altında kaldı.
Tüm bunlar oldu da ne mi oldu?
Hemen söyleyelim.
Okul yöneticileri için getirilen puanlama sistemi içine öğretmenler konuldu.
Öğrenci ve öğrenci velileri de konuldu.
Hatta.
Milli Eğitim müdürleri de konuldu...
Dahası...
Dolaylı yönden sendikalar bile konuldu...
Ama...
Galiba bu puanlama sistemi içine "Adalet ve liyakat" konulması es geçildi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi