Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel Amerikalıların;Siz otomobil değil, vites kolunu dahi yapamazsınız; sözüne çok içerliyor.
Hemen talimat veriyor;İlk Türk otomobili yapılacak diye...Hem de böylesine bir denemeyi fuzuli bulan bir çok üst düzey bürokrat ve Bakanlara rağmen. Yaparız diye çıkıyor ortaya bir mühendis.Topluyor diğer mühendis arkadaşlarını.
Hepsi kararlı.
Yer olarak, Eskişehir'deki bugünkü Tülomsaş bünyesinde hala varlığını sürdüren Cer Atölyesi seçiliyor.
Geliyor mühendisler Eskişehir'e.
Sıvıyorlar kolları.
Cer Atölyesinin ustaları da katılıyor kendilerine.
İnsan üstü bir çaba ile geçiyor günler.
Her parçanın üretimini tek tek planlıyor, ardından yapımına geçiyorlar.
Üstelik, her türlü engellemelere projeye ayrılan bütçenin budanmasına rağmen.
Neticede...
Kısıtlı süreye rağmen İlk Türk Otomobilleri Devrim ile, Tecrübe ortaya çıkıyor.
Sayısız testten geçirilip, kontrol ediliyor.
Artık sıra, Ankara'da Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in önünde gerçekleştirilecek gösteriye geliyor.
Otomobiller Eskişehir'den bindiriliyorlar Trene...
Trene bindirilirken de, herhangi bir tehlikeye karşı benzin depolarının boşaltılması talimatı geliyor.
Öyle de yapıyorlar.
Ankara'da, Hipodrom önüne getiriliyor her iki otomobil.
Cemal Gürsel, Biri Siyah, diğeri Beyaz olan iki otomobilden, Siyah'a binmek istiyor.
Yani, içinde benzin olmayana.
Devrim çalışıyor, gidiyor ancak, 10 metre ilerde duruyor.
Benzini olmadığı için, bir daha da çalışmıyor.
Projeyi başından beri engellemek isteyenlerin yüzünde alaycı bir gülümseme...
Projeye inananlarınkinde ise, büyük bir hüsran.
İniyor Cemal Gürsel stop eden Devrim'den...
Etrafını saran gazetecilere ise;
Garp kafasıyla otomobil yaptık, Şark kafasıyla içine benzin koymayı unuttuk; diyor.
Diğer otomobilin çalışıp yürümesi, Devrim arabasının da, benzin konulduktan sonra sorunsuz çalışmasına rağmen...
Proje iptal ediliyor...
Böylece...
Yapımı Eskişehir'de başarılan ilk Türk otomobilinin seri üretim projesi, rafa kalkmış oluyor.
İlk Türk Otomobilini yaratan mühendis ise, tüm bu yaşanan olayların ardından;Adı Devrim olan bir otomobili cadde ve sokaklarda tabi ki dolaştırmayacaklardı" diyebiliyor.
Anlattığımız bir hikaye değil.
Eskişehir'de birebir yaşanmış bir acı olay.
İşte bu Cumhuriyet tarihine mal olmuş acı olayın filminin çekileceğini duyduğumuzda, inanın çok sevinmiştik.
Önceki akşam gidip izledik.
Ülkenin nasıl bir fırsatı kaçırdığını, bu fırsatın kaçmaması için ülkesini sevenlerin nasıl çaba gösterirken...
Aynı fırsatın kaçması için birilerinin nasıl çaba harcanıldığına tanık olduk...
Ve şunu çok açık gördük ki...
O günden bu yana hiçbir şey değişmemiş.
Bu gün hala ülkesini sevenler, fedakarca canını dişine takıyor...
Bu gün hala...
Birileri ülkenin önünü tıkamak için elinden geleni yapıyor.
İşin kötüsü...
Hem, ülkenin önüne taş koyanlar bu işten galip çıkıyor...