1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Adı üzerinde Meczup, Aklını yitirmiş işte...

Atatürk Heykelleri'ne saldırmak moda...
Biri yakıyor, diğeri orakla saldırıyor, bir diğeri spey boya ile boyuyor.
Hepsinin yaptığı sonuçta birer saldırdı...
Öncelikle, Atatürk'ü seven ve O'nu, ilkeleri ve yönetim anlayışı ile bu ülkenin mutlak kurtarıcısı olduğunu kabul eden biri olarak şunu söylemek isterim ki:
Bu saldırıların bana göre 2 nedeni var...
Birincisi: Atatürk karşıtı bir siyasi yapının dikkatini çekmek ve bu sayede bir çıkar elde etmek...
İkincisi de: Meczup, yani aklını yitirmiş olmak.
Aslında ikisi de aynı kapıya çıkıyor.
Yani Meczup'a...
Dikkat ederseniz, son günlerde artan Atatürk büst ve heykellerine yapılan saldırılarla ilgili olarak, saldırı yapanların Meczup olduğu, yani akli dengesinin yerinde olmadığı çıkıyor ortaya...

Zaten...
Akli dengesi yerinde olan niye saldırsın ki Atatürk'e...
Sevmiyorum, onaylamıyorum, eleştiriyorum demek başka.
Büstü ve heykeline saldırmak başka...
Eğer biri o yüce insanın fotoğrafına, resmine, büstüne, heykeline saldırıyorsa (ki saldırıyorlar) onlar bana göre de meczuptur...
Yani...
Aklını yitirmiştir...
O yüzden...
Bırakın bağımsızlık uğruna verdiği ve kazandığı savaşları, kurduğu ülkeyi, yokluk içinde gerçekleştirdiği kalkınmayı ve çizdiği hedefi bir tarafa.
Bırakın 57 yıllık yaşamına 11 savaş, 24 madalya,7 Nişan, 13 kitap 1 ülke sığdırmış olmasını bir yana
Boş zamanlarında Geometri kitabı yazmış bir dâhi'nin heykeline aklını yitirmeyen biri niçin saldırsın ki?
Olsa olsa meczuptur saldıran...
Biz de kalkmış, meczupların yani aklını yitirmiş insanlardan Atatürk'ü anlamasını bekliyoruz...
Hâlbuki...
Adı üzerinde Meczup, aklını yitirmiş işte...

......
"CHP'li olma" kurultayı da düzenlenmeli...
Cumhuriyet Halk Partisi üyeliği, yapılabilecek en kolay iş.
Emin olun, internet üzerinden ayakkabı almak, CHP üye başvurusunda bulunmaktan daha zor.
Geçiyorsunuz bilgisayarın başına, giriyorsunuz CHP üye başvuru bölümüne, dolduruyorsunuz formu.
İstenilen sadece geçerli bir adres ve TC kimlik numarasına sahip olmanız.
Ha bir de üye aidatının ödendiğinin belgesini koymanız lazım.
Yapacağınız sadece bu!
5 dakikanızı almıyor CHP üyesi olmanız.
Bilgisayar başında 5 dakikada CHP üyesi olunuyor olunmasına da, gerçekten CHP'li olunuyor mu? İşte burada büyük sıkıntı var.

Zira...
CHP'li olmanın taşıyacağı sorumluluk, sadece formu doldurup, aidat ödeme ile olmuyor.
-İyi bir CHP'li olmanın yolu, partinin program ve tüzüğüne uygun bir şekilde davranış göstermekten geçiyor.
-İyi bir CHP'li olmanın yolu, bir kişinin ya da grubun değil, davanın adamı olmaktan geçiyor.
-İyi bir CHP'li olmanın yolu, para ve iktidar peşinden gitmek değil, ilkeler ve idealler peşinde koşmakla oluyor.
Dahası...
-İyi bir CHP'li olmanın yolu, halkın iktidarı söylemiyle yola çıkıp, kendi iktidarlarını kurmak isteyenlerin karşısında durmaktan geçiyor.

Hatta...
-İyi bir CHP'li olmanın yolu, başkalarının dağıttığı makarna ve kömürü eleştirirken, delegeleri yemekle kafaya alma çabalarına karşı çıkabilmekle oluyor.
Hatta,hatta...
-İyi bir CHP'li olmak, hiçbir çaba harcamamanıza rağmen, size sunulan tepeden inme görevleri "Bu demokratik değil" diyerek elinizin tersi ile itmenizden geçiyor.
O yüzden...
CHP üyesi olmak, yukarıda da anlattığımız gibi dünyanın en kolay işi.
Zor olan, gerçekten "CHP'li olmak"
Sonuç olarak...
CHP'nin bugün için binlerce üyesi var.
Kaç tane "İyi bir CHP'li" diyeceğiniz insan var?
Konumlarını korumak için dokuz takla atanları, hedefledikleri makama ulaşabilmek için yapmadıklarını bırakmayanları, "Demokrasiyi" ağızlarından düşürmeyip, ilk fırsatta demokrasi dışı yöntemlere başvuran ve göz yumanları, oğlunu, kızını hatta karısını belediyelerde işe sokmak için pervane olanları, kendi menfaatleri söz konusu olduğunda parti program ve tüzüğünü yok sayanları ayırın bir kenara...
Kaç tane "iyi CHP'li" diyeceğiniz kişi var ki?
Başlayın bakalım sağdan ve soldan saymaya, kaça kadar gelebileceksiniz?
Ya da yorulmayın saymak için biz söyleyelim.
Çok gidemeyeceksiniz.
Çünkü...
Aklınıza gelen her isim, geçmişteki defoları ile birlikte gelecek...
Benzeri bir yazıyı daha önce de yazdık belki hatırlayanlar olacaktır.
Bu gün için yeniden hatırlatmak durumunda kaldık.
Malum şu sıralar CHP'nin Çanakkale'de düzenlediği "Adalet Kurultayı" devam ediyor.
Gönül istiyor ki aynı CHP, "CHP'li olabilmek" ismiyle bir kurultay daha düzenlesin.
Zira...
"Adalet" kadar olmasa da "CHP'liyim" diyenlerin gerçekten CHP'li olup olmadıklarını anlama ve idrak etmelerine ihtiyaç var...

.....
Kavga seçim
kaybettirir
Siyasette tarihten ders çıkartmak esastır.
Örneğin Eskişehir'de yaşanan seçimlere bir bakın!
CHP 7 Haziran'da kazandığı seçimi 5 ay sonra, yani 1 Kasım'da kaybetti?
Nasıl kaybetti?
Ya da tersinden sorgulayalım.
AK parti 7 Haziran'da kaybettiği seçimi 1 Kasım'da nasıl kazandı?
Aynı olan bu iki soruya verilecek olan cevabı bulabilmek için iki seçim arasında, iki partide neler yaşandığına bakmak yeterli olsa gerek.
Şöyle ki:
AK parti'de 7 Haziran seçimiyle 1 Kasım seçimi arasında yapılan tek bir şey var.
O da: listede huzursuzluk yarattığına inanılan bir ismin çıkartılarak, yerine başka bir ismin konulması.
CHP'de de, 7 Haziran seçimiyle 1 Kasım seçimi arasında yapılan tek bir şey var...
O da: Kazanılan seçim sonrasında mevcut il yönetiminin görevden alınıp, yerine yeni bir yönetim atanması.
Şimdi...
AK Parti'de 7 Haziran seçimi sonrası listede huzursuzluk yarattığına inanılan ismin çıkartılarak, yerine yeni bir isim konulması, partideki kavgayı sona erdirdi.
CHP'de ise, 7 Haziran seçimi sonrası mevcut il yönetiminin görevden alınması, partide kavgayı başlattı.
Netice itibarıyla...
7 Haziran ile 1 Kasım seçimleri arasında, AK partide kavga biterken, CHP'de kavga başladı.
Sonuç olarak...
"Seçim kavga ile kazanılamaz ama kavga ile kaybedilir" sözünün doğruluğuna geldi mesele.
Bu sözü sık sık hatırlatıyoruz.
Partiler içinde yaşanan kavganın şiddetinin, seçim kaybetmede en büyük etken olduğunu ifade ediyoruz.
Şu anda iki partide de kavga yok.
Ancak...
Bu "seçim sürecinde kavga olmayacak" anlamına gelmiyor.
İki partinin içinde ileriye dönük kavga olup olmayacağını bilemiyoruz ama, bildiğimiz kesin bir şey var...
O da: 2019 seçimlerine en az kavga ile giren partinin, Eskişehir'de seçimleri kazanacağı.
2019 da hem milletvekili genel hem de mahalli seçimler yapılacağı göz önüne alındığında...
Kendi içinde kavga etmeyen parti ortalığı tarla gibi süpürür...
Kendi içinde kavga eden parti ise süpürülür gider...

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi