Ülkemiz topraklarının, büyük bir kısmı çölleşme ve erozyon tehdidi altındadır. O nedenle de ülkemizde, ağaçlandırma ve erozyon kontrolü çalışmalarının, önemi herkes tarafından bilinmektedir. Bu maksatla, 1995 yılında, kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılacak, ağaçlandırma ve erozyon kontrolü çalışmalarına ait esas ve usulleri düzenleyen 4122 sayılı Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu yürürlüğe konulmuştur.
Kanun gereği, ülkemizdeki milli ağaçlandırma ve erozyon kontrolü seferberliğinin, etkin bir şekilde hayata geçirilebilmesi, süreklilik kazanması için, bu alanda deneyimli, tecrübeli yöneticilere, ihtiyaç vardır. Eskişehir Orman Bölge Müdürü, Sayın Recep ATEŞ, bu yöneticilerimizden biridir.
Sayın Recep ATEŞ' le, her konuşmamızda, işini ehli bir yönetici olarak gördük. Aslında bir sorununuz olduğunda, yolunuz işinin ehli bir kişiye düşerse, işin ehli kavramının, ne demek olduğu, çok daha net anlaşılır. O vakit, birbirinizi, anlıyorsunuz demektir...
Elbette işinin ehli olmak, sadece deneyim ve bilgi sahibi olmak, demek değildir. İşinin ehli, her şeyi bilen, kendisi çözen kişi hiç değildir. Tam tersine, bildiğini, çok iyi bilen, iyi gözlem yapan, her zaman güven ve ihtiyaç duyulan, kişidir.
Sayın Recep ATEŞ, ağaçlandırmada, sürekli makro düşünen, faktörler ne kadar değişse de, değişen koşullara uyabilen, insanlarla da çok iyi bir ilişki kuran bir yönetici. İşinin başında olma, yetki ve sorumluluk trafiğini doğru yönlendirme, denetleme, bilgi aktarma ekibini motive edebilme ve eğitebilme, başarı ve başarısızlıkları paylaşabilme, gibi, özellikleri ile de dikkat çekiyor.
Geçen hafta ayaküstü konuşmamızda, "MERA" problemi halledilirse, Kanlı Pınardan, Sivrihisar'a, kadar olan, soldaki tepeleri ağaçlandırarak, büyük bir yeşil kuşak meydana getirmek istediğini söyledi. Ayrıca Orman Bölge Müdürlüğünün, yıllardır en önemli hedeflerinde biri de her köye, bir köy koruluğu, gerçekleştirmektir.
Sayın ATEŞ' in, bu düşüncesi, bazı kesimler tarafından, hayal gibi görülebilir. Ancak Dalai Lama' nın dediği gibi, "Güzel bir bahçe düşlemeden, bahçe sahibi olunamaz." Projeler, geleceği düşlemektir. Güzellik ve başarılara, ulaşmanın da, ilk adımıdır.
Sayın ATEŞ, ormanların korunmasında ve ağaç dikiminde, "Toplum katılımını" olamazsa olmaz konumda görür. Bu sayede, kaynakların, harekete geçirildiğini, maliyetleri düşürüldüğünü, en önemlisi de, halkın ağaç dikimi ve ormanlar hakkında, bilinçlendiklerini sıkça vurgular. Hatta toplum katılımını, birey için, bir hak ve görev olarak görüyor.
Sayın ATEŞ' e göre, ormanlar, kendi kendisini yenileyebilen, doğal kaynaklardır. Nitekim KOÇAŞ köyünde, bu duruma tanık olduk. Bu alanlarda ve gölet çevresinde yapılacak ağaçlandırma çalışmaları için, ön etüt raporu düzenlendi, daha sonra da gerçekleştirilecek, proje ile ağaçlandırılacaktır.
Türkiye; topoğrafik yapısı, iklimi, uygulanan yanlış tarım yöntemleri, aşırı mera ve orman tahribatı ve toprakların çoğunlukla erozyona duyarlı olması, nedeni ile dünya yüzünde, yüksek düzeyde, erozyona maruz kalan ülkeler arasında yer almaktadır. O nedenle de bilhassa tepelere, yapılacak ağaçlandırma çalışmaları, "MERA" gerekçesi ile önlenmemelidir. Çünkü toprak gittikten sonra, ne mera kalır, ne de bu bölgelerde ağaçlandırma yapılabilir.
Öte yandan İslam dininde, ağaç dikmek fiilî bir duadır, Bütün ağaçlar da Cenab-ı Allah'ın eseridir. Lüzumsuz yere veya hasar vermek için, ağaç kesmek büyük günah kapısını açmaktır. Ağaç dikmek ise büyük sevaptır. Nitekim Peygamberimiz [s.a.v.] :"Kıyametin kopacağını haber alsanız bile, ağaç dikmekten vazgeçmeyiniz!" buyurmuştur.
Ülkemiz ve Eskişehir' de, arazi yapısı dağlık ve oldukça da engebelidir. Yüksek bölgelerde, ormanlar ve meralar yer alırken, taban arazilerde tarım yapılmaktadır. Ağaçlandırma çalışmaları, genelde üst havzalarda yapıldığından, yağmur sularının yüzeysel akışa geçmesini, yani sel ve taşkınları önlemektedir. Bu fonksiyonu nedeniyle ağaçlandırma çalışmaları, tarım topraklarımızın verimliliğini ve bu verimliliğin devamını emniyet altına alan bir sigorta durumundadır.
Ayrıca ülkemizde ve Eskişehir'de, hazineye ait ve sahipli arazilerde ve bozuk orman alanlarında, her türlü gerçek ve tüzel kişiler, tarımsal kalkınma kooperatifleri, belediyeler, vakıf, dernek, şirket, kamu Kurum/kuruluşları, velhasıl isteyen herkes, mevzuata uymak kaydıyla, özel ağaçlandırma çalışmaları yapabilir.
Eskişehir' de ağaçlandırma çalışmaları açısından, Sayın Recep ATEŞ ve ekibi bir şanstır. Ancak Eskişehir'deki kamu ve özel kurum/kuruluşlar, sivil toplum örgütleri vakıflar ve bireysel olarak, tüm vatandaşlar, gönüllü olarak Orman Bölge Müdürlüğü'nün, çalışmalarına, her türlü katkıyı yapılmalıdır. Çünkü Franklin Roosevelt' in, söylediği gibi "Bir ulusun uygarlık düzeyi, üzerinde yaşadığı toprakları, ağaçlandırmasıyla ölçülür."
