
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
AĞZINA SAĞLIK...
Yayınlanma:
Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi tarafından, geçen hafta, 'Hukuk Devleti, Demokrasi ve Anayasa' konulu panel düzenlendi. Panelde İstanbul Barosu Başkanı Sayın Ümit KOCASAKAL, CHP'yi sert bir şekilde eleştirdi.
Sayın KOCASAKAL,"...dediler ki 'biz Mustafa Kemal'in askerleri değil, yurttaşlarıyız.' Böyle saçma bir şey olur mu? Oradaki askerleriyiz ifadesi, biliyorsunuz ki biz, ona yürekten bağlı olduğumuzu ifade ediyor. Gerekirse uğruna seve, seve ölüm dahil, her şeyi göze alan kişiler olduğunu gösteriyor." sözleri ile CHP yönetimini eleştirdi.
'22. Aralık 2012 tarihli yazımızda, "Yeni CHP! " Mustafa Kemal' in Askeriyiz" veya Mustafa Kemal' in Yurttaşıyız" demek zorunda mı? Veya ATATÜR' ü sevenlerin, "Atatürk' ün Askeriyiz" demesinin, ne mahsuru var?" ." Yeni CHP' de, partinin ismi ve altı ok'lu amblemi dışında, Atatürk'ün, CHP'si ile benzer yanı yok" demiştik.
Sayın KOCASAKAL' da, aynı düşüncededir. Nitekim konuşmasında, "..., aklıselim insanlarımızın devrimci, vatansever, yurtsever üye veya hissi bulunanlarla hiçbir sorunum yok. Olamaz da zaten. Ama yönetimi ile sorunum var. Yönetim anlayışı ile ilgili sorunun var. CHP, aslında uyuyan bir devdir. Ancak CHP yönetimi, bunun fakında değildir." sözleri ile CHP yönetimine eleştiride bulundu.
Sayın KOCASAKAL, İzmir' de yapmış olduğu bir konuşmada da "CHP, kimsenin babasının malı değildir. Bir kimliğin, olmak zorundadır. Düşünce özgürlüğü maddeleri altında, "ÜNİTER" devleti, ulus devleti, cumhuriyeti, devrimleri tartışmayız da tartıştırmayız da. Bu laflarla, Cumhuriyet'in altını oyup, artık tekke ve zaviyeler de açılsın noktasına geldik. " diyerek, bir gerçeği gündeme getirmişti.
Yine Sayın KOCASAKAL' a göre," CHP, Atatürk'ün ölümünden sonra, halkçılık okunu yitirmiş, Politbüro olmaya doğru gitmiştir. CHP'de, kala, kala Cumhuriyet kalmıştır. Onu da yitirirsek, ne kalır Atatürk'ün partisinden? Kimse kimseye mahkûm filan değil. Artık buramıza geldi. Ya kendilerini toplarlar, Atatürk'ün partisi gibi olurlar; ya da Atatürk'ün partisini gerçek anlamda, halkla beraber başka şekilde yaratır, yürür gideriz. Üzerimde, tarihsel bir görev var. Yarım kalan cumhuriyet devrimini tamamlamak. Bu bizlere nasip olacak" diyerek eleştiride bulundu.
CHP, eleştirileri dikkate alır mı bilinmez ama eleştirileri, dikkate almak zorundadır. Çünkü Sayın KOCASAKAL' ın, " CHP, aslında uyuyan bir dev. Dev uyansa, var ya kimse önünde duramaz. Diyorlar ki biz kitle partisiyiz. Bir parti, kitle partisi olabilmek için önce kütle partisi olmak gerekiyor." sözlerine, katılmamak mümkün mü?
PKK ile yapılan görüşmelerde, yeni CHP'nin, görüşü ortadadır. Oysa
Sayın BAYKAL'ın, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, "ırk, kan, kafatası devleti
olmadığını" vurgulayarak, "Bizim devletimiz siyasi dayanışma, beraberlik, siyasi bilinç devletidir. Her etnik kökenden, ırktan insan var. " demişti.
Elbette insanların, ayrı etnik kimliğinin olması, devlete zarar vermez. Herkes kendi etnik kimliğiyle iftihar edecek, ana dilini bilecek, konuşacak, yayın yapacaktır. Kökenimiz, ne olursa olsun, hepimiz aynı milletin vatandaşıyız. Türkiye'de herkes eşit ve kardeştir. Birlikte yaşamak varken, bu kavga niye?
PKK ile ilgili olarak, CHP ve diğer siyasi partiler, çok çelişkili açıklamalar yapıyorlar. Özellikle de Yeni CHP, Atatürk'ün kurduğu " ÜNİTER" devleti parçalamak için, ortaya attığı yol haritası, zihinleri karıştırdı. Oysa CHP' nin, 4. Kurultayı'nda ATATÜRK, "Cumhuriyet Halk Partisinin, esas düşünce ve dileği, vatandaşları, her türlü ayrılıktan korumak, onları, kendileri ve büyük Türk ulusu için faydalı kılmaktır." demiştir.
Oysa Yeni CHP'nin, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Paris'te öldürülen 3 kadın PKK'lı için, Sakine Cansız' ın ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Üstelik ziyareti, Twitter'daki resmi hesabından duyurdu ve ziyaret fotoğrafını yayınladı. CHP'de Aygün'ün ziyareti tartışma yaratırken, twitter üzerinden de "Aygün istifa etsin" çağrıları yapıldı.
Ayrıca AKP, CHP ve diğer partiler, Yeni Anayasa ile federal yapı oluşturarak, terörü önlemek mi istiyorlar veya Ana dilimizin yanına, ortak dil mi koymak istiyorlar, bir açıklama yok. Oysa yeni anayasa için, halktan izin almak zorundadırlar. Çünkü halka rağmen, anayasa yapmak, halkı aldatmak ve havanda su dövmekten başka bir şey değildir.
Sayın KILIÇDAROĞLU' nun, İlk CHP Kurultayın da, ülke için, hayati önem taşıyan, ""ÜRETİM", "SİYASİ AHLAK YASASI", "AİLE SİGORTASI", "AVRUPA BİRLİĞİ" "DOKUNULMAZLIKLARIN" ve "SEÇİM BARAJININ" kaldırılması, "KESİN HESAP KOMİSYONU" gibi, benzer vaatleri ile büyük ilgi görmüş, umutta olmuştu. Bugün ise CHP kurmayları, PKK ve diğer konulardaki çelişkili açıklamaları ile kendi tabanından dahi eleştiri alıyor.