
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
AK Parti aday listesini ince eleyip sık dokumalı...
Yayınlanma:
Seçimler ile ilgili sürekli söylenen bir tespit var.
-"Mahalli seçimlerde adaylar, Genel seçimlerde ise partiler ön planda olur"
Bu bizim de katıldığımız bir tespittir.
Zira...
Mahalli seçimde bazı adaylar,partisinin oy oranı düşük olsa da,sırf isimleriyle seçim kazanır ki, bunun en somut örneği,DSP'den, Yılmaz Büyükerşen'in üç dönem, Ahmet Ataç'ın da iki dönem Belediye Başkanı seçilmeleri olmuştur.
Milletvekili genel seçimlerinde ise seçmen partiye oy verir.
Milletvekili adaylarının iyi ya da kötü oluşu, parti oyunu ,yukarı ya da aşağıya olmak üzere en fazla yüzde 2-3 ancak etkiler.
Bu da çoğunlukla seçim sonuçlarına çok büyük etki yapmaz.
Ancak....
Yapılacak olan seçimde partilerin oy oranı kafa kafaya ise, işte o zaman Milletvekili genel seçiminde adayların da önemi ortaya çıkmış olur ki, Eskişehir'de de böylesi bir durum var.
30 Haziran seçimlerinde AK Parti Eskişehir'de birinci parti olamadı.
18 bin oy, yani yüzde 3'lük bir oy oranıyla 3 ncü vekillikten oldu.
1 Kasım'da yeni bir seçime gidiliyor.
Seçime gidilirken de AK Parti'nin erken seçime 30 Haziran seçimindeki aday listesiyle girip girmeyeceği konuşuluyor.
Biz göre,AK Parti 1 Kasım seçimlerine aynı liste ile girmesi halinde, Eskişehir seçim sonuçlarında pek bir değişiklik olmaz.
Çünkü.
O günden bu güne AK Partinin oylarının artmasına neden olan bir durum gelişmedi.
Öte yandan...
AK Parti listesinin yeniden seçilebilecek yerlerinde olacak aynı isimler için "Ben bu isimler listede olmazsa AK Partiye oy vermem" diyen de yok.
Ancak...
Bu isimler yerine parti çevresinde isimleri konuşulan Harun Karacan,Burhan Sakallı,Ayhan Arslan gibi isimler için "Ben bu isimler yoksa oy vermem" diyenler mevcut.
-Yukarıda da söylediğimiz gibi, eğer seçim kafa kafayaysa...
-Aday listesindeki isimler nedeniyle partinin mevcut oyu yüzde 2-3 artacak ya da azalacaksa...
-Adaylar yüzünden kaybedilecek yüzde 2-3 oy seçim kaybettirecek, ya da seçim kazandıracaksa...
O halde AK Partinin 1 Kasım seçimlerinde Eskişehir aday listesini ince eleyip sık dokumak zorunda.
Aksi halde...
Eskişehir'de seçimin tekrarlanması pek bir sürpriz yaratmayacak gibi...
.....
Var mı böyle siyasetçi?
man Bölükbaşı Türk siyasi tarihinin yetiştirdiği en önemli siyasetçisidir.
Hitabet sanatında ki ustalığı, hazır cevaplığı ve esprili kişiliğiyle, en çok sevilen siyasetçiler arasında da yer almıştır.
Ömrü, iktidarlarla kavga ederek geçmiştir Osman Bölükbaşı'nın...
Siyaset yaparken söylediği sözler, siyasetin vazgeçilmez sözleri haline gelmiştir.
Mitinglerinde ki olağanüstü kalabalığa rağmen, bunların sandığa yansımayışı karşısında söylemiş olduğu "Bizde sap çok dane yok" sözü, hala anlatılır.
İsmet İnönü ile aynı uçakta yolculuk ederken, yine aynı uçakta bulunan oğlunun İnönü'den "Baba bana para ver Uçaktan aşağıya atacağım. Aşağıda bulan sevinsin" demesi üzerine çocuğa dönüp;
-"Sen şu babanı uçaktan aşağıya at da, herkes sevinsin. Ben sana istediğin kadar para veririm" esprisi hala kulaktan kulağa anlatılır.
İşte bu siyaset adamının siyaset ve siyasetçiyle ilgili söylemiş olduğu en önemli saptama kesinlikle şudur:
"Bir ahlak ve fazilet uğraşı olan Siyasette dürüstlük esastır.
Siyasette işinize geldiği gibi keyfi hareket edemezsiniz. Bunu meşru ve haklı gösteremezsiniz. Siyasetçinin hem nefsi temiz hem de siyasi çizgisi doğru olmalıdır. Zamana ve zemine, ortama ve şartlara göre yalpa yapmamalı, bunun için de gerekçe ve bahane arayışına girmemelidir."
Ne dersiniz?
Bu saptamaya uygun nitelikte siyaset ve siyasetçi günümüzde kaldı mı acaba?
Cevabı duyar gibiyim sanki...
...........
"Ben söylediklerimden sorumluyum, başkalarının ne anladığından değil"
Tepebeşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, televizyon programı sırasında Baksan sanayi sitesi sorulunca "Eskişehir'in en güzel yeri en kötü iş için kullanılıyor" diyor.
Cümlenin içinde geçirmiş olduğu "en kötü iş" bölümü üzerine Baksan'daki 10-15 kişi bu sözleri protesto edip, "Biz burada uyuşturucu imal etmiyoruz. Fuhuş yapmıyoruz" diyerek, Ahmet Ataç'ı istifaya çağırıyor.
Televizyonda sorduk meseleyi Ahmet Ataç'a.
Yapılan üzmüş kendisini elbette.
Söyledikleri oldukça açık:
-"Ben Belediye Başkanıyım. Baksan'da mülk sahibi ya da kiracı olan insanların büyük bir bölümü benim arkadaşım,dostum"
-"Bırakın o birkaç kişinin beni portesto ettiği sözleri söylemek, ima bile etmek"
-"Ben bu güne kadar kimseye hakaret etmedim. Etmem de"
-"Yanlış yaptığımda özür dilemeyi de bilirim ama bu sözlerimde hakaret unsuru olmadığı oldukça açık"
-"Sözlerimin içinden birkaçını çekip,onu da çarptırmak,birilerinin siyaseten kendine çıkar sağlamasından başka bir şey değildir"
-"Üzüldüğüm nokta, beni yakından tanımalarına ve böyle sözler söylemeyeceğimi bildikleri halde o birilerinin kışkırtmasına isteyerek ve istemeyerek inanıp,beni protesto eden fotoğrafının içinde yer alanlardır.
-"Burası konum itibarıyle Eskişehir'in en kıymetli arazilerinden biri.
-"Bu kadar kıymetli bir arazi olabilecek en kötü şekilde değerlendiriliyor"
-"Mülk sahiplerinin buradaki mülkleri yıllar geçtikçe değer kaybediyor"
-"Şehrin ortasında kalan bu bölge kesinlikle dönüşmeli"
-"Dönüşürken mülk sahiplerinin kesinlikle istekleri gözönüne alınmalı"
-"Yapılan düzenleme, mülk sahiplerinin kesinlikle avantajına olmalı"
-"Eğer bu bölgede bir dönüşüm yapılacaksa,öncesinde mutlaka belediye sınırları içinde buradaki esnafın taşınıp,işyerlerini taşıyacağı bir bölge tahsis edilmeli"
-"İşyerlerinin taşınacağı bir bölge ayrılmazsa zaten ben de bu işin içinde olmam"
-"25 Binlik planlarda böyle bir yer tahsis edilip,bize de dönüşümü herçekleştirme görevi verilirse, Baksan'daki insanlarla oturur,anlatır,anlaşır ve onların da şehrin de menfaatine olan bir projeyi ortaya koyarız."
-"Baksan ile ilgili söylediklerim bundan ibarettir"
-"Bu söylediklerim üzerinden yapılan çarptırma ve protesto yaratma isteği,birlerinin bu olay üzerinden siyasi pozisyon yaratma istemesinden başka bir şey değildir."
-"Kısacası: Ben söylediklerimden sorumluyum,başkalarının ne anlamak istediklerinden değil"