Ak Parti bu dönemde de meclis çoğunluğunu almış durumda.
Diledikleri kararı onaylama, dilediklerini ise reddedebilme şanslarına sahipler.
Bu yüzden meclis çatısı altında çok rahat olmalılar.
Ancak, aksi şekilde davranıyor Ak Parti...
Kastıkça kasıyor, gerdikçe geriyor meclisi.
***
Seçim sonrası yapılan oturumları hatırlayın...
Memurların kıdem zamları için bile 'komisyon' ısrarında bulunmuşlardı.
Olmadık işlere karşı çıkıyorlar, rutin meclis kararları için bile inat ediyorlardı.
Bu durum ise meclisi gergin bir havaya bürüyor, Başkan Büyükerşen adeta ne yapacağını şaşırıyordu.
***
Sonraları herkes gördü ki;
"Bu iş böyle olmayacak!"
Salih Koca bile daha fazla dayanamadı...
"Mecliste kararlar uzlaşarak alınsın!" mesajını verdi.
Meclis bu mesajı çabuk aldı.
İlk günlerin kabuğundan hemen sıyrıldı Ak Parti Grubu...
Daha yapıcı bir tavra büründüler.
***
Halk Otobüslerinin özel bir şirkete devredilmesinin iyi ya da kötü yanlarını kamuoyunca tartışmalıydı.
Bunu tartışmaya açacak olan tarafta Ak Parti olacaktı!
Ancak Ahmet Yapıcı ilginç bir cümle ile geçiyor olayı;
"Destek vermeseydik, Büyükerşen 'engelleniyorum' diyecekti" sözünü ediyor...
***
Çok değil daha bir kaç gün önce yazmışız bu yazıyı...
Ak Parti'nin meclis siyasetini bir türlü oturmadığını anlatmışız.
Halk otobüslerinin özel şirkete devrinin tartışılması gereken yegâne konu olurken, Ak partililerin kabul ettiğini belirtmişiz.
Ak Parti'nin 'Uzlaşma' kelimesinin yanlış anladığını belirtmeye çalışmışız!
***
Bakın dünkü gelişmelere...
Otobüsçüler toplanmış, alınan karara ateş püskürüyor.
Hiç biri alınan kararın yanlış ya da doğru olmadığını tartışmıyor.
"Haberi bile gazetelerden okuduk" diyorlar.
Dahası;
İşin faturasını resmen Ak Parti'ye çıkarıyorlar.
"Bu karara el kaldırırken bize sordunuz mu?" diyorlar.
İşin altında şaibe olduğunu bile iddia ediyorlar.
***
Kısaca;
Otobüslerin özelleştirilmesi kararında belediye ile ilgili tek bir tartışma yok.
Tüm eleştiriler gelen gündem maddesine 'el kaldıran' Ak Partililere geliyor.
Çünkü yapılan siyasete anlam veremiyor otobüsçü.
Yani; Ahmet Yapıcı'nın "Onay vermeseydik, Büyükerşen engelleniyorum diyecekti" sözünün yanlış politika olduğu ortaya çıkıyor.
Bakalım Ak Parti bu işin altından nasıl kalkacak?
