Seçimlerden önce sürekli yazdığımız bir konu vardı.
Ak Parti'nin kent kamuoyundan çekilmesinin kendileri adına sakınca teşkil edebileceğini söylemiştik.
Zira;
Ak Parti girdiği her seçimde kamuoyundan bu denli uzak kalan bir görüntü sergilemiyordu.
Siyasi rakipleri ile yapılan söz düelloları ile partinin kentte dinamik kalmasını sağlıyor;
Belki de Ak Parti'ye oy vermeyecek pek çok seçmeni düşündürmeye itiyordu.
Böylesi bir atmosferde ise özellikle genel seçimlerde kazanan hep Ak Parti oluyordu.

HHH


Fakat Nabi Avcı önderliğinde girilen son iki seçimi kaybetti Ak Parti.
İlki yerel seçimler oldu.
Tamam, Büyükşehir ve Tepebaşı için belki de söylenecek çok fazla söz yok.
Fakat eldeki Odunpazarı Belediyesi'nin de kaybedilmesi ortada yanlış bir siyasi strateji olduğunu gösteriyordu.
Yani sahada vatandaş nezdinde yapılan çalışmaların kamuoyu nezdinde yapılmayışı partiye her geçen gün kan kaybettiriyordu.

HHH

Ak Parti'ye bu yönde pek çok uyarıda bulurduk.
Ancak Bakan Avcı'nın 'Az laf, çok iş" prensibinden taviz verilmedi.
Bu da partinin kette dinamizm kaybetmesine yol açtı.
Üstüne üstlük hükümet eliyle yapılan pek çok hizmetin vatandaşa anlatılamamasına yol açtı.
Hepsinden ziyadesi, hükümetin yaptığı projeler bile vatandaş gözünde "Büyükerşen projesi" olarak algılandı.
Durum böyle olunca da önce yerel seçim, ardından da genel seçim kaybedildi.
Daha doğru bir tarifle Ak Parti sandıktan güç kaybederek çıktı.
HHH

Seçim sonrasında ise parti kurmaylarının yaşanan bu eksikliği görmezden gelemeyeceğini anlattık.
Hatta Bakan Avcı'nın partili kurmaylara "Yaptıklarımızı halka iyi anlatmalıyız" talimatını verdiğini bile duyuyoruz.
Bunun içinde kentte sürekli konuşulan hatta tartışılar bir parti olması gerekiyor.
İşte bunun ilk adımlarını da bu günlerde görmeye başlıyoruz.
HHH

Seçimden sonra gelişen süreçte herkes Ankara'ya odaklandığından yerelde siyaset yapma imkanı kısıtlı kaldı.
Ancak fotoğraf netleştikçe Ak Parti kendisine çıkardığı dersleri uygulamaya koydu!
Bunun ilk adımları Volkan Doğan'dan geldi.
Doğan, uzun süren sessizliğini Odunpazarı Belediyesi'ne yönelik sert ithamları ile bozdu.
Yaptığı açıklama ile belki de belediye hizmetlerinden aradığını bulmayan seçmen kitlesini hareketlendirdi.
Ve son olarak dün Salih Koca'nın açıklamaları geldi.
Salih Koca'nın hedefinde ise CHP'li Cemal Okan Yüksel vardı.
HHH

Biliyorsunuz;
Cemal Okan Yüksel'in milletvekili olma şekli pek çok CHP'linin bile tepkisine yol açtı.
Ancak CHP'liler Ak Parti'nin iktidarının bitmesi adına yine de oylarını partilerinden yana kullanmaktan yana imtina etmediler.
Öyle ki partilerini seçimlerde birinci yaptılar.
Ancak;
Milletvekili aday tercihinde yapılan uygulamalar, parti içindeki pek çok kişide rahatsızlık halen sürüyor.
Hatta bu rahatsızlığın kongre sürecinde oldukça etkili olması bekleniyor.
O halde;
Salih Koca'nın bu türlü çıkışı, sadece partisinin gündeme gelmesini sağlamayacak.
CHP'de de bazı özeleştirilerin yapılmaya başlamasını ve duyulan rahatsızlıkların dillendirilmeye başlamasını bile temin edebilecek.
Kısaca;
Ak Parti bir birkaç yıldır uyguladığı "az laf, çok iş" prensibini galiba kırmaya başladı.
Volkan Doğan ve Salih Koca'nın ardı ardına yaptıkları çıkışlar buna işaret ediyor.
Hatta bu türlü açıklamaların bundan sonra artarak devam edeceğini bile söylemeliyiz.
Yani Ak Parti şehir gündemine geri dönüyor.
Son günlerdeki açıklamalardan anladığımız bu...