-AK Parti'de, Eskişehir merkezi mahalli seçimlerde kaybedildi.
Bunun üzerine Genel merkez "Ortada bir başarısızlık var" dedi ve il başkan ve yönetiminin istifasını istedi.
Bunu anladık...
-AK Parti'de, Odunpazarı Belediyesi mahalli seçimde kaybedildi.
Bunun üzerine Genel merkez "Ortada bir başarısızlık var" dedi ve Odunpazarı ilçe başkan ve yönetiminin istifasını istedi.
Bunu da anladık.
-AK Parti'de, Tepebaşı Belediyesi mahalli seçimlerde kaybedildi.
Üstelik parti, Büyükşehir ve Odunpazarı'ndan daha ağır bir yenilgi aldı.
Bunun üzerine Genel Merkez ortada bir başarısızlık görmedi.
Üstelik.
Tepebaşı ilçe Başkanını, yeni il başkanı olarak atadı.
İşte bunu anlamadık...
Sonuç olarak...
Seçim sonuçlarıysa kriter, Başkanlığını yaptığı bölgede seçimi kaybeden ilçe başkanı nasıl oluyor da İl Başkanı yapılabiliyor?
Öte yandan...
Madem başarısızlık ödüllendirilecekti, o halde İl ve Odunpazarı Başkanları niçin istifa ettirildi?
İşte bunları da anlamadık.
Aslına bakarsanız...
Biz AK parti'nin Eskişehir'de yaptıklarını kurulduğu günden bu yana anlamadık ki!, bu yapılanlara bir anlam verelim!
......


Vakıf beraberliği sağladı
Kimin il başkanı olarak atanacağı merak konusuydu AK parti'de.
Mevcut İl Başkanı Süleyman Reyhan ve yönetiminin istifa ettirilmesiyle birlikte, parti içinde etkin olan Birlik Vakfı'nın ekarte edildiği izlenimi doğmuştu.
Yeni atanacak olan il başkanının özelliği ile birlikte, Birlik Vakfı'nın gerçekten ekarte edilip edilmediği tam anlamıyla ortaya çıkmış olacaktı.
Sonuçta, il başkanlığına atama yapıldı.
Yapılan atama vakıf çevresinde memnuniyet yarattı.
Zira...
İl Başkanı olarak atanan isim, birlik Vakfına yakın bir isim olmuştu.
Sonuç olarak...
-AK parti'de il başkanlığına M.Dündar Ünlü'nün atanmasıyla birlikte, Birlik Vakfı'nın parti üzerindeki etkisinin devam edeceği ortaya çıktı.
-Dündar Ünlü'nün il başkanı olmasıyla birlikte, parti içindeki muhalif kanat bir kez daha hayal kırıklığı yaşadı.
-Yeni atanan il başkanıyla birlikte, Genel merkezin seçim yenilgisini yönetimlere değil de, adaylara yüklediği gibi bir izlenim ortaya çıktı.
-Yeni atanan il başkanıyla birlikte, parti içindeki birlik ve dirliğin bundan sonra biraz zor sağlanabileceği düşüncesi hakim oldu.
-Yeni atanan il başkanını tasiye edenler arasında Bakan Nabi Avcı'nın da olması, şaşkınlığa neden oldu.
Tüm bunların yanı sıra tek olumlu sonuç ise, yeni atanan il başkanıyla birlikte AK parti'nin Eskişehir'de ilk kez Eskişehirli bir il başkanı oldu.
Sonuç olarak...
Mevcut il yönetiminin genel merkez tarafından görevden istifa ettirilmesiyle Birlik vakfı golü yemişti.Yeni yapılan il başkanı atamasıyla, galiba durum eşitlendi.
......

Kamu'da makam aracı
kiralama meselesi...
Makam aracı meselesi şu günlerde çokça konuşuluyor.
Özellikle Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un makam aracını değiştirmesi, bunun üzerine yapılan eleştiriler ve Kazım Kurt'un bu eleştirilere verdiği yanıt ve eleştirileri yargıya taşıyacağını söylemesi, konunun yoğun biçimde konuşulmasına neden oldu.
Kazım Kurt ve makam aracı meselesine girmeyeceğiz.
Konu zaten yeterince tartışıldı.
Ancak, Makam araçları kiralanması ile ilgili bir mail aldık.
Sürekli okuyucularımız arasında bulunan bir dostumuz, kamu'da araç kiralama kriterlerinin olduğundan bahsetmiş.
Öncelikle, kiralanacak olan araçların yerli üretim ve motor gücünün de belli bir oranı aşmaması gerektiğine dair yönetmelikler olduğunu söylüyor.
Buna rağmen, tamamıyla yabancı üretim olan ve motor gücü de istenilen oranın üzerinde bulunan araçların kiralandığını söyleyen dostumuz "Kurum kiralama yaparken, yabancı menşeyli bir aracı kağıt üzerinde üç yerli araç olarak gösteriyor. Böylece kiralama kağıt üzerinde yönetmeliğe uygun hale getiriliyor" diyor.
Dostumuzun yazdıkları doğru mu bilemiyoruz ama...
O son derece doğru olduğunu ileri sürüyor...
Eğer durum böyleyse, devletin bu araç kiralama işine bir el atması acilen gerekiyor.
.....


Ahmet Yapıcı'dan partililere
"Fitneciler-Bozguncular" göndermesi...
AK parti Tepebaşı ilçe Başkanı Dündar Ünlü'nün İl Başkanı olarak atanmasının hemen ardından, sosyal medya üzerinden değerlendirmeler yapıldı.
Partinin Eskişehir milletvekilleri sosyal medya üzerinden yaptıkları değerlendirmelerle ortadan ve birleştirici bir dil kullanırken, meclis üyesi Ahmet Yapıcı'nın değerlendirmesi, bir hayli çarpıcı ve atanan isimden dolayı yaşadığı memnuniyeti sergiler nitelikteydi.
Mesaj içinde "Fitneciler-Bozguncular" laflarının bulunması ise, partinin yaşadığı durumu gözler önüne seriyordu.
Sosyal medya üzerindeki işte o değerlendirmeler:
Salih Koca : "AK parti Eskişehir il başkanlığına atanan M. Dündar Ünlü'yü tebrik eder, bu süreçte ve partimize katkı sağlayan tüm adaylara teşekkür ederim"
Ülker Can : "partimizin bayrağını Eskişehir'de taşıyacak olan yeni il Başkanımız Dündar Ünlü'ye görevinde başarılar diliyorum"
Ahmet Yapıcı : "Aylardır süren yıkıcı ve yıpratıcı süreç sona erdi. AK Parti il başkanı Dündar Ünlü oldu. Fitneciler ve bozgunculara ders olsun"
......


BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Görevi gereği orta kademeden bir bürokrat, emrinde çalışanları yerinde görmek, denetlemek üzere bir köy yoluna girer. Nasıl olduysa ayağı kayar ve kendini bataklıkta bulur. Kurtulmak ister daha da batar ve başlar bağırmaya:
— İmdat! Boğuluyorum. Kurtarın beni!
Yoldan geçmekte olan bir köylü bu sese gelir ve başlar olanları izlemeye... Köylünün gelip de kendisini sadece izlemesine bozulan bürokrat, kızgın ses tonuyla:
— Görmüyor musun be adam! Bataklığa düştüm. Kurtar beni!
Hiç oralı olmayan köylü:
— Görüyorum, geçmiş olsun, der.
Kurtarmak bir tarafa, neredeyse dönüp gidesi olan köylünün bu durumunu anlayan bürokrat panikler, başlar yalvarmaya:
— Lütfen! Bir dal uzat. Kurtar beni!
Köylü bağırır:
— Olmaz! Ben ve sen şu anda hazine topraklarındayız. Hazineden bir şey almak, koparmak suçtur! Sen benimle dalga mı geçiyorsun bey!
Ağzına dolan çamurlarla bağırmasını sürdüren bürokrat:
— Ölüyorum. Kurtar beni!
Köylü hiç istifini bozmaz:
— Ben öyle hazine'den mal alıp suçlu duruma düşemem. Ancak köpek ciğer işte!seni böyle bırakacak da değilim. Gidip muhtara haber vereceğim. O kaymakamı, kaymakam da valiyi arar elbet.. Malmüdürüne talimat verilir. Şayet, hazine arazisi değilse, itfaiyeye talimat gider ve onlar seni kurtarır.
— Yahu! Bunlar oluncaya kadar ben ölürüm.
Köylü güler:
— Ben ölmezsin demiyorum ki. Hem ölsen de, mevzuata uygun ölürsün!