1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

AK Parti İl Başkanı Ünlü "Yönetim ve Yürütme kurulunda eskiye de, yeniye de ihtiyacım var"

AK Partide mahalli seçimlerin hemen sonrasında, Genel merkez, Süleyman Reyhan başkanlığındaki il yönetiminin istifasını istedi.
Bunun üzerine AK Parti yönetimi istifa etti.
Kısa bir arayış süreci ve ortaya çıkan aday adaylarının değerlendirmesi sonrasında son kararı Erdoğan verdi ve Dündar Ünlü AK Partinin yeni il başkanı oldu.
İl Başkanlığını oluşturan Dündar Ünlü önce 50 kişilik yönetim kurulunu oluşturdu.
Ardından da, yardımcılarından oluşan yürütme kurulunu.
50 kişilik yünetim kurulunda 13 kişi, eski, yani istifa eden Süleyman Reyhan yönetiminde de görev alan isimlerden oluşmuştu.
Yürüyme kurulu açıklandığında da, iki ismin yine eski yönetimde yer alan yöneticilerden oluşması üzerine 4 yönetici görevlerinden istifa etti.
İstifa eden yöneticilerin gerekçesi, eski yönetimde yer alan 2 ismin yine yürürme kurulunda yer almasıydı.
Yönetim kurulundan istifa edenlerin:
-"Madem il yürütme kurulunda bir vizyon değişikliği gerekiyordu, o halde eski yönetimde yer alan 2 isim niçin yine kritik Başkan yardımcılıkları görevine getirildi?, madem eski yönetimde yer alan bu iki isim yeni yönetimde de aynı görevleri alacaktı, o halde Süleyman Reyhen yönetimi niçin istifa ettirildi?"sorgulaması yaparak istifa ettikleri parti çevresinde duyuldu.
AK Partide yaşanan bu olayı bu şekilde duyurmuştuk önceki günkü yazımızda.
Yazı üzerine aradı AK Parti il başkanı Dündar Ünlü.
İstifaların "Onlar niçin yürütme kurulunda var?"gerkçesinden çok "Biz niye yürütme kurulunda yokuz?" Dan kaynaklandığını söyledi önce.
Ardından da...
-"Eğer bu arkadaşlar yürütme kurulunda görev alsalardı istifa falan olmayacaktı"dedi.

BENİM ESKİYE DE YENİYE DE İHTİYACIM VAR
İl Başkanı Dündar Ünlü, görevi devraldıktan sonra Yönetim kurulu oluşturma çabasına girdiğini, bunu yaparken partiye emek vermiş herkesle istişare yapmaya gayret gösterdiğini söylüyor.
Yeni ynetim ve yürütme kurulunda, yeni isimler kadar eski isimlerin de olmasının doğal olduğunu söyleyen Ünlü "Bu kurullarda yaşlı da olacak genç de, aktif siyasete yeni girenler de olacak, tecrübeli isimler de. Benim üzüldüğüm, istifa eden arkadaşlarımı buraya getiren benim. 'Başkanın böyle bir tasarrufu olmuş. Böyle uygun görmüş' diye düşünmediler. İstifa ettiler. Kendileri yürütme kurulunda yer alsalardı, yine bu karşı çıktıkları iki isme rağmen istifa etmeyi düşünürler miydi? Hiç sanmıyorum" diyerek tamamlıyor sözlerini.
Sonuç olarak:
AK Partide, daha yeni oluşan yönetim içinden 4 yöneticinin görevlerinden istifa etmesiyle birlikte yaşanan bir sıkıntı var.
Bakalım bu sıkıntı kazasız belasız atlatılacak mı?
Hep birlikte göreceğiz...
.....


Tartışmalı-Tartışmasız hep kaybeden Eskişehir...
Hani bir zamanlar Eskişehir'de Havaalanı pistinin doğuya mı? Yoksa batıya mı? uzaması meselesi vardı hatırlarsınız.
Tam 2,5 yıl tartışılmış.
Bir taraf "Doğuya" demiş, diğer taraf ise" Batıya"
İnatçı keçilerin köprü üzerinde karşılaşmaları misali, hiç kimse dediğinden geri dönmek istememiş.
Ve bunun neticesinde 2,5 yıl "Neden Doğuya?" ya da "Neden batıya?" uzaması gerektiğinin gerekçeleri sıralanmış birbiri peşi sıra.
Neticede...
Dönemin maliye Bakanı devreye girmiş ve "Hem Batıya hem de Doğuya uzasın, olsun bitsin" demiş ve nihayet havaalanı pistinin inşaatı başlamış.
Tabi 2,5 yıl tartışılan meselenin yapım da bir o kadar sürmüş.
Yine hatırlarsınız...
Stadyum meselemiz var meşhur.
Neredeyse 3-4 yıl tartıştık nereye yapılması gerektiğini.
Sonunda kesin yer belirlendi ve yapımı başladı ama, yapımı da en az tartıştığımız süre kadar olacak anlaşılan.
Durun daha bitmedi...
Küçük sanayi sitesinin kaldırılması meselesini Eskişehir en az 20 yıldır tartışıyor.
Kimi "Taşınsın" diyor kimi ise "Taşınmasın"
Her gelen Belediye Başkanı ilk iş olarak bu sitenin taşınması gerektiğini ve bu taşınma işinin görev süresi içinde yapılacağını söyleyerek işe başlıyor.
Ama ne çare...
Belediye Başkanlarının görev süresi bitiyor, Site aynı yerde durup duruyor.
Herhalde buranın kaldırılması da tıpkı tartışmayla geçen süre kadar, yani 20 yıl süreceğe benziyor.
Az konuşmadık Tren yolunun yer altına alınma meselesini.
DSP-ANAP-MHP koalisyon hükümetinden bu yana tartışılıyor.
Nereden baksanız 6-7 yıl.
Sonunda çalışmalar bitti ama yer altında. Üzerinin düzenlenmesini de en az 2-3 yıl tartışacağız galiba.
Tren Gar'ı...
Eksiksiz 2 yıldır nereye yapılacağı tartışıldı.
Sonunda yer belirlendi belirlenmesine de, yapımı tartıştığımız süreden de uzun sürecek gibi.
Belki unuttunuz, belki de hatırlıyorsunuz...
Eskişehir'e bir Üçüncü ilçe meselesi atıldı ortaya.
Destekleyenler oldu 3 ncü ilçeyi, karşı çıkanlar da.
Uzun soluklu bir tartışma başladı şehirde.
Sonuçta; üçüncü ilçenin kurulmasına ve kurulacak olan üçüncü ilçenin de "Yunus Emre" ismi almasına karar verildi.
Neredeyse 3 yıl süren bir tartışma neticesinde ne oldu biliyor musunuz?
Eskişehir'e üçüncü ilçe kurulmasından vaz geçildi.
Sonuç olarak...
Biz Eskişehir'de nereye ne yapılacağını yıllarca konuşup, tartışıyoruz.

BİR DE TARTIŞMA OLMADAN BİR TÜRLÜ YAPILAMAYANLAR VAR...

Hadi tartışma neyse.
Ama bir de, ortada tartışma falan olmadan yapılamayan ve yıllardır bekleyen işler var.

Hiçbir tartışma olmamasına, herkesin üzerinde hemfikir olmasına rağmen aylardır ve yıllardır yapılamayan işler var Eskişehir'de.

Örneğin:
Eskişehir'in Demiryolu ile liman bağlantısı yıllardır yapılamıyor.

Keza...
Alternatif çevre yollarına ihtiyaç olduğu konusunda herkesin üzerinde hemfikir olmasına rağmen bir türlü yeni çevre yolları açılamıyor.
Yıllardır söylenilen üçüncü Üniversite bir türlü açılamıyor.
Demiryolunun yer altına alınmasının ardından üzerinde oluşan Bulvarda aylardır düzenlemenin D'si bile gerçekleştirilemiyor.

Sonuç olarak...
Eskişehir'de bazen, aylar ve yıllar süren tartışmalar neticesinde yapılamıyor işler.
Bazen de...
Ortada tartışma bile olmadan, üstelik herkesin üzerinde hemfikir olduğu işler yapılamıyor Eskişehir'de...
Her iki halde de hem şehir kaybediyor, hem de bu şehirde yaşayanlar...
Bu arada boy bol zaman da, hoyratça harcanmış oluyor.
.....
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Temel, Vatikan'da gezerken upuzun bir kuyruk görür.
"Nedir bu kuyruk?".. diye sorduğunda;
Kuyruğun diğer ucunun kiliseye uzandığını ve Vatikan kilisesi tarafından cennetin parça parça satıldığını, her 1000 dolar verenin de, cennetden bir parça satın alabildiğini öğrenir.
Kuyruğu takip edip kiliseye ulaşır, kapıdaki görevlilere:
"Ben cehennemi satın almak istiyorum".. der.
"Olmaaz ! Burada cehennem satışımız yok, cennetden bir parça almak istiyorsan da sıraya gir" derler..
Temel cehennemi almakda kararlıdır ve ısrarını da sürdürür..
Kapıda Temel'i ikna edemeyen görevliler, içerde Papa'ya durumu anlatırlar. Papa gülerek;
"Gidin sorun bakalım.. Cehennemin tümüne ne kadar veriyormuş bu akılsız adam.." der.
Kapıya inip Temel'e sorarlar:
"10.000 dolar veririm".. demiş.
Papa Temeli içeri çağırtır, hazırlattığı evrakı da Temel'e imzalatıp 10.000 dolarını da aldıktan sonra, arkasından gülerek uğurlarlar.
Dışarı çıkan Temel, kapıda günlerdir cennetten bir parça satın almak için bekleyen binlerce kişiye elindeki belgeyi gösterip;
"Eyyyy uşaklar !...
Cehennemin tümünü ben satın aldım, artık cennet için
uğraşmanıza gerek kalmadı, dağılabilirsiniz..."
Sonra ne oldu dersiniz?...
Cennet satışları sıfırlanan Papa ve ekibi, 10.000 dolara sattığı cehennemi Temel'den geri alabilmek için, hâlâ pazarlık etmekte...
Son durum;
Temel, 10 milyon dolarda ısrarcı !.

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi