
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Ak parti nasıl bir adayla halkın huzuruna çıkacak dersiniz?
İktidar partisinin Eskişehir'de yaşadığı bir sıkıntı var.
Yaşanılan sıkıntının kaynağı, mahalli seçimlerde gösterilecek olan aday özellikleriyle ilgili.
Bu konuda ciddi bir ayrımcılık yaşanıyor partide.
Parti içinde ki büyük bir grup, özelliği ne olursa olsun seçimleri kazanacak adayla çıkılmasını istiyor.
Bu şekilde düşünenler öncelikle, Ak partinin mevcut oyu ile Eskişehir'de seçimin kazanılamayacağını söylüyor.
Yapılan anket ve araştırmaların ortada olduğunu ifade eden Ak partililer:
-"Demek ki Ak Partililiği tescillenmiş isimlerle bu seçimi almak mümkün değil. O halde yapılması gereken tek bir şey var. O da, Ak parti oylarının yanı sıra MHP ve hatta CHP den oy alabilecek aday isimleri belirlenmeli ve Ak parti oyunun üzerine oy katacak bu adaylarla seçime girilmeli" diyor.
Bu şekilde düşünen partililerin söylediği önemli bir husus da, "Büyükerşen'e giden sağ oylar kesilmediği sürece seçimin kazanılamayacağı "gerçeği.
İşte bu sonuçtan yola çıkarak, "Sol görüşlü dahi olsa, seçimleri kazanacak bir aday gösterilmeli. Önemli olan Eskişehir'de Büyükşehir'i ve diğer Belediyeleri Ak Partinin kazanmasıdır." diyor.
Parti içinde ki başka bir grup ise, "partimizin dokusuna uygun olmayan bir adayı göstermek olmaz" diye diretiyor.
Bu şekilde düşünenler, Ak parti dokusuna uymayan bir adayla seçim başarısı geleceğine inanmıyor.
Dahası...
Ak parti dokusu ile uyum sağlamayan bir adayın, kendi partilerinin tabanında tepki toplayacağı endişesini sürekli gündeme getiriyor.
Her ne kadar bu tür bir düşünce "Olursa bizden olsun varsın seçim kaybedilsin" gibi algılansa da, seçimlere Ak partililiği tescillenmiş adaylarla çıkılmasını savunan bu grup, bu konuda ki ısrarını hemen her ortamda açıkça dile getiriyor.
Sonuç olarak...
Eskişehir'deki iktidar partisi içinde, özellikle de Belediye Başkan adayları konusunda iki farklı düşünce mevcut...
Bir grup "Ak partili adaylarla bu iş olmaz. Parti dışından ve partiye fazladan oy getirebilecek adaylarla seçim kazanabiliriz" derken...
Diğer grup, "Partinin dokusuna uymayan adaylarla seçime girmek kendi tabanımızda tepki yaratır" ısrarını sürdürüyor.
Ak parti içinde ki bu görüş ayrılığının sonu nereye varır bilemiyoruz.
O yüzden, adayların açıklanacağı tarihi bekleyip göreceğiz.
Bakalım Ak parti Eskişehir'de nasıl bir adayla halkın önüne çıkacak?
Belirlediği aday parti dokusuna uygun isim mi olacak?
Yoksa...
Ne olursa olsun seçimi kazanmaya yönelik bir isim mi?
......
Mihalıççık Müftülük binasının tadilatı için eller cebe...
Yakın bir dostumuz anlattı.
Geçtiğimiz Cuma namazını, Odunpazarı Belediyesinin hemen arkasında, pazarın kurulduğu yerde ki camide kılmış.
Hutbeden sonra hoca, Mihalıççık'ta bulunan Müftülük binasının tadil edileceğini, bunun için para gerektiğini belirterek, dışarıda bu amaçla para toplanacağını duyurmuş.
Cami çıkışı yapılacak olan bağışlarla ilgili olarak da "Allah razı olsun" demiş.
Çok garibine gitmiş dostumuzun bu durum.
-"Camiden her çıkan bunu konuşuyordu. Dikkat ettim, kimse de çıkartıp para vermedi, bağışta bulunmadı. Oysa ki her Cuma çıkışında mantık çerçevesinde toplanan yardımlara ben dahil herkes katılıyordu" dedi.
Dostumuz, müftülük binaları için zaten devletin ayırdığı bir ödeneğin bulunduğunu söylüyor.
Kaldı ki, Belediyelerin gerek müftülük ve gerekse Camilerin her türlü ihtiyaçlarını karşılamaya gayret gösterdiğini ifade ediyor.
Tüm bunlar olurken bir de Cuma sonrasında, Müftülük binaları için para toplanmasına hiçbir anlam veremediğini söylüyor.
İlgililerin bilgisine sunulur...
.......
Yazık ki ne yazık...
Tüm yaşıtları şimdi tatilde. O tatili göremedi.
Tüm yaşıtları ailesinin yanında. O ailesini de göremedi.
Tüm yaşıtları, burunlarında tüten annelerinin yaptığı yemekleri yiyor. O yiyemedi.
Tüm yaşıtları evinde ki özlediği yatağına kavuştu. O bunu da yapamadı.
Yaşıtları bundan sonra da gezecek, eğlenecek. O bunu asla yapamayacak.
Yarının bir planı artık olmayacak onun için.
Hisleri, hayalleri,hedefleri...
Aşık olamayacak artık.
Sınav heyecanı duymayacak, mezuniyet cübbesi hiç olmayacak.
İş kaygısı yaşamayacak, işe girmenin ve para kazanmanın mutluluğuna hiçbir zaman varamayacak
Askerlik elbisesi giyemeyecek mesela bundan sonra...
Bir aile kuramayacak.
Parmağına evlik yüzüğünü hiç takamayacak.
Çocuğunun olduğunu da göremeyecek.
Gelecek kaygısı içinde olamayacak.
Kendisine ait, ailesiyle birlikte yaşayıp yaşlanacağı bir evi asla olmayacak.
Torun sevgisini hiçbir zaman tadamayacak.
Çünkü...
Tüm bu yapamayacakları, başına vurulan bir sopanın ucunda uçup gitti.
Ne garip değil mi?
19 yaşında yitirilen bir can ve o canın ardından hala "Arkadaşları yapmıştır", "Esnaf yapmıştır" lafları...
Bir yanda bir canın bundan sonra yapamayacakları...
Diğer yanda yönetenlerin şu yaptıkları...
Yazık...
......
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Pazar günkü ayinin sonunda, rahip her zamanki gibi pazar sohbetini yaptı ve konuşmasını şu soruyla bitirdi:
- Demek ki, Rabbim adına ne yapmamız lazım, düşmanlarımızı affetmemiz lazım. Öyleyse, bu sohbetimiz ardından, aranızdan kaçı düşmanlarını affetti?
Cemaatin %80'i ellerini kaldırdı. Rahip, sorusunu yineledi... Bu kez hepsinin elleri havadaydı, yukarıdaki yaşlı teyze hariç...
Rahip sordu:
- Mrs. Neely? Hayırdır? Düşmanlarınızı affetmek size bu kadar mı zül geliyor?
Mrs. Neel titrek ve son derece şeker haliyle:
- Düşmanım yok ki!!!
Cemaatten uğultular, şaşkınlık ifadeleri yükseldi. Rahip devam etti:
- Ooo bu gerçekten inanılmaz güzel bir şey!!! Kaç yaşındasınız Mrs. Neely?
- 98!
Cemaat ayağa kalkmış, gözyaşları içinde onu alkışlıyordu...
- Mrs Neely, lütfen, şöyle yanıma gelir misiniz? Lütfen yavaş! Yavaş.. Aman dikkat... Hah! Şimdi, cemaate dönelim... Evveeett! Lütfen buradaki müminlerimize bu işin sırrını söyler misiniz? Nasıl oluyor da insanın 98 yıl gibi uzun bir ömür de hiç düşmanı olmuyor?
Yaşlı kadın küçük ve titrek adımlarla rahibe sırtını döndü, cemaate baktı:
- Öldü şıllıklar!