
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
"AK Parti oy kaybeder mi" Diye soruyorlar ya hani?
Yaşanan olayların ardından AK partinin oy kaybedip kaybetmeyeceği, kaybedeceği oyla iktidardan gidip gitmeyeceği tartışılıyor.
Ne kadar oy kaybeder bilemiyoruz ama, oy kaybedeceğinin açık seçik ortada olduğunu söyleyebiliriz.
Aslında...
Oy kaybedilmemesi adına Başbakan'ın eline iki önemli fırsat geçmişti.
Öncelikle...
Birincisi: Gezi olaylarıydı.
Eğer Başbakan, Gezi olaylarının başladığı o ilk günde olaya müdahil olup;
-"Gelin kardeşim! Ağaç tabii ki önemli. Ama insan da önemli. Koyun ikisini yan yana. Buna rağmen ortada bir yanlış uygulama varsa bu uygulamadan vaz geçelim. Önemli olan herkesin, hatta ağaçların da menfaatine olanı yapmaktır" diyebilseydi, ne gencecik canlara kıyılır, ne de devlet vatandaşına düşman hale gelirdi.
İkincisi de:
Yolsuzluk ve rüşvet olaylarının çıktığı ilk gün Başbakan, adı geçen Bakanlarına el çektirip;
-"Biz başından beri yargı dedik. Bu da yargının işi. Sonucu bekleyeceğiz. Bu bir iftira ise hesabını sorarız. Böyle bir suç işlenmişse de gereğini yaparız" diyebilseydi, AK parti bugün oylarını arttırmış bir parti olurdu.
Ama iki fırsat da kaçtı.
Şimdi "AK parti oy kaybetti mi?" diye soruyorlar.
Ne kadar oy kaybetti bilmeyiz ama...
Bal gibi de oy kaybettiklerini biliyoruz...
Bu durum seçimlere kadar nasıl bir pozisyon alır?
O'nu da zaman gösterecek
.......
Büyükşehir Belediyesi'nin "Atatürk Kültür Sanat ve Kongre Merkezi" açıldı
Hem de muhteşem Fatih Erkoç konseriyle.
İlk kez gördük söz konusu merkezi.
Yapımı bir hayli gecikti ama buna değmiş.
1200 kişilik bir salon.
Altında ise sergi salonları ve atölyeler.
Onun da altında otoparklar.
Öncelikle, Eskişehir'de bugüne kadar 1000 kişinin üzerinde izleyici alabilen bir salon olmaması düşünüldüğünde, bu Merkez Eskişehir'deki kültür ve sanat alanında büyük bir eksikliği kapatmış olacak.
Dahası...
Kongre Merkezi konusunda Eskişehir'i avantajlı kılacak.
Sonuç itibariyle...
Güzel bir Merkez çıkmış ortaya.
Eskişehir'e hayırlı olsun
.......
Keşke...Keşke...Keşke...
Onaylayanlar da oldu söylediklerimizi, eleştirenler de...
Tepki gösterenler de oldu.
CHP ve Yılmaz Büyükerşen ile ilgili yorumlarda hep şunu söyledik;
-"Eskişehir'de bir Yılmaz Büyükerşen gerçeği var. Eğer CHP Eskişehir'de Büyükşehir'i kazanacaksa, bu ancak Yılmaz Büyükerşen'in adaylığıyla olur. Dolayısıyla, bu durumda CHP nin Yılmaz Büyükerşen'e ihtiyacı var. Yılmaz Büyükerşen'in CHP'ye ihtiyacı olduğu söylenemez çünkü, DSP'nin en kötü halinde bile o partinin adayı olarak seçime girip seçimi kazanmış bir isim. Durum böyleyken, Yılmaz Büyükerşen'in de 'Madem bu seçimi ben alıyorum, o halde birlikte çalışacağım insanları belirleme hakkım var' diye düşünmesi bir yerde doğru kabul edilebilir"
Yukarıda da söyledik...
Kimine göre yanlıştır, kimine göre doğrudur ama, sonuçta bu da bir tespittir.
Şimdi...
Böylesine bir tespitin olduğu bir ortamda bir Genel Başkanın ya da Genel merkezin yapması gereken bize göre işin başında şu olmalıydı:
-"Eskişehir'de özel bir durum var. Bu durum, partili arkadaşlarımızın bazı fedakârlıklarda bulunmasını gerektiriyor. Karşımızda biran önce kurtulmamız gereken bir iktidar var. Mahalli seçimler bunun için tam bir fırsat. CHP de her hak eden arkadaşımıza mutlaka bir koltuk vardır. Bugün istenen fedakârlık unutulmayacaktır. O nedenle, biz Eskişehir'i, böylesine kritik bir ortamda riske etme lüksüne sahip değiliz. Bu yüzden Eskişehir'in mahalli seçimlere hazırlanmasını Yılmaz Hoca'ya bırakıyor, sizlerin de bu durumu anlayışla karşılayacağınızı düşünüyor ve ülkenin geldiği son durum da göz önüne alarak bunu sizlerden bekliyoruz" deyip "Biz Yılmaz Büyükerşen ile baş başa verip en uygun ismi belirleyeceğiz" denilseydi.
Genel Merkez sadece bunu söyleseydi, sonuna kadar haklı sayılabilirdi.
O zaman...
Ne 5 tane aday adayı ortaya çıkardı, ne de Kazım Kurt'un aday olmasına gerek kalırdı.
Ne küskünlük olur, ne de kırgınlık yaşanırdı.
Keşke "Adayı anketle belirleyeceğiz" denmeseydi.
Keşke "Anketten çıkan atanacak" sözü verilmeseydi.
O zaman...
Herkes "Merkez yoklaması " der, aday olana razı olurdu...
Hatta...
Büyükerşen zor durumda bırakılmaz...
Aday adayları bu kadar rencide olmaz...
CHP Genel merkezi de, sözünde durmayan pozisyonuna düşmemiş olurdu.
.......
BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Bir aile davetinde, erkekler ve kadınlar ayrı ayrı gruplar halinde sohbet etmektedir. Sohbetin iyice koyulaştığı sırada, erkeklerden biri, birazda yüksek sesle;
- Ah ulan ahh!!! Şu anda Patagonya'da olmak vardı!!
Sesi duyan arkadaşları dayanamaz nedenini sorarlar...
O da:
- Hiç sorma arkadaş!! Patagonya'da 1 erkeğe 10 kadın düşüyormuş...Üstelik kadınlarla beraber olduğun zaman, her defasında sana 100 dolar vermekteler.. Ah ulan ahh..Şu anda Patagonya'da olmak vardı...
O ana kadar konuşmaları sessizce dinleyen eşi lafa girer;
- Kocacığım sana bir soru sorabilir miyim?
- Tabii hayatım... Bir değil iki soru dahi sorabilirsin... Neyi merak etmiştin acaba? Genç kadın olabildiğince sakin;
- Şunu merak ettim. Acaba sen şu Patagonya'da 200 dolara koskoca bir ay boyunca nasıl geçineceksin?