
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
AK Parti seçimlere sırtındaki 2 kamburla girecek gibi...
Bugünden bakıldığında:
İktidar Partisi Eskişehir’de, 2019 seçimlerine sırtındaki 2 kamburla girecek gibi görünüyor.
Birincisi: Termik Santral meselesi…
İkincisi ise: Ilıca barajı…
öncelikle şunu söyleyelim:
Termik Santral yapılacağı için AK Partinin oyu artmaz ama aynı Termik Santral yapılacağı için AK Partinin oyu azalabilir…
Yani…
Termik Santral yapana seçim kazandırmayacağı gibi seçimi de tek başına kaybettirebilir.
çünkü…
İnsanların zihninde, yapılacak Termik Santral’in faydasından çok vereceği zararın algısı ön plana çıkacaktır.
Diğer taraftan…
Bir içme suyu göletinin yapımı, belediye başkanına tek başına seçim kazandırmaya yetmez…
Fakat…
Bir içme suyu göletinin yaptırılmamasına yönelik oluşacak algı, aynı belediye başkanına tek başına seçimi kazandırabilir.
çünkü…
Göletin tamamlanmaması halinde insanlarda aynı algı, yani göreceği zararın algısı öne çıkacaktır.
Sonuç olarak…
AK Parti başarılı olmak istiyorsa, seçimler öncesinde bu iki kamburdan kurtulması ve 2019 seçimlerine sırtında bu 2 kambur olmadan girmesi gerekir…
Bunun tek yolu, geçtiğimiz günlerde de bu köşede söylediğimiz gibi Termik Santral meselesini seçim sonuna ertelemek, hatta yapılabilirse bunu gündemden tamamen çıkartmak, Ilıca barajının tamamlanmasının önünde var olan yargı kararı ve diğer sıkıntıların kaldırılması için harcanacak çabaya da iktidar katkısını vermektir…
Bu durum AK Parti cephesinde “İyi güzel de… O zaman onların istediği olmuş oluyor. Biz şimdi kendi elimizle oların değirmenine su mu taşıyacağız?” diye bir soruyu akla getirebilir…
Ne olursa olsun, AK Partinin kendi içinde oluşabilecek bu tür sorulara verilebilecek cevapları, partinin seçimlere bu 2 kamburla girmesinin doğuracağı cevaplama mecburiyetlerinden daha kolay ve anlaşılır olacaktır…
Bizden söylemesi…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Taş döşeme özürlü bir kent…
Vilayet meydanında bir düzenleme yapıldı geçmişte hatırlarsanız…
öyle ahım şahım bir düzenleme de değildi yapılan.
Mevcut beton kaldırılacak, altına malzeme serilecek, o malzeme sıkıştırılacak ve yeni taşlar döşenecekti.
Bizim bile konu ile alakalı olmamamıza rağmen dört aşamadan ibaret olduğunu bildiğimiz bir iş yani anlayacağınız.
Yapamadılar bunu iyi mi küçücük meydanda.
Döşedikleri taşlar, döşenmesinin daha ikinci gününde kırıldı.
üstelik trafiğe kapalı olan ve üzerinden araçların falan geçmediği bir yerde.
Bu sefer, yeni döşenen taşlar kaldırıldı tamamen.
Yeniden taşlar getirildi, yeniden tek tek döşendi.
Bugün gidin bakın, yine aralarında kırılan dökülenler var.
Stadyumun çevresine de taşlar döşendi.
Ne altına malzeme serilmişliği var ne de taşların özenle döşenmişliği.
Vilayet meydanında yaşanan durum, yeni Stadyum çevresinde de yaşanmaya başlandı.
Döşenen taşlar, altına malzeme serilip, sıkıştırılmadığı için tek tek kırıldı.
Sonra tekrar sökülüp, yenden yapılacak.
Alın size bir örnek daha.
Şehrin ortası.
Yapılışının üzerinden bir yıl bile geçmedi inanın.
Yıkılan İstasyon köprüsünün altında gerçekleştirilen düzenleme çalışması kapsamında Tramvay güzergahı boyunca taşlar döşendi.
Bunlar daha ikinci gün kırılmaya başlanınca, hepsi sökülüp, yeniden yapıldı.
öte yandan…
Yaya yolu yapılırken, görme engellilerin yürüyebilmelerini kolaylaştırmak için Sarı renkli ve yükseltili taşlar da konuldu.
İşte bu sarı renkli taşların tamamı kırıldı.
Kırılan bu sarı taşlar söküldü, yerlerine yenisi takıldı.
Bir yağmur yağıyor, üzerine bastığınız her taşın altından fışkıran su üzerinizi tepeden tırnağa ıslatıyor.
Yeni yapılan kaldırım üzerinde tüm taşlar oynuyor.
Kaldırımın taşlarının biri alçakta, diğeri yüksekte, herkes takılıp düşüyor.
Anlayacağınız…
Taş döşeme özürlü bir kentte yaşıyoruz.
Bir defada yapılıp, yıllarca bozulmayan bir düzenleme yapılamıyor bu şehirde.
Döşenen taşlar, artık nasıl ve hangi yöntemle döşeniyorsa, daha ikinci gün kırılıyor.
üçüncü gün yeniden sökülüp yeniden yapılıyor ama ikinci defa yapılan da çok sağlıklı olmuyor.
Aynı yerin ikide bir sökülüp yeniden yapılması karşısında insan inanın “bırakın dağınık kalsın” diyesi geliyor…
***
En kolayı, zaten kolay olan yol…
-İzmirli lise öğrencisi, dedesinin hastanede, hastane mikrobu kapması üzerine yanına bir arkadaşını da alarak araştırma yapıyor.
Sonuçta Sakız Ağacı’nın bakteri öldüren bir özelliğini keşfediyor.
Ağaç özütünden anti mikro bakteriyel bir ilaç geliştiriyor iki lise öğrencisi.
Testlerden de başarıyla geçiyor bu buluşları.
-Eruhlu lise öğrencisi, yeni bir geometri formülü buluyor.
çokgenin ardışık köşegenleriyle oluşan 3 üçgenin alanları arasındaki bağlantıyı formüle etmeyi başarıyor.
-Maraş’ta bir lise öğrencisi Apple’nin bir açığını buluyor.
Apple, hemen tedbirini alıyor, açığı bulan gence hem 2 bin dolar para gönderiyor, hem de ismini teşekkür listesine ekliyor.
Yukarıda söz ettiğimiz öğrencilerin üçü de, özel ilgi alanları olduğunu, okul saatlerdi dışında bu özel ilgi alanları sayesinde bu buluşları yaptıklarını söylüyorlar.
İşin garip tarafı, öğrencilerin okullarında bulunan öğretmenler ve yöneticiler bu öğrencilerin bu başarılarını gazetelerden öğreniyor.
çünkü…
Okullarda öğrencilerin farklı yönlerini fark edebilecek bir sistem işlemiyor.
Okullarda öğrencilerin farklı özelliklerini ortaya çıkartacak bir araştırma falan da yapılmıyor.
Okullarda:
Ezbere dayanan, konuyu özümsemeden sırf sorunun soruluş şekli ile cevap bulmaya yarayan bir sistem işliyor…
Eğitimde sistem değişse, her öğrencinin farklı yönleri aranıp bulunsa biz belki bu tip haberleri her gün duyacağız ama…
Bu elbette zor olan yol…
Bizimkiler ise eğitimde hiç mi hiç zora gelemiyor…
En kolayı, zaten kolay olan yol onlar için…