Cumhuriyet ve Eskişehir
Eskişehir için kullanılan klişe bir cümle vardır. Eskişehir Cumhuriyet kentidir. Belki de Eskişehir'i tanımlayan en güzel cümlelerden biridir. Peki bu tanımı Eskişehir ne kadar karşılıyor. Atatürk'ün hayalini kurduğu ve gerçekleştirdiği Türkiye Cumhuriyeti'nin devletinin bir şehri olan Eskişehir ne kadar Cumhuriyet kentidir. Cumhuriyet demek üretim demektir. Ülkenin kalkınma hamlelerinden ilklerinden biri olan Şeker Fabrikası Cumhuriyet 10 yaşındayken 1933'te bu şehirde kuruldu. Cumhuriyet devrimdir. Devrim de Eskişehir'de yapıldı. "Türkler araba üretemez mümkün değil" sözlerine inat Devrim rüyası bu şehir gerçek oldu. Tüm engellere rağmen 129 günde 1961 yılında Devrim Arabası bu kentte yapıldı. Şehrin Devrimci ruhu Devrim Arabasının üretimiyle tam anlamıyla taçlanmıştı. Cumhuriyet başkaldırıdır, isyandır, özgürlüktür. Eskişehir'de Eskişehirspor Anadolu direnişi sembolüdür. Öyle İstanbul hegemonyasına boyun eğmez. Kafa tutar, İstanbul takımlarının Anadolu takımları üzerinde kurmaya çalıştığı saltanı kabul etmez. Bir özgürlük meşalesi yakar ki "Büyük" denilen takımlar hizaya gelir. Eskişehir deplasmanına gelirken çekinir. Bilir ki bu şehrin isyankar ruhu esaret kabul etmez. Padişah da olsan kral da olsan Anadolu'nun özgür savaşı güç karşında geri adım atmaz kanın son damlasına kadar savaşır. Köroğlu’dur bu şehir ve Bolu Bey'ine boyun eğmez. Bolu Bey'inin boyunduruğu altına girmez. Cumhuriyet'in kuruluş yıllarında Türk milletin hiçbir şekilde esareti kabul etmediği gibi... İçinde yaşatır Atatürk önderliğinde 7 düvele verdiği kararlı mücadeleyi.
“Eskişehir Eskişehir Yalçın Kaya Sarp Yeri”
Cumhuriyetin ilk yıllarından başlattığımız zaman yolculuğunda dümeni günümüze doğru çevrilelim ve daha yakın tarihte yolculuğa başlayalım. Eskişehir’in neden Cumhuriyet kenti olduğunu anlatmaya devam edelim. Bir şehirde metrelerce uzayan bir insan kuyruğu görseniz, akılınıza bir indirim, ücretsiz dağıtılan bir ikram için olduğunu düşünebilirsiniz. Söz konusu şehir Eskişehir ise bu kuyruk bir senfoni orkestrası konseri kuyruğu olabilir. Bu şehirde sadece popüler sanatçıların yer aldığı bir konserin değil Senfoni orkestrasının da konserinin biletleri satışa çıktıktan saatler sonra bitebilir. Bazen de Büyükşehir Belediyesi’nin şehir tiyatrosunun oyunlarının biletini almak için bazen torpile bile ihtiyaç olabilir çünkü onun da biletleri satışa çıktığı andan itibaren birkaç saat sonra bitebilir. Yüzlerce insanı ellerinde Türk Bayrakları, Atatürk posterleri ile yürürken görebilirsiniz. Sokaklarda o ses yankılanır; “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” Marşlar eşliğinde yürür yüzlerce yurttaş, dillerinde marşlar..Bir bakarsınız o yüzlerce insan bir orkestra olmuş haykırıyor; “Eskişehir Eskişehir yalçın kaya sarp yeri” Bir bakarsınız, sesinin çıktığı en yüksek seviyede “İzmir’in dağlarında çiçekler açar” diyerek şehri inletiyor. Sonrasında geceyi fener alayı aydınlatıyor. Şehrin belediye başkanları bir teknenin üzerinde ellerinde Türk Bayrakları halkı selamlıyor. Binlerce insan Porsuk Çayı’nın kenarında kutlamalara eşlik ediyor, hepsi birbirinden önemli ve kıymetli bir zaferin ya da tarihi günün yıl dönümünde coşku büyük, 7’den 77’ye herkes sokakta, Atatürk’ün emaneti Cumhuriyet’e bağlığını gösteriyor. Saygısı duruşunu da ihmal etmiyor. Bu vatan uğruna can veren şehitlerine, bedeninden bir parçayı vatan için kurban eden gazilerine….
“Hak Verilmez Alınır”
Cumhuriyet’in ilanı büyük mücadelenin sonucudur. Cumhuriyet, hiçbir zaman özgürlüğünden taviz vermeyen kahraman bir ulusun bağımsızlık destanı yazmasının ardından yönetimde benim de sözüm olacak demesidir. Eskişehir’de her kesim memuru, işçisi, kadını erkeği, hakkına sahip çıkmasını da bilir. Belki her seferinde istediği sonucu alamasa da hak mücadelesini sona kadar verir. Sana verilen razı ol diyenlere inat çıkar sokaklar, hakları için, emeği için ekmeği için… Sabahın 6’sında işçiler sokağa çıkar. Yürüyüşünü engellendiğinde etten duvar örer polis barikatının önünde. Saatlerce yürüyüşüne devam etmek için bekler. Belki verdiği mücadeleden istediği sonucu tam almasa da kendine dayatılana razı olmaz. Susmaz, haykırır, bilir çünkü hak verilmez alınır. O yüzdendir ki bu şehir Cumhuriyet şehridir.
Gürdür Bu Şehirde Kadının Sesi
Cumhuriyet demek aslında kadınların da küllerinden doğması demektir. Özgürlüklerine kavuşan kadınlar, mesleklerini de, haklarını da, yönetimde söz sahibi olmayı da Cumhuriyet sayesinde buldu. Eskişehir bu yüzden Cumhuriyet kentidir. Haksızlığa uğrayan kadınlar haklarını en güçlü şekilde arar bu şehirde. Bir haksızlık varsa, bir kadın mağdursa, bir kadın görmezden gelindiyse, bu şehrin kadınları bir araya gelir hesap sorar. Ne kadar güçlü olduklarını göstermek isteyen kadınlar bu şehrin meydanlarından haykırır, “Kadın yaşam özgürlük” iş hayatında kadınlar vardır bu şehirde. Sokakları tertemiz yapan kadınları, sokakta simit satan kadınları, plazalarda üst düzey yönetici kadınları, otobüsü, tramvayı kullan kadınları bu şehirde görürsünüz. Eminim ki aday gösterilseydi çok daha önceki yıllarda Büyükşehir Belediye Başkanı da kadın olurdu. Kadına seçme seçilme hakkının verildiği 1934 yılından 2024 yılını beklemez çoktan bu şehir bir kadını Büyükşehir belediye başkanı seçerdi. 2024’te ilk kadın Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’yi seçti. Eskişehir bir kez daha Cumhuriyet kenti olduğunu gösterdi. Bu şehre bir kadın eli değdi. Bu şehir kadın eliyle güzelleşiyor. İlk döneminin bitmesine 3 yıldan daha fazla süre var. İnanıyorum ki Ayşe Ünce bu şehri daha da güzelleştirecek.