Sokağa çıkıp, mahalli seçimlerde Büyükerşen'e oy veren vatandaşa "Niçin oy verdin?" diye sorsanız, alacağınız cevap bellidir.

Örneğin;
-"Adam vizyon sahibi" der içlerinden bazıları.
Bir başkası belki:

-"Eskişehir'in yetiştirdiği biri" der.
Bazıları örneğin:
-"Eskişehir'de gurur duyacağımız işler yaptı" diye konuşur.

Hatta bazıları;
-"Bu şehri özel kılacak işler yaptı. Onun yaptıkları sayesinde Eskişehir'in ismini duymayan kalmadı" diyebilir.

Dahası...
-"15 yıl önce hiçbir şey yoktu, bugün Eskişehir turizm şehri oldu" diyenler bile olur.

Sokağa çıkıp, mahalli seçimlerde Büyükerşen'e oy veren vatandaşa "Niçin AK partiye oy vermedin" diye sorsanız da, alacağınız cevaplar yukarıdaki gibi olur.

Sonuç olarak...
Eskişehir'deki çoğunluğun, seçimlerde iktidar partisi yerine Büyükerşen'i tercih etmesinin ardında, yapılan hizmetlerin Eskişehir'e özel olması ve bu hizmetler sayesinde Eskişehir'i özel bir konuma getiriyor olması algısı vardır.
Kim ne kadar burun kıvırırsa kıvırsın, Türkiye'nin ilk yapay sahili, Türkiye'nin ilk korsan gemisi, Türkiye'nin ilk Balmumu Müzesi, Türkiye'nin ilk Bilim müzesi gibi işler, "ilk" olmaktan kaynaklanan ve Eskişehirlilerin, şehirleriyle gurur duymasını sağlayan işlerdir.
Bu durum diğer taraftan, hükümet imkanlarıyla Eskişehir'e gelen hizmetlerin, Eskişehir'e özel hizmetler olmadığını, Eskişehir'i de diğer iller arasında özel kılmadığını ortaya koyar.
Son derece gerekli olmasına rağmen mevcut 25 tane Hastanenin yanına 26'ncısını yapmak insanları etkilemez.
Son derece gerekli olmasına rağmen var olan yurtlara bir yenisini ilave etmek de dikkate değer bulunmaz.

Bu şehirde yaşayanların beklentisi, hükümetin de, tıpkı Büyükerşen'in yaptığı gibi Eskişehir'i özel kılacak, Eskişehirlinin de kendi şehrini "özellikli bir şehir" hissettirecek işler yapmasıdır.

Kısacası...

Eskişehir'de yaşayanlar "Hükümet benim şehrime öyle bir şey yapmalı ki, bu bir tek Eskişehir'de olmalı. Öyle, Kayseri ve Konya'da olanı değil de, hiçbir şehirde olmayanı yapmalı ki, hem şehrim bu hizmet yüzünden ayrıcalıklı olmalı, hem de ben bu ayrıcalıklı şehrimle gurur duyabilmeliyim" düşüncesi taşımaktadır.

Tüm bunlardan sonra, Eskişehir'de yenilenen iktidar partisi yönetimlerinin yapacağı ilk iş, hükümet imkanları ile Eskişehir'e özel ve Eskişehirlilerin kendilerini özel hissedebilecekleri bir ya da birkaç hizmeti bu şehre getirmek olmalıdır.

-"Yok. Biz rutin hükümet hizmetleriyle Eskişehir'de bu işi hallederiz" derlerse, kendi bilecekleri iş.

Zira...

Bunu demenin 15 yıldır seçim kazandırmadığını da göz önünde bulundurmaları gerekiyor.
.......

Kişilerin yanı sıra, kurumlara, Odalara ve hatta
partilere bakış açımıza kadar yaygın bir hastalığımız var
-"Adamı sevmem ama, şu yaptığı iyi bir iş" lafı çıkmaz bir türlü ağzımızdan.
Ya da...
-"Şu partiden nefret ediyorum ama, yaptıkları şu iş gerçekten güzel bir hizmet" lafı da aynı şekilde...
Bize göre...
Sevdiğimiz adam ya da parti hep en iyisini yapar.
Sevmediğimiz adam veya parti ise, ne yapsa yapsın hep en kötüsünü...
Halbuki...
Herkesin eleştirilecek yanı kadar takdir edilecek bir yönü de mutlaka vardır.
Ama bunu söyleme cesaretini bir türlü bulamayız kendimizde.
Yaşadığımız ve şahit olduğumuz adaletsizliklerden sürekli yakınırız ama...
Kendi içimizde bir türlü adaleti ne yazık ki sağlayamayız.

Sonuç olarak...
Eleştiri konusunda kimse elimize su dökemez ama...
Ne yazık ki çoğumuz takdir özürlüyüz.
Ve takdir etmemek için de her zaman bir bahanemiz hazırda bekliyor...
.......

Mecliste fuzuli güç gösterisi...
Frigya kültürel mirasını koruma birliği adında oluşturulan bir birlik var.
Eskişehir,Afyonkarahisar ve Kütahya'dan seçilmiş temsilcilerle oluşuyor bu birlik.
Afyonkarahisar ve Kütahya'da İl Genel Meclis üyeleri arasından seçiliyor temsilciler söz konusu bu birliğe.
Eskişehir'de İl Genel Meclisi kalktığı için Büyükşehir Belediye Meclisi'nden temsilci seçimi yapılıyor.
Büyükşehir Belediye Meclisinde çoğunluk AK Partide olduğu için, birliğin iki asil ve iki yedek üyesinin AK Partili üyelerden oluşması kararı alınıyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen "Han ilçesi,Yazılıkaya yüzünden de Frigya'nın tam ortasında. hiç olmazsa bu komisyona Frigyanın içinde kalan Seyitgazi Belediye Başkanı ile Han'ın CHP'li Belediye Başkanını alalım" önerisinde bulunuyor.
AK partililer kabul etmiyorlar bu öneriyi.
-"Siz de Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye Meclislerinde komisyon oluştururken çoğunluğunuza güvenip, AK Partili hiç bir üyeyi almıyorsunuz ama" diyerek, birliğin iki asil ve iki yedek üyesinin AK Partili üyelerden oluşmasını oy çokluğu ile kabul ediyor.
Bunun üzerine Büyükerşen de, kararı veto edeceğini söylüyor.
Şimdi:
Frigya kültürel mirasını koruma birliği, çok da önemli bir komisyon değil.
Öyle ahım şahım bir bütçesi falan da yok.
Konu Frigya olduğu ve Frigya içindeki en önemli yapı da Yazılıkaya olduğu için, bu birliğe Yazılıkaya'nın içinde olduğu Han ilçesi Belediye Başkanının olması teklifinden doğru bir teklif olamaz.
Ama kabul etmiyor AK Partili üyeler.
-"Siz de bizi Odunpazarı ve Tepebaşı meclislerindeki komisyonlara almıyorsunuz ama" diyerek,CHP'li Han Belediye Başkanının birlik üyesi olmasına karşı çıkıyorlar.
Halbuki AK Partililer böyle davranmak yerine...
-"Ne olacak ki? Sonuçta öyle çok da etkili bir birlik değil bu. Üyeler CHP'li olmuş, AKP'li olmuş hiç önemi yok. Ama mantıksal olarak baktığınızda, konu Frigya olduğu için Yazılıkaya'nın bulunduğu Han ilçesinden,CHP'li de olsa bir temsilci olması lazım" diye düşünseler,kaybedecekleri hiç bir şey yok.
Ne tartışma olacak ne de zaman kaybedilecek.
Ne de veto gündeme gelecek.
Hani zaman zaman AK Partililer " Biz haklı olduğumuz konularda bile Büyükerşen karşısında haksız duruma düşüyoruz. Kamuoyu, haklı olmamıza rağmen bizi haksız buluyor" diye yakınıyor ya...
Galiba bunun nedeni, AK Partililerin böyle basit konularda bile güç gösterisinde bulunma niyeti olsa gerek.
Zira...
Çok da haklı olmadıkları son derece basit konularda "İlla benim dediğim olacak" gayreti içinde olunması ile düşülen pozisyon, son derece haklı oldukları konularda ki haklılıklarını da,kamuoyu önünde aynı pozisyon algısı içine sokuyor.