AK parti Eskişehir merkezinde seçimi kaybetti.
Seçimin kaybedilmesiyle birlikte yenilginin bedelini ödeyenler de oldu.
Örneğin adaylar...
Büyükşehir adayı Harun Karacan ödedi seçim yenilgisinin en büyük bedelini.
Var olan iki koltuğundan birden oldu.
Hem Ticaret Odası Başkanıydı hem de Odalar Birliği yönetim kurulu üyesi.
Her iki görevi de gitti.
Dahası, ciddi bir seçim çalışması yürütüp ciddi bir para ve emek harcadı.
Hepsi boşa gitti.
Seçim yenilgisiyle birlikte bedelini de ödemiş oldu.
Tepebaşı Belediye Başkan adayı Orhan Soydaş da ödedi seçim yenilgisinin bedelini.
Eski Büyükşehir belediye Başkanı titri vardı Soydaş'ın.
17 Aralık süreci başladıktan sonra bile aday olmayı kabul etti. Belki var olan aday adayları bile bu süreç başladıktan sonra adaylığı kabul etmeye bilirdi. Ama o aday oldu. Ciddi para ve zaman harcadı. Emek ise cabasıydı.
Seçim yenilgisiyle birlikte bedelini de ödemiş oldu.
Odunpazarı adayı Nevzat Önder de bedelini fazlasıyla ödedi.
Aday olmayı istiyordu oldu da. Zaman ve para harcadı. Ama olmadı.
Kazanabileceği bir ilçede kazanamadı.
Siyasi yaşamında aday olarak girdiği ilk seçimde seçimi kaybetti.
Seçim yenilgisiyle birlikte bedelini de ödemiş oldu.
Sonuç olarak...
AK parti adayları Eskişehir merkezinde seçim yenilgisinin bedelini daha sandık sonuçlarının açıklandığı ilk dakikalardan itibaren ödemiş oldular.
Makamları, zamanları, paraları ve en önemlisi de 3-4 aylık emekleri boşa gitti.
Bedel ödeyen sadece adaylar da değildi.
Adaylara inanan ve etrafında onlar kadar koşturup çalışan hatta para harcayan partili-partisiz insanlar da peşin peşin ödediler bedeli.
İyi güzel de...
Sadece adaylar ve çevresindeki insanlar mı ödeyecekti seçim yenilgisinin bedelini?
Örneğin:
Seçim yenilgisi nedeniyle önceki gün Burdur il ve ilçe teşkilatları toptan istifa etmişler.
-"Yenilginin bir bedeli var. Biz de bu bedeli istifa ederek ödüyoruz" demişler.
Acaba Eskişehir'deki AK parti yönetimleri ne düşünüyor bu konuda?
Seçim yenilgisi ile ilgili bir sorumluluk hissediyorlar mı?
-"Ortada kaybedilmiş bir seçim varsa, bu işin sorumlusu biraz da bizleriz. Demek ki alınabilecek bir seçimi almak için yeterli gayret gösterememişiz" diyorlar mı acaba?
Yoksa...
-"Biz üç dönemdir seçim kaybetmeye alıştık. Bize ne seçim yenilgisinden ve bedelinden. Seçimi biz değil adaylar kaybetti. O yüzden bedelini de onlar ödesin" mi diyorlar?
Herhalde öyle düşünüyor olmalılar ki, pek ses solukları çıkmıyor.

------------------------
Birsen Grup Başkanı, Yapıcı Grup sözcüsü...
AK Partinin, aralarında 10 İlçenin Belediye Başkanlarının da olduğu Büyükşehir Belediye Meclis üyeleri geçtiğimiz gün Ankara'daydı.
Milli Eğitim bakanı Nabi Avcı ve Eskişehir milletvekillerinin de katıldığı bu toplantıda AK Parti Büyükşehir Meclis grubu ilk toplantısını da yapmış oldu.
Ankara'da yapılan bu ilk toplantıda, AK partinin Büyükşehir meclis grubu seçimle, meclis içindeki görev dağılımını da gerçekleştirmiş.
Buna göre: AK Partinin Büyükşehir meclis grup başkanlığına Mustafa Birsen, Meclis grup sözcülüğüne ise Ahmet Yapıcı getirilmiş.
Meclis çoğunluğu AK Partide olduğu için Komisyonlarda ki çoğunluğu da elinde bulunduracak olan AK Parti Meclis grubu söz konusu toplantıda komisyon üyelerini de belirlemiş.
Yani...
Hangi AK Partili üyenin, Büyükşehir meclisindeki hangi komisyonlarda yer alacağı karara bağlanmış.
Yapılacak olan ilk Büyükşehir Meclis toplantısında gerçekleştirilecek olan seçimlerde, belirlenen bu isimler komisyonlara seçilerek göreve başlayacakmış.
-------------------------
Faruk Karaçay da dönüyormuş...
Faruk Karaçay Eskişehir Belediyesi'nde ESKİ Genel müdürüyken istifa edip 2004 seçimlerinde aday olmuştu.
Yılmaz Büyükerşen karşısında seçimi kaybedince, aynı seçimde Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Menderes Türel'in yanında ASAT Genel Müdürü olarak 5 yıl görev yaptı.
Türel'in 2009 seçimlerini kaybetmesi üzerine görevinden ayrılan Faruk Karaçay, Antalya Özel İdare Sekreteri oldu.
Halen bu görevini sürdürmekte olan Faruk Karaçay, Menderes Türel'in yeniden Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesi üzerine, o da eski görevine dönmeye hazırlanıyormuş.
Daha doğrusu...
Menderes Türel, Faruk Karaçay'a "Artık eski görevinin başına dön" demiş...
---------------------------------------
Kriterler işaret etmiyor gibi ama...
Dördüncü dönem Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine seçilen Yılmaz Büyükerşen'in Köşk'e aday olabileceği uzun süredir konuşuluyor.
Dün, CHP lideri Kılıçdaroğlu Köşk adayının profilini çizmiş...

Gösterecekleri Cumhurbaşkanı adayı konusunda aynen şu kriterlerini ortaya koyuyor:
"Ben siyasi kimliği, bir partiye aidiyeti olmaması gerektiğini söyledim. Sivil biri de olmalı. Dünya dengelerini iyi okuyan, iyi eğitim almış birisini isteriz. Her yurttaşın kabul edeceği biri olmalı..."
Bu kriterlerden yola çıkılarak ilk etapta Prof Dr Mehmet Haberal ve TBMM eski Başkanı Hikmet Çetin'in isimleri ön plana çıkmış.
Ortaya konulan kriterler şimdilik Büyükerşen'i işaret etmiyor ama, önümüzdeki süreçte "etmeyecek" anlamı da taşımıyor gibi...
------------------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
İş adamı bütün işleri çabuk çabuk tarafından sonuca bağlamaya alışıktı.
Büyük oğlu günün birinde telaşla yanına koştu:
- Baba, sevgilimi hamile bıraktım.
- O kadar mühim değil. Al şu 1000 lirayı hallet işi.
Biraz sonra babaya başvurma sırası küçük oğlundaydı.
- Baba metresim hamile!
- Hay Allah kahretsin. Al şu 1000 lirayı sen de işini hallet.
Aynı günün akşamı kızı iş adamına itiraf etti:
- Baba hamileyim.
Baba çok derin bir oh çekti:
- Çok şükür, bu kez para bizden çıkmayacak...