Ak Parti'de il başkanı nihayet belli oldu.
Pek çok karmaşa, söylem ve tahminin arasında aslında yine beklenen gerçekleşti.
HHH

Dündar Ünlü'nün neden bizce beklenen isim olduğunu anlatmak için partinin kuruluş gününe kadar gitmek gerekli.
Kuruluşun ardından parti yönetimini eline alan ve o günden bugüne gelen süreçte hiç bırakmayan kesimlerin, yine parti yönetimlerini bırakmayacağını beklemek doğal olurdu.
Hülasa;
Parti içerisindeki güçlerinin de son derece üstte olması, genel merkez boyutunda da bu gücün kabul görmesi dengelerin çok oynamayacağını gösteriyordu.
***

Anlayacağınız;
Yerel seçimlerin ardından başlayan ve bugüne kadar gelen dönem içerisinde yaşananların çokta anlamı olmadığı ortaya çıktı.
Daha doğru bir tabirle;
"Bunların dönemi artık bitti, sıra yeni dönemde" diyenler kaybetti.
Ak Parti'de gelenekselleşmiş yönetim biçimi işleyişine devam etti.
***

'Bundan sonra ne olacak?' Sorusunu da galiba sormaya gerek yok!
İlk önce ilçe başkanları atanacak.
Başkanların kim olacağına il başkanı ve yönetiminin görüşleri alınarak karar verileceğine göre, kimlerin görev başına getirileceğini de az çok tahmin edebiliyoruz.
O isimleri şimdilik anma niyetinde değiliz.
Devam eden sürecin sonucunu hep birlikte görelim istiyoruz.
Daha sonra devam ederiz...
Bu sürecin yaklaşan genel seçimlere olan ve olacak etkisini de konuşuruz...


ARABA SİYASETİ!

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un bu derece basit bir konu üzerinden bir basın toplantısı düzenlemesine şaşırdım doğrusu...
Çünkü;
Bindiği makam aracının hangi marka ve model olacağını elbette kendisi karar verecektir.
Aracın bilinen makam araçlarının dışında çok uçuk bir şey olması durumunda elbette eleştiriler haklı yer tutacaktır.
Fakat;
Zaten kiralanan araç filosu içerisinde yer alan bir otomobil ile ilgili bu denli belediye tarafından savunma yapılması garibime gitti doğrusu.

***

Şunu söylemek istiyoruz;
Eğer araçlar üzerinden yerel siyaset yapılacaksa;
Kazım Kurt'un açıkladığı kiralık araç sayısı üzerinden yapalım...
Şöyle ki;
Odunpazarı Belediyesi'nin bir önceki döneminde milyonlarca para bir şirkete ödenerek dışarıdan araç temini yapılmış.
Bu araçların sayısı tam 46...
Yeni yönetim ise görev başına geldiğinde, belediyenin ihtiyaçlarının bu sayısın yarısı kadarı ile görülebileceğini saptıyor.
Bunun içinde gerekli adımları atıp, ilk olarak 12 aracı şirkete geri teslim ediyor.
Belediyeyi büyük bir zarardan kurtarıyor.

***

Demem o ki;
Bir makam aracı, üstelik belediyeye külfeti olmayan, zaten bir önceki dönemden beridir parası ödenen bir araç üzerinden bu denli siyaset yapılıyorsa;
Yıllardır bedavaya ödenen araç paraları yüzünden fırtınalar kopması gerekmiyor mu?
Ama o defterleri karıştıranda pek olmuyor nedense...