
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
AK partide oluşturulacak yeni il yönetimi...
AK Parti'de yeni il Başkan arayışları sonucu 5 isim Ankara'ya çağrılmış ve bu isimler bizzat Erdoğan ile birebir görüşmüştü.
Yapılan bu görüşme neticesinde Dündar Ünlü'nün yeni il başkanı olarak atanması kararı verilmiş, il başkanı olmasına karar verilen Dündar Ünlü'ye ilk uyarı da bizzat Erdoğan'dan gelmişti.
Görüşme sırasında herkesi kucaklayacak bir yönetim isteğini dile getiren Erdoğan, il Başkanlığı için çağrılan isimlerin de sütrecin içine dahil edilmesini bizzat istemişti.
Kısacası...
Erdoğan'ın, yeni il başkanından iki talebi vardı.
Birincisi: Her kesimi kucaklayacak bir yönetim.
İkincisi de: Diğer il Başkan adaylarının sürece dahil edilmesi.
AK parti'nin yeni il Başkanı Eskişehir'e geldiğinde yapmış olduğu ilk açıklama, herkesi kapsayacak bir yönetim oluşturacağını söylemek oldu.
Diğer il Başkan adaylarının bu süreçte yönetim kadrosunda yer alıp almayacağı konusunda herhangi bir açıklama yapmadı.
Söylenenlere bakılırsa, yeni İl Başkanı Dündar Ünlü sürekli olarak partiye şu ya da bu şekilde emeği geçmiş isimleri arıyormuş.
Aradığı isimlere de, ya "Sizi yönetim kuruluna yazıyorum" ya da "Bana tavsiye edebileceğiniz bir isim var mı?" diye soruyormuş.
Bu elbette güzel ve olması gereken bir davranış.
Ama diğer taraftan...
Parti içinde birileri de, yeni yönetim kurulunu farklı şekilde oluşturma gayreti içine girmiş.
İki ayrı elden yönetim listelerinin hazırlandığı iddia ve söylentisi de, çelişkiye neden olmuş.
Ve...
Durum böyle olunca da, parti içinde "Dündar Ünlü bir yandan yönetimini oluşturmak için uğraşıyor ama, görünüşe bakılırsa bu uğraşları boşa gidecek. Birileri, yaptığı yönetim listesini eline tutuşturacak" yorum ve söylentileri ortaya çıkmaya başlamış.
Anlayacağınız...
AK parti'de il başkanlığına atama yapılması, Eskişehir'deki meseleyi tam anlamıyla halletmedi.
Hala, "Aynı ekipten", "Hiçbir şey değişmeyecek" ve "Uzaktan kumanda" lafları sıkça konuşuluyor.
Görünüşe bakılırsa...
Bu laflar, yeni il yönetim kurulu belirlenip ilan edilinceye kadar da devam edeceğe benziyor.
.....
İsim değişikliğine
farklı bir yaklaşım..
Rivayete göre vatandaş istemiş, Şehr-i Derya parkının isminin değiştirilmesi gündeme gelmiş.
Daha doğrusu...
İstek Odunpazarı belediye meclisinde görüşülüp, incelenmesi için komisyona havale edilmiş.
Talebe bakılırsa Şehr-i Derya ismi kaldırılacak, yerine" Kanlıpınar Gölet ve Mesire alanı" ismi konulacak.
Arayan okur ilginç bir tespitte bulunup, tepki gösteriyor ve;
-"Yahu madem Şehr-i Derya ismini beğenmedin, değiştirmek istiyorsun. Bunun yerine niçin içinde "Kan" geçen bir isim seçiyorsun. Zaten şu sıralar ülkede ve komşu ülkelerde kan gövdeyi götürüyor. Bula bulu kanlı isim mi buldun?"
Ne dersiniz?
Haksız mı?
........
Takın kemerlerinizi...
Sabah Bağlar Caddesi üzerinde durdurdu Trafik polisi.
Olabildiğince nazik başladı konuşmaya:
-"Efendim Kemer kontrolü yapıyoruz. Zaten takmışsınız. Teşekkür ederim" diyerek evrakları istedi ve verdiğimiz evraklarla birlikte muhtemelen sorgulama yapmak için az ilerde duran ekip arabasına yöneldi.
O giderken düşündük "Niçin bizim menfaatimize olan ve aslında yapmamız gereken bir şeyi yaptığımız için teşekkür ediyor" diye.
Öyle ya!
Sonuçta taktığım kemer beni kurtaracak. O niye teşekkür ediyor?
Araçlarda öylesine gereksiz bir aparat haline gelmiş ki emniyet kemeri, takana teşekkür ediliyor.
Sizi durduran görevli, umurunda bile olmaması gerekmesine rağmen, teşekkür etme gereği duyuyor.
Dikkatimizi çekti teşekkür etmesi.
Hoşumuza da gitti.
Siz siz olun, araca biner binmez takın kemeri.
Bırakın bir sürü faydasını, Trafik polisinden teşekkür duymak bile, o Emniyet kemerini takmaya değer...
.........
Asıl birilerinin vidalarını sıkmak gerekiyor...
Ankara-İstanbul arasında faaliyet gösterecek olan ve Eskişehir'in de ciddi şekilde faydalanacağı Hızlı Tren seferleri bir türlü başlayamıyor.
Bugüne kadar 5 kez ertelendi Hızlı Trenin faaliyete geçmesi.
En son 11 Temmuz tarihi verildi ki, bu sefer de deneme seferleri sırasında kaza meydana geldi.
Test sürüşü yapan tren, Dilovası'nda, raylar üzerinde vidalama yapan Demiryolu aracına çarptı.
Rayları vidalayan araç, Test sürüşü sırasında orada ne arıyordu?
Ya da...
Test sürüşü yapan Hızlı Tren, vidalanmamış Demiryolu üzerinde mi deneme seferi yapıyordu?
Bir türlü anlaşılamadı.
Sonuçta kaza olmuştu ve bu kaza da bize gösterdi ki, Ankara-İstanbul arası Hızlı Tren seferleri bir müddet daha yapılamayacak ve 6 ncı kez ertelenecekti.
Kaza, Trenin Vidalama yapan araca çarpmasıyla oldu olmasına ama...
Bu iş de artık kabak tadı vermeye başladı.
Anlaşılan o ki...
Bir türlü başlamayan bu Tren seferleri için, başka birilerinin de vidalarını sıkmak gerekiyor...
.......
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Kör bir adam yanlışlıkla Bayanlar Barına girer. Bara doğru ilerler ve bir içki ısmarlar. Biraz oturup, içkisini yudumladıktan sonra barmene seslenir: "Hey, bir sarışın fıkrası duymak ister misin?" Birden bar, bomba düşmüş gibi sessizleşir. Kör adamın yanında oturan kadın, tok bir sesle: "Hey bayım," der "bu fıkrayı anlatmadan önce bilmeniz gereken beş şey var. Birincisi, barmen sarışın bir kız. İkincisi kapı görevlisi sarışın bir kadın. Üçüncüsü, ben 1.90 boyunda karatede siyah kuşaklı bir sarışınım. Dördüncüsü, sağınızda oturan kadın profesyonel bir halterci ve sarışın. Beşincisi, benim yanımda oturan kadın profesyonel güreşçi ve sarışın. Yine de bu fıkrayı anlatmak istiyor musunuz?" Kör adam bir kaç saniye düşünür, sonra başını sallar: "Hayır, hiç sanmıyorum. Beş defa anlatamam."