
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
AK partililer samimi değil...
Odunpazarı belediye Başkanı Kazım Kurt ile konuşuyoruz.
Mesele dönüyor dolaşıyor ve AK partinin Eskişehir aktörlerinin, eskiye oranla daha dikkatli bir dil kullanmasına geliyor konu.
Kazım Kurt "Meselenin oradan buraya gelmesi iyi olarak değerlendirilebilir tabii ama, içinde samimiyet barındırıyor mu? İşte bu şüpheli" diyor önce.
Ardından da, ortada samimiyetin olmadığına ilişkin bariz örnekler olduğunu iade edip, Küçük sanayi sitesinde yapılması planlanan dönüşüme getiriyor lafı.
Söylediğine bakılırsa, Küçük Sanayi Sitesi'nin kaldırılması ile ilgili çalışmaların yüzde 35-40'a yakını tamamlanmış.
Projenin hız kazanabilmesi için imar planlaması olmazsa olmaz bir hale gelmiş.
-"Bu planlar büyükşehir belediye meclisinin komisyonunda 4 aydır bekliyor" diye başlıyor anlatmaya.
Konunun öncelikli olduğunu fakat 5 Binlik planın komisyondan meclise bir türlü gelmemesi yüzünden çok vakit kaybedildiğini söyleyip "Durumu AK parti il başkanına anlattım. Ne de olsa Büyükşehir meclis grubunun başkanı sıfatı taşıyor. Anlattıklarımı makul buldu. Gerekli müdahalede bulunacağını söyledi. Ama o günden bu yana herhangi bir gelişme olmadı. 5 binlik plan hala komisyonda. Hâlbuki 5 Binlik plan Büyükşehir meclisine gelse ve kabul edilse, biz süratle buna uygun Binlik planları yapacağız. Yaptığımız planlar yine büyükşehir meclisine gideceği ve AK parti çoğunluğundaki meclis son kararı vereceği için ortada yangından mal kaçırma durumu falan da yok. Sadece zaman kaybı ve işin gecikmesi var" diyerek, bu örneğin bile AK partililerin samimi olup olmamaları ile ilgili fikir vermeye yeteceğini belirtiyor.
Son söz olarak da:
-"Elbette eskiden olduğu gibi kavga ve polemik amacı güden, iftira ve suçlamaları kapsayan söylemleri bu gün için görmüyoruz. Bu önemli bir değişim. Ancak, söylemlerle birlikte samimiyet de değişirse ortaya bir fayda çıkar. Samimiyet yoksa olay sadece göz boyamadan ibaret kalır" diyerek tamamlıyor sözlerini...
********************************
Kılıçdaroğlu Tepebaşı Belediyesini keşfetti...
Tepebaşı Belediyesi tarafından uygulamaya geçirilen sosyal projeler var.
Çoğunluğu kadın ve çocuğu ön planda tutan projeler bunlar.
Örneğin: Binlerce kadının faydalandığı Belde evleri projesi.
Örneğin:Çocuk Senfoni Orkestrası.
Kültürel projeleri var...
Örneğin: Ulusal Sanat Çalıştayı...
Örneğin: Uluslararası Şiir Buluşmaları...
Sanatsal projeleri var hayata geçen.
Örneğin Pişmiş Toprak Sempozyumu.
Sağlık projeleri var çok önemli.
Örneğin: Çocuk Diş sağlığı merkezi.
Örneğin: Alzehimer merkezi ve yaşlılara evde bakım hizmeti.
Bunun yanı sıra...
Tepebaşı Belediyesinin Toplumsal, Ekonomik, Tarımsal,Çevre ve daha buraya yazamadığımız bir çok alanda uyguladığı ve son derece başarılı olduğu projeler var.
Örneğin: Güneş enerjisinden faydalanma, Tarım alanlarının güneş enerjisi ile sulanması, çevre kirliliğinin azaltılması yolunda düşük karbon kullanımının yaygınlaştırılması, down sendromlu çocukların topluma daha kolay adapte olmaları için başlatılan Gökkuşağı Cafe uygulaması ve Doğal yaşam merkezi gibi.
Köşemizi takip edenler bilir.
CHP iktidarının anca,k Tepebaşı Belediyesinin uyguladığı yöntemi uygulaması ile mümkün olabileceğini zaman zaman yazan biriyiz.
İktidar olabilmek için sağdan oy alması gereken CHP'nin, tıpkı sağ görüşlülerin çoğunlukta olduğu bir ilçede, sağdan oy alarak seçim kazanan Ahmet Ataç'ın, bu başarısının altında yatan nedenleri iyi tetkik etmesi gerektiğini söyleyen biriyiz.
Bizim bu köşede birkaç kez tekrar ettiğimiz bu görüşümüzün aynısını söylemiş Kemal Kılıçdaroğlu önceki gün.
Tepebaşı bölgesinde bulunan Beldeevi kadınlarının ziyareti sırasında "Tepebaşı Belediyesi aslında bizim CHP olarak ülke genelinde yapmak istediğimizi hayata geçiriyor" demiş.
Biz: "CHP başarılı olmak istiyorsa Tepebaşı Belediyesinin uyguladığı yönteme bir bakmalı ve bu yöntemin benzerini uygulamalı" diyorduk...
Kılıçdaroğlu ise "Bizim yapmak istediğimiz Tepebaşı'nda uygulanıyor" diyerek bir anlamda bizim söylediklerimizi teyit etmiş oldu.
Bu arada...
CHP lideri Kılıçdaroğlu da şu birkaç hafta içinde, önce Çocuk Senfoni Orkestrası konseri, ardından belde evi kadımlarının ziyaretleriyle birlikte Tepebaşı Belediyesi'ni resmen keşfetmiş oldu.
******************************
Herkesin kendi kafasına göre siyaset...
endi partisinde, partiye sırt çeviren Hain!
Aynı adama göre...
Başka partide, partisine sırt çeviren Kahraman...
***
-Kendi partisinde, partiden istifa edip giden Menfaatçi
Aynı adama göre...
Başka partide, partisinden istifa eden Onurlu...
***
-Kendi partisinde, partiden istifa edip başka partiye giden kötü insan...
Aynı adama göre...
Başka partide, partisinden istifa eden ve kendi partisine katılan iyi insan...
***
-Kendi partisinde, partisinin adayına isyan eden ihanet içinde...
Aynı adama göre...
Başka partide, partisinin adayına isyan eden doğruyu bulmuş...
***
-Kendi partisinde, partisine oy vermeyeceğini söyleyen nankör...
Aynı adama göre...
Başka partide partisine oy vermeyeceğini söyleyen süper insan...
***
-Kendi partisinde, partisini eleştiren cebini düşünüyor...
Aynı adama göre...
Başka partide, partisini eleştiren adam Ülkeyi düşünüyor.
***
Hâlbuki...
Kendi partisinde yaşanan yanlış ile, başka partide yaşanan yanlış arasında hiçbir fark yok...
Yanlış, nerede yapılırsa yapılsın yanlıştır.
Ama yok...
Nedense...
Siyasette insanlar, kendi partisinde yaşananlarla, diğer partilerde yaşananların aynı olduğunu bile bile farklı bir yaklaşım içinde olmaya özen gösteriyor.
Hiçbir siyasetçi oturup;
-"Yahu, bizim partiden istifa edip giden adama hain damgası vurduk. Başka partiden istifa edip de bize gelen adamı nasıl kahraman ilan ediyoruz? Hâlbuki ikisi de aynı şey" diye düşünmüyor.
Gidene" kötü", gelene" iyi" diyerek, kendisiyle çelişme pahasına bu davranışı sergiliyor.
İşte bu yüzden aynı yanlışın nerede yapılırsa yapılsın "yanlış" olması mümkün olmuyor.
Aslında bu durum, siyasetin geldiği en son noktadır.
O nokta da...
Siyasette ne Şiraze ne de Şakül kalmadığının açıkça göstergesidir.