
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
AK Partililer teşekkür bekliyor ama...
İktidar partisinin Eskişehir'deki önde gelen aktörlerinde bir rahatsızlık peyda oldu...
Son birkaç aydır, aynı hastalık bürokratlara da nasıl olduysa bulaştı.
Son bir-iki yıla kadar böylesine bir rahatsızlık yoktu.
Nedendir bilinmez, takdir görmeme hastalığına yakalandılar.
Ne zaman ağızlarını açsalar:
-"Yapıyoruz yapıyoruz, bir türlü yaranamıyoruz"
-"Bir teşekkür bile etmiyorlar"
-"Yaptığımız hiçbir şeyi beğenmiyorlar"
-"Yaptıklarımızı bunlara beğendirmek için daha ne yapalım, bir türlü bilemiyoruz" gibi sözleri çok sık kullanır oldular.
Övgü bekliyorlar resmen.
Teşekkür edilmesini istiyorlar her fırsatta.
Sırtlarının sıvanmasını "Siz olmasaydınız biz ne hale gelirdik. Sizi bize Allah göndermiş" falan denilmesini istiyorlar belli ki...
Bu yapılmadığı zaman kızıyorlar.
Kızgınlıklarını da açık açık dile getiriyorlar.
İşi, nankörlüğe kadar taşıyan söylemler içine giriyorlar.
Doğrusunu söylemek gerekirse, bu davranışlarıyla son derece komik oluyorlar.
Birincisi: Bu işlerin takdir görmek için yapılmayacağını bilmiyorlar.
İkincisi: Zorla takdir ve teşekkür beklemenin dışarıdan nasıl yanlış anlaşılacağını tahmin edemiyorlar.
Üçüncüsü: "Biz nerede yanlış yapıyoruz da, bu insanlar bize kendiliğinden teşekkür bile etmiyor" diye oturup kafa yormuyorlar.
Dördüncüsü: Karşılığında teşekkür bekledikleri işin Eskişehirliler nazarında bir karşılığı olup olmadığı sorgulamıyorlar.
Beşincisi: İnsanların bu gibi meselelere "Yapacak tabi görevi" yaklaşımı içinde olduklarını bilmiyorlar.
Sonuç olarak...
İktidar partisinin Eskişehir'deki aktörleri yapamadıklarını ağızlarına almazken, yapılanlar için uzun uzadıya takdir görmek ve teşekkür edilmek istiyor ama...
Kusura bakmayın kimse kimseye kuru kuruya teşekkür etmez.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
CHP abdest bozan bir parti mi?
Yıllar önce CHP nin eski Başkanı Deniz Baykal anlatmıştı anısını bir televizyon kanalında.
O zaman CHP nin Genel Başkanıydı.
Rize'nin bir köyüne uğramış Ankara'ya dönerken.
Köyde bir de bakmış yaşlı bir kadın iki elinde iki su dolu güğüm güç bela yürüyor.
Hemen durdurmuş arabayı ve yayan olarak gitmiş yaşlı kadının yanına.
-"Teyzeciğim sana yardım edeyim. Yükünü evine kadar götüreyim" diyerek almış elinden su dolu güğümleri.
Birlikte yürürlerken yaşlı kadın Baykal'a dönüp;
-"Seni buralarda hiç görmedim. Sen kimlerdensin oğul?" diye sormuş.
Baykal;
-"Teyze ben Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanıyım" cevabı verince, yaşlı kadın önce ellerini başına koyup, sonra da Baykal'ın elinde ki su dolu güğümleri göstererek;
-"Ne yaptın be oğlum. Ben o taşıdığın sularla abdest alacaktım" diyerek, suları Baykal'a taşıttığı için büyük bir pişmanlık içine düşüvermiş.
Baykal bu olayı anlatırken, CHP li olmanın, toplumun bazı kesimlerinde hala abdest bile bozan bir durum olduğunu anlatmıştı.
Bu gün hala, Cumhuriyet Halk Partisine bu kadar olmasa da, buna yakın bir anlayışla bakan toplumun bir kesimi var.
Bu yanlış anlayışın yerleşmesinde şüphesiz diğer sağ partilerin kışkırtması ve dini kullanmasının da büyük bir rolü mevcut.
Fakat, toplumun bir bölümünün CHP ile ilgili algısı maalesef böyle.
İşin ilginç tarafı...
CHP, kendisine karşı var olan bu anlayışı değiştirmeden iktidar olma şansı çok az.
O halde...
Cumhuriyet Halk Partisi'nin ilk yapacağı, toplumun her kesimine CHP nin abdest bozacak bir parti olmadığını anlatmak, anlattığında da ikna edip inandırmak olmalı...
Bu da maalesef salon toplantılarıyla ve içkili mekan sohbetleriyle olmuyor...
Aksine...
Halkla kucaklaşmakla, halkın içinde olup, halkın dilinden konuşmakla oluyor...
Belki bu yazdıklarımıza bazı CHP liler kızacak ve "O iş öyle değil" diyeceklerdir ama...
Ne yapalım ki, bize öyle geliyor...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Mesajlar çekilmeye başlandı..
Önceki gün CHP üyelerinin telefonlarına aynı anda aynı mesajlar gelmeye başladı.
Mesajların sahipleri, önümüzdeki seçimlerde, aday belirleme yönteminin ön seçim olması halinde CHP'den milletvekili aday adayı olacaklarını ilan eden Muharrem Şenel, Nazmi Kurtyılmaz ve Kadir poyraz'a aitti.
Çekilen mesajlarda, CHP'nin önümüzdeki seçimler için aday belirleme yönteminin kesinlikle ön seçim yöntemi olması gerektiği de açıkça vurgulanıyordu.
Anlaşılacağı üzere, CHP'de ön seçim istekleri artıyor.
Aday belirleme yöntemine göre kimlerin aday adayı olup, kimlerin olmayacağı da netleşmeye başlıyor.
Aday belirleme yönteminin ne olacağına ilişkin merak da, ister istemez CHP kulislerini hareketlendiriyor.