Şehir’deki ulaşıma dair tartışmalar hala devam ediyor.

Kentin ana gündemi, OSB’nin şehre, lojistik merkezine ve limana nasıl bağlanacağı yönünde.

İlk olarak söylemek gerekli ki, Eskişehir Sanayi Odası amacına ulaşmış görünüyor.

Şehri, yıllardır kanayan yaraları konusunda harekete geçirdi.

üzerine adeta toprak atılmış olan ulaşıma dair projelerin, yeniden tartışılmasının önünü açtı.

Açılan bu yolda ise şehrin aktörleri görüşlerini, çözüm önerileri ve meselenin yetkililerini konuşmaya başladı…

+++

örneğin…

OSB’nin şehre raylı sistemler ile nasıl ve ne şekilde bağlanacağı konusu ortaya atıldı.

Bu tartışmalar arasından “banliyö fikri” çıktı.

Bizim de yıllardır yazdığımız banliyö gereksinimi artık ciddi ciddi vücut buldu şehirde.

Bu konuda en son fikir beyan eden de Yılmaz Büyükerşen oldu.

Demiryolu hattının OSB’ye bağlanmasının en kestirme yolu olduğunu anlattı.

Ve lojistik merkezi ile OSB arasındaki 5 kilometrelik bölümün de bu vesileyle bitebileceğini dillendirdi.

TCDD’nin, dolayısıyla hükümetin bu konuda birşeyler yapması gerektiğine vurgu yaptı.

+++

Anlayacağınız, şehrin yeni ulaşım arterleri fikirlerine, önerilerine ilişkin herkes konuya müdahil oldu.

Ancak tek bir kesim bu tartışmalar arasına girmedi!

O da hükümet kanadı!

Ak Parti’nin şehirdeki ileri gelenleri, nedense bu meseleyi uzaktan takip etmekle yetiniyor.

Oysa bu konuda söylenmesi gereken pek çok sözü onların konuşması gerekiyor.

Raylı sistem tartışmaları arasında başlayan Banliyö fikri mesela!

Ankara’da yapılacak tek bir girişim ile bile çözülebilecek, hayata geçirilebilecek bir iş değil mi?

Yapıldığında Bozüyük’ten OSB’ye kadar şehrin ortasından geçen yeni bir raylı sistem modeli olacak.

Hattın geçtiği mahalleler, birbirine raylarla bağlanacak.

Konulacak duraklarla binlerce vatandaş yeni ulaşım kolaylığına kavuşacak.

+++

Sadece raylı sistemler değil!

Şehrin bu konular arasında gündeme nihayet çevreyolları da geldi.

Sadece rayda giden araçlar için değil;

Kentin karayolu bağlantılarının ne denli zayıf olduğu bir kez daha gözler önüne serildi.

Büyük bir şehrin çevreyolunun, kentin ortasından geçtiği gerçeği ile ciddi ciddi yüzleştik.

Yani Ak Parti’yi ilgilendiren bir başka konu daha var.

Ama parti kurmayları bu konuda da nedense çıkıp tek bir cümle sarf etmiyor.

Dediğimiz gibi, şehrin gündemini kenardan takip etmeyi tercih ediyorlar.

Onların gündeminde şehre yoğun biçimde yağan yağmurun dışında bir şey yok.

Varsa yoksa, dünyanın pek çok kentinde ve hatta Ak Parti’nin bile yönettiği onlarca kentte yaşanan görüntülere karşı yapılan bir eleştiri var.

Yağmur suyu yarım saatte çekilip gitmesine rağmen, Ak Parti ısrarla bu meseleden gitmiyor.

Yani ana sorunlar yerine, stabil gündemler üzerinde yoğunlaşıyorlar.

Belki de bunu kasıtlı olarak yapıyorlar bilemiyoruz.

Ancak bildiğimiz bir şey var;

O da Ak Parti’nin artık kentin sorunları ile yüzleşmesi gerektiğidir...

Şehrin ulaşım projelerine dair neredeyse akıl fırtınası yapmaya başladığı bir dönemde dışarıda kalamazlar.

Aksine tartışmaların içerisine tam da göbekleme şekilde girmeleri gerekir.

Kuzey çevreyolu ne alemde mesela?

Güney çevreyolu için “kamulaştırma sürüyor” deniliyor yıllardır.

Hala şu işler bitmedi mi?

Sarıcakaya Yolu, Alpu Yolu, Seyitgazi-Afyon yolu ne oldu bilen yok.

Hadi bunları unuttuk gitti ve hatta umudumuzu da kestik.

Şu banliyö fikri, tam da Ak Parti için önemli bir gündem maddesi değil mi?

Bu konuda bir öneriniz, bir planınız, bir hazırlığınız var mı?

çıkıp bunu bari söyleyin…

Söyleyinde, Ak Parti’nin hala bu şehirde olduğunu yeniden hatırlayalım…