AK Parti, 2011 seçimlerinde, Eskişehir'de oy anlamında adeta tavan yapmıştı.
Bu durum bize aynı zamanda, merkez sağ seçmenin kendisini maksimum düzeyde AK parti'de bulunduğunu gösteren bir kriterdi.
Ancak...
Bu durum öte yandan, AK partinin dışarıdan alabileceği bir seçmen kalmadığını da gösteriyordu.
7 Haziran seçimlerine gidilirken, AK parti oylarının bir kısmının MHP'ye, bir kısmının da HDP'ye kaydığı açık seçik görülüyordu.
Eskişehir'de ise, parti oyunun ülke ortalamasının 4-6 puan altında oluşunun yarattığı bir handikap vardı.
Diğer etkenlerin de ilave edilmesiyle, AK partinin Eskişehir'de birinci parti olamayacağı, az da olsa 2-3 puanla Eskişehir'i kaybedeceği aşikârdı.
Nitekim öyle de oldu.
AK parti Eskişehir'de seçimi kazanamazken, bir milletvekilliğini de CHP'ye kaptırdı.
Şimdi...
1 Kasım'da yeni bir seçim yapılacak.
Bu seçim, bir anlamda 7 Haziran seçimlerinin rövanşı niteliğinde olacak.
Ancak...
Eskişehir'i göz önüne alacak olursak, o günden bu yana AK parti'nin Eskişehir'deki oylarının yükseldiğine dair bir durum ortada yok.
Buna karşın...
7 Haziran seçimlerinin Eskişehir'deki galibi olan CHP'nin o günden bu yana oylarının düştüğüne dair bir durum da ortada yok.
Yani...
Eskişehir'de 7 Haziran'dan bu yana ne AK partinin oylarının yükseldiğini, ne de CHP'nin Eskişehir'deki oylarının düştüğünü gösteren bir dürüm yaşanmadı.
Aksine...
Türkiye genelinde yapılan anketler AK partinin oylarının aynı düzeyde olduğunu, CHP oylarının ise 1-2 puan artış kaydettiğini söylüyor.
Bu da:
AK partinin Eskişehir'deki seçimi kazanıp, 3 milletvekili çıkartmasının, 7 Haziran seçimlerine oranla daha da zor olacağını gösteriyor.
Tüm bu söylediklerimiz hesap edildiğinde, AK partinin Eskişehir'deki 1 Kasım seçimlerini kazanması için tek seçeneğinin, milletvekili aday listesi değişikliği olduğunu zaman zaman yazıyoruz.
Böylelikle, aday isimlerine tepki yüzünden AK parti'den kaçan yüzde 1-2 oyun, az da olsa geri dönme ihtimalinin olabileceğini söylüyoruz.
Ama görünen o ki, AK partinin Eskişehir'de böyle bir seçeneği kullanma ihtimali çok az...
En azından...
Ankara'dan gelen haberler bu yönde.
O halde...
1 Kasım seçimleri için Eskişehir'de ortaya çıkacak sonuç ile ilgili son tahmini yapmak gerekirse:
CHP'nin birinci parti olup 3 milletvekili çıkartma şansı, AK partinin birinci parti olup 3 vekil çıkartmasından daha fazla gibi görülüyor...
.....
Garipsedik bu tebrik ziyaretini...

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekilleri parti binasına ziyaret için gitmiş.
Geçtiğimiz hafta, yönetimiyle birlikte görevden alınan il başkanı Ersen Yeniceli'nin yerine görevlendirilen Sinan Özkar'ı ziyaret etmiş Milletvekilleri Gaye Usluer, Utku Çakırözer ve Cemal Okan Yüksel.
Milletvekilleri, il başkanlığı için görevlendirilen Sinan Özkar'ı önce tebrik etmiş, ardından da başarılar dilemiş.
Belki de olması gereken bir ziyaret ama, yine de insanın garibine gitmiyor değil bu tebrik ziyareti.
Sinan Özkar'ı severiz...
Bildik bileli CHP içinde mücadele vermiş, CHP'liği de tartışılmayacak bir isimdir.
Hatta...
Siyaset yaptığı süreçte çoğu zaman, parti içinde gelişen ve demokratik olmayan olaylara karşı takındığı tavırla tanıdığımız bir isimdir.
Ancak...
Şu anki görevine geliş biçimi, öyle çok da takdir ve tebrik edilir cinsen olmasa gerek.
O yüzden garipsedik milletvekillerinin yaptığı tebrik ziyaretini...
Başarılar dileme temennisi neyse de...
Tebrik etme kısmını o yüzden sevmedik, sevemedik...
......

Üniversitede "Pazarlık" meselesi...

Osmangazi Üniversitesi'nde rektörlük seçimleri yapıldı geçtiğimiz ay.
Seçimde en çok oyu alan 6 isim YÖK'e gönderildi.
YÖK bu isimlerin sayısını 3'e indirip, Cumhurbaşkanına sundu.
Cumhurbaşkanı da Rektör olarak Hasan Gönen'i atadı.
Buraya kadar sıkıntı yok.
Zira...
Hasan Gönen hem seçimde en çok oyu alan isimdi, hem de YÖK'ün Cumhurbaşkanına gönderdiği 3 ismin başında bulunuyordu.
Sıkıntı, Cumhurbaşkanı tarafından ikinci kez Rektör olarak görevlendirilen Prof Dr Hasan Gönen'in, rektör adaylarından birini yardımcısı olarak atamasıyla başladı gibi görünüyor.
Zira...
Hasan Gönen'in rektör adaylarından birini 4'ncü Rektör yardımcısı olarak ataması, Üniversite çevresinde "bir pazarlık yapıldı" algısını oluşturmuş.
Ve bu algı ister istemez "Bu olay açıkça gösterdi ki: Üniversitede artık herkes rektör adayı olup, rektör yardımcılığını garantileme yoluna başvuracak" düşüncesini doğurmuş...