
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
Ak Parti'nin Muhalifleri!
Muhalefetsiz iktidar partisi olmaz elbette.
Muhalefet partilerinde bile parti içinde yaşanan hır güre bakarsak, Ak Parti'de yaşanalar yine iyi boyutta!
Hep söylediğimiz gibi, çekişmeler aile ortamında yapılıyor.
Dışarıya çok fazla sır verilmiyor.
***
Parti müfettişi milletvekili gelmiş önceki gün Eskişehir'e...
Eskişehir siyasetinde neler olduğuna ilişkin ilk olarak parti yönetimi ile bir araya gelmiş.
Milletvekili ve Eskişehir müfettişi Ahmet Baha Öğütken daha sonra muhalif grup denilen kişilerle bir araya gelmiş.
***
Bir kahve dükkânında yapılmış toplantı.
Partinin eski yöneticileri de oradaymış.
Haberlere göre 50'e yakın kişi şikâyetlerini belirtmiş.
Şikâyetler ise özellikle yerel seçimler üzerine yoğunlaşmış.
Parti teşkilatlarının belirlenen adaylara destek olmadığından yakınılmış.
Muhalif dediğimiz bu kişilere göre, teşkilat gerekli desteği verseymiş, Ak Parti seçimleri kazanabilirmiş!
***
Bir defa şunu söylemekte fayda var!
Genel merkezce belirlenen adayların yarıştığı bir seçim oldu.
Bu seçimde vekilinden, bakanına, teşkilatına kadar herkesin çalıştığı bir ortam oluştu.
"Teşkilatlar çalışmadı" cümlesinin kurulması çok manidar.
Belirlenen adayların bağımsız olarak çalışma isteklerini de eklemeyiz buna...
Yani bir tarafta parti yönetimi, diğer tarafta adaylar harıl harıl çalıştı.
***
Buna rağmen seçim kaybedildi.
Bu ortamda "Seçimi teşkilatlar yüzünden kaybettik" demek, suçu bir tarafa yıkmaktan başka bir şey değil!
Hatta işin kolayına kaçmaktan da başka bir şey değil!
"Seçim kaybedilirken, adayların hiç mi suçu yoktu?" sorusunu da mutlaka sormalıyız.
Eğer seçim kaybedilmişse, adayından, teşkilatına, diğer unsurlarına kadar komple kaybedilmiş bir seçim vardır.
***
"Seçimi kazanmak aslında bu kez olacaktı!" cümlesine sığınmakta yine kolaycılıktır.
Zira;
Ak Parti'nin yerel seçimlerde yarıştığı her seçimde bu cümle Ak Parti için zaten kurulmuştur.
Bundan sonra da yine kurulacaktır.
Ki;
Tek başına iktidar olan bir parti seçim kazanmaya zaten her zaman yakındır.
O halde;
Nasrettin hoca fıkrasını anımsarsak;
Ak Parti seçimi kaybetti.
Suçlusu teşkilat.
Suçlusu vekiller.
Suçlusu bakan.
E peki seçimi kazanan Büyükerşen ve ekibinin başarısı ne olacak?
Büyükerşen'in Ak Parti'nin kaybetmesinde hiç mi suçu yok!
Eskişehir'de Büyükerşen gerçeği nasıl inkâr edilir ki!
Zaten;
"Eskişehir'de Büyükerşen kazanmadı, Ak Parti kaybetti" demek başlı başına şikayetlerle çelişmek demektir.
Hele hele;
"Teşkilatlar çalışsaydı, seçimi kazanırdık!" demek, basit siyasetin dışına çıkamayacak kadar küçük bir şikayettir...