2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

AKP DİVAN TOPLANTISI NOTLARI

Odunpazarı İlçe Teşkilatının divanına nihayet şahit olduk.
Yalan söylemeyelim, il ve Tepebaşı divanlarındaki coşku yoktu.
Toplantı öncesi salonu hareketlendirmek isteyen partililer bile başarılı olamadı.
Yani sessiz ve sakin başladı toplantı.
Kalabalıkta beklediğimiz kadar değildi.
***
Salonu hareketlendiren ise konuşmalar oldu.
Özellikle Ülker Can'ın mevcut stadyum alanı için yaptığı konuşma bir anda salonu ayağa kaldırdı.
"Eskişehir'i de alıyoruz" diyen Salih Koca ise son noktayı koydu.
Sessiz sedasız başlayan toplantı, her iki vekilin söylemleri ile tam tersi görüntüye büründü.
***
Toplantıda dikkat çekici en önemli konuda Ercan Kelleci'nin söyledikleri oldu...
Çünkü;
İlçe Başkanı Kelleci sürekli 'genç ve dinamik bir başkan adayından' söz etti durdu.
Aynı söylemlerini "Böyle bir başkanı Eskişehir'e hediye edeceğiz" cümleleri ile bütünleştirdi.
Aynı anda ise gözler Burhan Sakallı'yı aradı.
Ancak salonda yoktu!
Oysa geleceğini bildirmiş, ancak salona gelmemeyi tercih etmişti.
Galiba daha önemli bir programı çıktı.
Bilemiyoruz...
Anlayacağınız;
Sürekli yeni bir başkan adayı tarif edildi, karşılığında ise 'Büyükşehir adayı olarak görülen' Sakallı yerinde değildi.
Garipti!
***
AKP'de bir divan daha bu görüntüler içerisinde son buldu.
Kısaca;
Coşkusuz başladı, alkış tufanları arasında tamamlandı...
...........

SAHİDEN PORSUK İŞİ NEDEN GÜNDEM OLMADI?
Ülker Can'ın dün yaptığı konuşmada dikkatimizi çeken porsuk konusu oldu.
Öyle ya;
Porsuk kirletilirken ayağa kalkan tüm kesimler;
Temizlenmesi için adım atıldığında pekte oralı olmadı.
Bize ilginç geldi bu konu!
***
Yani bizim şehrimizde biraz 'felaket tellalcılığı' prim yapıyor sanki.
'Şehir gidiyor, bitiyor, mahvoluyor' tarzı söylemler sanki daha çok tutuyor.
Ya da, ilgili konuyu gündeme getirme görevini yapanların daha çok dikkatini çekiyor.
Böyle olmasaydı;
Porsuk komşu tarafından kirletirken şehri ayağa kaldıranlar;
Porsuk'un nihayet kurtarılması karşısında da aynı duyarlılığı göstermez miydi?
En azından bir teşekkür edilemez miydi?
Ayrıca nasıl edilsin ki?
Şehirdeki 'siyasi parçalanmışlık ya da uçurum daha da artarak büyüyor' çünkü...
........
FARKINDA MISINIZ, NE KADAR BÜYÜDÜK!
Pek anlamıyoruz ama yaşadığımız şehir artık bir metropol haline gelmeye başladı.
Merkezi iki ilçe neredeyse pek çok şehirden bile büyük bir yapıya geldi.
Böyle olunca şehir hayatı da elbette önemli ölçüde değişiyor.
Eski alışkanlıklarımıza devam etmek isteyince de çoğu kez bocalayıp kalıyoruz.
***
Bu anlar en çok trafikte yaşanıyor.
Eskişehir'in küçük bir Anadolu kenti olduğu yıllardaki gibi araçlarımızı rahatça her yere park edebiliyoruz örneğin...
Geçmişte 5 dakikada gittiğimiz yer için şimdi daha fazla vakit gitmeye başlayınca sinirleniyoruz yada...
Neyse;
Bu mesele ayrıca bir yazı konusu oldu.
Şunu söylemek istiyorum kısaca;
Geçtiğimiz günlerde bir dostumuz ile araç içerisinde ilerliyoruz.
Çevreyolu üzerinden şehir merkezine dönmesini istiyoruz.
"Bu saate Köprübaşı trafiğine girilmez" sözü ile şaşırıyoruz.
Dediğimiz gibi şehir büyüyor.
Ve biz farkına varmadan hayatımıza Köprübaşı trafiği, çevreyolu trafiği, Odunpazarı trafiği gibi kavramlar giriyor.
Bırakın bu kavramları artık neresinin hangi saatte yoğun olup olmadığını bile öğrenir olduk.
Artık Eskişehir'in farklı bir şehir haline geldiğinin ispatı değil mi?


Önceki ve Sonraki Yazılar
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY) Arşivi