AK parti içinde şu sıralar kimin aday listesine gireceği, kimin girmeyeceğinden çok, yaşandığı söylenen bazı olaylar konuşuluyor.
Daha doğrusu...
Aday adaylığı sürecinde kimlerin süreci etkileyecek hangi olayların içinde olduğu adeta kulaktan kulağa yayılıyor.
Bu olayların konuşulması, haliyle de bazı soruların gündeme gelmesine yol açıyor.
Örneğin:
-Hangi milletvekilinin, hangi aday adayları ile ilgili olarak genel merkeze geniş çaplı bir rapor verdiği?
-İl yönetiminin, süreç içinde kurallara uymayan hangi aday adaylarını genel merkeze şikâyet ettiği?
-Eskişehir'deki hangi Oda'nın başkan ve yönetimi tarafından "Biz bu ismi milletvekili görmek istiyoruz" diye hangi aday adayına referans olduğu? Ve bunu hangi iki tanınmış iş adamının sağladığı...
-Eskişehir teşkilatının hangi aday adayları için genel merkeze referans olup, hangileri için "Kesinlikle Eskişehir'de ve teşkilatımızda karşılığı yok" diye fikir beyan ettiği?
-Hangi aday adayının üçüncü şahıslar aracılığıyla, yarıştığı hangi aday adaylarını yine genel merkeze "paralelci" diye şikâyet ettirdiği?
-Hangi aday adaylarının "paralelci değilim" demek için kimleri aracı yaptırıp, hangi üst düzey parti yöneticileri ile görüştürdüğü...
-Hangi Milletvekilinin, yanına 5-6 ilçe Belediye Başkanını da almak suretiyle aday adayları hakkında rapor hazırlatıp, genel merkez yöneticilerine sunduğu.
-İl ve ilçe başkanlarının, aday adayları içinden hangisine çok mesafeli, hangisine sempati ile baktığı ve bunu artık saklama gereği bile duymadığı.
Ve, buna benzer bir sürü soru soruluyor parti çevresinde...
İşin ilginç tarafı...
Yukarıdaki sorular soruluyor sorulmasına da, hemen herkes bu soruların cevaplarını bildiği halde, bu soruları ilk kez duyuyormuş gibi davranıyor...
......

Öylesine güzel bir yazı işte...

Bir adam, Afrika'da yürürken arkasından bir aslanın koştuğunu görür. Hızla kaçarken tam önünde bir kuyu görür ve hızla kuyuya iner. İpe sarılıp kuyuya inerken.. Alt tarafta büyük bir yılan görür.
Yılan hızla buna doğru yükselirken .. Ne yapacağım der.
Üstte aslan altta yılan. O sırada iki tane fare biri beyaz diğeri siyah ipi kemirmeye başlar. Her yerden başı belada iken bir anda bir yüzünde ıslak bir şey hisseder. Bir arı bir damla bak yüzüne bırakır ve balın tadı damağında iken....
UYANIR.
"OH BE RÜYA İMİŞ" der.
Bir ermiş'e anlatır. Rüyamın yorumu ne diye? Anlamadın mı der gülerek?
Peşinden koşan aslan ölüm meleğidir. İçinde yılan bulunan kuyu senin mezarındır.
Sarıldığın ip senin hayatındır. Beyaz ve siyah fare gece ile gündüzdür ömrünü kemirirler.
Peki ya o bal nedir dersen?
Dünyanın geçici lezzetidir, Ölümün arkasında bir hesap olduğunu sana unutturur...
........


CHP listesi açıklandığında herkesin sövme hakkı var ancak...

7 Nisan günü açıklanacak CHP nin Eskişehir Milletvekili aday listesi.
Belki, mevcut 23 aday adayı içindeki isimlerden oluşacak 6 kişilik liste.
Belki, bir ya da iki isim yukarıdan torpille konulacak listenin başına.
Belki, "hayatta aday olamaz" diye bakılan isimler seçilebilecek yerlerde olacak.
Belki de, aday olmasına garanti gözüyle bakılan isimler listeye bile giremeyecek.
Sonuç olarak:
CHP nin listesinde kim olursa olsun mutlaka bir memnuniyetsizlik yaratacak.
Bu memnuniyetsizlik belki de kısa süreli olacak.
Belki, partiyi protesto edip, oy vermemeye kadar gidecek bir süreci kapsayacak.
Şunu hemen söyleyelim:
CHP listesinin seçilebilecek yerlerinde olacak isimlere herkesin,sebepleri ölçüsünde kızma hakkı var.
Hatta...
Oluşacak milletvekili aday listesine sövme hakkı da var.
Ancak...
Sadece 23 aday adayının, oluşacak listeye hiç bir şey söyleme hakkı yok.
Çünkü...
Aday belirleme yönteminin Merkez yoklaması olduğunu bile bile aday adayı oldular.
Çünkü...
Bu yöntemle birilerinin liste belirlenmesinde etkili olabileceğini bile bile müracaat ettiler.
Çünkü...
Tepeden de liste başına adam geleceğini tahmin etmelerine rağmen aday adaylıklarını açıkladılar.
O nedenle, 7 Nisan günü açıklanacak aday listesi ve listede yer alan isimlerle ilgili, üzerinde tek bir eleştiri yapmamhakkı yok bu 23 kişinin...
Tüm bunlara rağmen eleştiri yapıp,tepki gösterirlerse de, biz onların ne denli samimi olduklarını anlarız herhalde....
......
Biraz da gülmek lazım

Askerliğini denizaltı personeli olarak yapan Temel kahvede denizaltını anlatıyormuş.
-Kocaman her tarafı kapalı demirden bir gemi. İşte biz o geminin içine giriyorduk,denizin 100-200 metre altına girip 1 hafta 10 gün hiç çıkmadan gidiyorduk.
Herkesin ağzı açık Temeli dinlediğini gören Dursun birazda kıskanarak;
- Ula Temel demirden gemi denizin altına girerde nasıl su almaz
Temel,evelemiş gevelemiş bir türlü izah edememiş, sonra Dursuna dönerek;
- Ula dursun sen denize giriyor musun?
- Giriyorum.
- Peki denize dalmıyor musun?
- Dalıyorum.
- Denizin dibine dalınca kıçına su kaçıyo mu?
- Yooo.
- İşte sistem aynu sistem...