1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Al birini vur ötekine...



Yapma be AKP!
Tam da CHP'nin içi, için için kaynarken...
Büyükerşen ile Gölet birbirine girmişken...
Partide il yönetimini düşürmek için istifa komedisi yaşanıyorken...
Partinin, parti binasından mı? Yoksa Belediyelerden mi yönetildiği hala anlaşılamamışken...
İl başkanıyla ilçe başkanları, parti başkanlarıyla Belediye başkanları arasında soğuk rüzgarları eserken...
Kısacası...
Hiç bir şey yapılmayıp, parti binasının kapatılarak tatile çıkılması halinde bile puan kazanılacak bir ortam doğmuşken...
AK Partililer ne yaptı biliyor musunuz?
Sırf "çoğunluk biziz" gibi saçma sapan bir tatmin duygusuyla Tiyatro ve Senfoni'nin bütçesini budadı.
Komisyonda kabul ettiği 20 kuruşluk su zammını mecliste ret edip, bir de "Su zammına biz engel olduk" diyerek, popülizm kokan davranışın dibine vurdu.
Milletvekili çıkıp, elinde bilgi ve belge olmadan, üstelik hiç gereği yokken peşkeş iddiaları ortaya attı.
Milletvekilinin peşkeş iddialarına diğer milletvekili "Böyle üsluplar hiç yakışmıyor" diyerek, aralarının hiç de iyi olmadığını açık açık hissettirdi.
Sonuç olarak CHP;
Kendi içinde yaşadığı saçmalıklarla resmen AKP'ye çalışırken...
AKP bu durumdan hiç bir şey yapmayarak bile faydalanabilecekken...
Ortada mükemmel de bir fırsat varken...
Ayağına kadar gelen böylesine bir avantajı kullanmama adına elinden ne geliyorsa yaptı.
Şimdi plağı çevirelim isterseniz...
Yapma be CHP!
Tam da, AKP grubu mecliste kendisine 20 kuruşluk fayda sağlamayacak su zammı saçmalığını yapmışken...
Mecliste Tiyatro ve Senfoni bütçesi sırf tribünlere oynama adına budanıp, kamuoyunun tepkisini çekmişken...
Milletvekili çıkıp, partili belediye başkanına durup dururken ve peşkeş iddiasında bulunmuşken...
Milletvekilinin bu iddiasına diğer milletvekili üstü kapalı da olsa tepki gösterirken...
Partinin, parti binasından mı? Yoksa vakıf tarafından mı yönetildiği hala anlaşılamamışken...
CHP'liler ne yaptı biliyor musunuz?
Büyükerşen ile eski il başkanı Erman Gölet birbirine girdi.
Partide il yönetimini düşürmek için bizzat il başkanı tarafından operasyon yapıldı.
İl yönetimini düşürme operasyonu başarısız olunca, büyük bir komedi yaşandı.
İstifa eden il başkanı, "Genel merkez kabul etmedi" diyerek görevinin başına dönmek istedi.
Kısacası...
AKP, içinde yaşadığı saçmalıklarla resmen CHP'ye çalışırken...
CHP bu durumdan hiç bir şey yapmayarak bile faydalanabilecekken...
Ayağına kadar gelen böylesine bir avantajı kullanmamak için elinden ne geliyorsa yaptı iyi mi?
Ne diyelim?
İnsanın "Al birini vur diğerine" diyesi geliyor.
Diğer taraftan da, Eskişehir'de AKP ve CHP birbirlerinin zaaflarından yararlanmak yerine, saçmalık konusunda birbiriyle adeta yarışırken, MHP nin bu mükemmel durumu avantaja çevirme adına hiç ortalarda gözükmemesine ise, doğrusu akıl sır ermiyor.
......

"Mesut gitsin Halil gelmesin" e mi geliyor mesele?

Eskişehirspor'un kongresi öncesi bir yazı kaleme almıştık bu sütunlarda.
Eskişehir spor kamuoyu yapılacak kongreye kilitlenmişti.
Başkanlık için iki aday vardı kongre öncesi.
Biri mevcut Başkan Halil Ünal, diğeri ise Mesut Hoşcan.
İkisi birlikte çıkmıştı yola.
Sonra yolları ayrılmıştı.
Mesut Hoşcan rakip olmuştu Halil Ünal'a.
İnsanların da kongre öncesi kafaları tam anlamıyla karışmıştı.
İşte tam o süreçte yazmıştık yazıyı.
"Herkes Halil Ünal gitsin istiyor ama herkes Mesut Hoşcan gelmesin istiyor" demiştik.
Gerçekten de böyle içinden çıkılmaz, kafaların karıştığı bir durum vardı o süreçte.
Gelelim şimdi bu güne...
Mesut Hoşcan yönetiminin gitmesini isteyenler var.
Sayıları çok olmasa da...
"Bırakmalı, istifa etmeli, ayrılmalı" diyenler yavaş yavaş seslerini yükseltiyor.
Sonuç olarak; Mesut Hoşcan'ın gitmesini isteyenler var.
Ancak.
Tıpkı kongre öncesi olduğu gibi kimse çıkıp "Mesut gitsin Halil gelsin" demiyor.
Anlayacağınız plak biraz tersine döndü.
Herkes diye bir genelleme yapamayacağız ama şu günlerde bazıları "Mesut gitsin, Halil gelmesin" kararsızlığı içinde.
Aynen kongre öncesi kararsızlık devam ediyor...

......


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

"Bu CHP mi iktidar alternatifi olacak" diyenlere boşuna kızmasınlar...

Cumhuriyet Halk Partisi'nde yaşanan olaylara bir bakın?
Parti neneden yönetiliyor? Bilen yok.
İl yönetiminde, 30 üyeli bir dernekte bile yaşanmayacak komedi sahneye konuluyor.
Partinin kadınları bile ikiye ayrılmış.
Çoğu parti yöneticisi Belediye başkanlarını sevmiyor, Belediye başkanları çoğu parti yöneticisini.
Büyükerşen'in etrafında, Büyükerşen sayesinde siyaset yapanlar var.
Kazım Kurt'un arkasında, partiyi ele geçirmeye çalışanlar mevcut.
Ahmet Ataç ve Tepebaşı ilçesi, sanki her iki taraftan da ayrı bir statüye oturmuş.
Partinin şu anda tek bir Milletvekili kalmamış.
Parti Meclis üyesinin, hiç kimse üzerinde etkisi yok.
Gençlik kolları sıkıntılı.
Birileri il yönetimini düşürmek için uğraşıyor, birileri ise il yönetimini ayakta tutma mücadelesi veriyor.
Demek oluyor ki: ülkenin geldiği durum kimsenin umurunda değil.
İktidardan yakınmalar demek ki ciddi değil.
Demek ki; ortada ne söyledikleri gibi bir tehlike, ne de bir sıkıntı var.
Ve...
Demek ki, herkesin derdi "Nasıl olsa 2 Milletvekili çıkıyor. Bu iki Milletvekili bizden olsun, gerisi tufan" diye düşünüyor.
O halde...
CHP'liler ya söylemlerini değiştirip "Ülke batıyor. İktidar ülkeyi uçuruma sürüklüyor. Cumhuriyetin ve Demokrasinin temel ilkeleri yok ediliyor" gibi söylemleri bırakacak.
Ya da bu söylemlere göre davranacak.
Ne onu yapıyor ne de bunu CHP'liler.
Seçime 6 ay kala sen kalk parti içinde ne kadar saçmalık varsa yap...
Sonra da kalkıp ""Bu CHP mi iktidar alternatifi olacak" diyenlere kız...
Olacak şey mi?
Olmuyor işte!
......


Biraz da gülmek lazım

Temel ve dursun yaz tatillerinde Antarktika'ya gitmeye karar vermişler. Uzun bir yolculuktan sonra buzlar diyarına varmışlar. Bir rehber bulamadıklarından kendileri gezmişler uzun buz ovalarını.
Ertesi sabah bir rehberle anlaşarak kıtanın en güzel yerlerini rehber eşliğinde gezip merak ettiklerini soruyorlarmış. Bir ara Temel rehbere seslenerek:
- " Pardon burada hiç beyaz kadın var mı ? " diye sormuş,
Rehber:
- "Tabiî ki var, buradaki kadınların yüzde doksanı beyazdır", demiş.
- "Peki siyah kadın var mi?"
- "Eh bir kaç tane var bu civarda"
- "Peki siyah beyaz kadın var mı"; rehber son derece şaşkın bir şekilde
- "Tabiî ki hayır ben hiçbir yerde rastlamadım böyle kadına".
Cevaptan hiç de hoşnut kalmayan Temel Dursun'a dönerek
- " Ula dursun yoksa dün akşamkiler penguen miydi?"

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi