Her zaman söyleriz:
"Eskişehir'de, Türkiye genelindeki algının tam tersine bir algı var."
Yani...
Ülkenin yarısı Recep Tayyip Erdoğan'ı nasıl görüyorsa, Eskişehir'in yarısı da Yılmaz Büyükerşen'i aynı görüyor.
Ülkenin yarısı Recep Tayyip Erdoğan'ı haz etmese de, diğer yarısı nasıl sahip çıkıyorsa, Eskişehir'in yarısı da Büyükerşen'i haz etmese de, diğer yarısı adeta tapıyor.
Nasıl ki bu ülkede yaşayan insanların yarısı, muhalefetin olabilecek vaatlerine bile "Yapamazlar" diye yaklaşıp, "bunu yaparsa ancak Erdoğan yapar" diye düşünüyorsa...
Eskişehir'de de insanların yarısı, iktidar partisinin yaptıkları ve yapacaklarına itibar etmeyip "bunu yaparsa ancak Büyükerşen yapar" diye düşünüyor.
İşin tuhaf tarafı...
Erdoğan'ı sevmeyenler, Erdoğan'ın arkasında oluşan bu desteğe anlam veremezken, Eskişehir'de ise Büyükerşen'i sevmeyenler, Büyükerşen'in arkasında oluşan bu desteğe anlam veremiyor...
Hâlbuki mantık çok basit...
Türkiye'de yaşayanların yarıya yakını bu güne kadar gurur duyacakları her unsurun arkasında Erdoğan'ı görme algısına sahip oldu.
Dolayısıyla...
Erdoğan algısı, Türkiye algısının da önüne geçti.
Eskişehir'de ise bunun tam tersi...
Yani...
Eskişehir'de yaşayanların yarıya yakını, bu güne kadar gurur duyacakları her unsurun arkasında Büyükerşen'i görme algısına sahip oldu.
Dolayısıyla...
Büyükerşen'ın algısı da Eskişehir algısının önüne geçti.
İşte bu yüzden, Eskişehir'de yapılan her güzel işin arkasında Yılmaz Büyükerşen'ın olduğu algısı yatıyor.
İşte bu yüzden, iktidarın yaptığı işler bile, herhangi bir sahiplenme çabasında olmamasına rağmen Yılmaz Büyükerşen'in yaptığı işler olarak kabul görüyor.
İşte bu yüzden: Genişletilen çevre yollarının bile Büyükerşen tarafından yapıldığını zannediyor Eskişehirli...
İşte bu yüzden: Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın "parkı nasıl buldunuz?" sorusuna vatandaş: "sağ olsun yılmaz Hoca bize güzel bir park yaptı" cevabını veriyor.
İşte bu yüzden, yapılan bir işin iktidar partisi tarafından gerçekleştirildiğini öğrenen insanlar, bunu öğrendikten sonra yapılan işte kusur arayıp "Hoca yapsa bunu böyle yapmazdı" diyor.
Kısacası...
İktidar partisi seçime yönelik sloganlarında "Onlar konuşur AK parti yapar" diyor ya...
Eskişehir'de de "Onlar konuşur Büyükerşen yapar" gibi bir durum var...
Aslına bakarsanız...
Her iki cephede de var olan algı çoğu zaman gerçeğin önüne geçmiş durumda ama...
Gel de anlat işte anlatabilirsen...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Çok mu zor?

Eskişehirspor'un her yapılan kongresinde yaşanan bir utanç var...
"Üye sayısı"
800 bin kişinin yaşadığı bu şehirde Eskişehirspor kongresi 600-700 üyeyle yapılıyor.
Çünkü...
Tüzük, yeni üye yapılmasını sınırlıyor.
Halbuki Tüzük dediğiniz, yukarıdan inme semavi kitaplar değil.
Oturup bir kongrede koyacağınız bir gündem maddesine bağlı her şey.
Spordan ve futboldan çok anladığımız söylenemez.
Ancak...
Koskoca bir şehrin takımının da yönetim anlamında ki kaderinin 600-700 kişinin inisiyatifine bırakılması, yönetimin 300-400 oyla göreve gelmesi hiç de adaletli ve hakkaniyetli bir iş olmasa gerek.
Yapılır mı yapılmaz mı bilemiyoruz?
Ama gönlümüzden geçen şu:
Nüfus kâğıdında doğum yeri "Eskişehir" yazan herkese kulüp üyeliği açılmış olsa.
Kulüp üyeliği, internet üzerinden, belli bir zaman aralığında ve aidatların peşin yatırılması şartıyla yapılmış olsa.
Binlerce kulüp üyesiyle kongreler stadyumda yapılabilse.
Binlerce kişinin peşin yatıracağı aidatlarla borcun hiç olmazsa bir kısmı ortadan kaldırılmış olsa.
Kulübü yönetmek isteyen başkan adayları, üç sayfalık bir üye listesi üzerindeki isimlerle pazarlık yapma yerine, kamuoyuna yaptıkları ve yapacaklarına ilişkin projelerle çıksa.
Bu takımı yıllardır içerde ve dışarıda yalnız bırakmayan binlerce taraftar Eskişehirspor'un üye kimlik kartını cebine koyma gururunu yaşasa...
Şehir dışında yaşayan Eskişehirlilerin de üye olarak hiç olmazsa kongreler nedeniyle bu şehre zaman zaman gelip gitmeleri sağlansa.
Böyle bir uygulama ile Eskişehirspor Türkiye'de bir ilki gerçekleştirmiş olsa...
Soruyoruz? Fena mı olur?
***
Ruhsar Demirel tespiti...

Eskişehirspor kongresine katılan birçok kişiden şu tespiti duydum:
-"Ben MHP milletvekili Ruhsar Demirel'i böyle bilmiyordum"
Kongrede yaptığı konuşma beğenilmiş.
Dahası...
Birçok kişiyi etkilemiş.
Bir siyasi olarak "Eskişehirspor'a siyaseti sokmayın" demesi, büyük takdir görmüş.
Bu şunu gösteriyor:
Aslında Ruhsar Demirel'in bu tür toplantılara sık sık gitmesi ve gittiği bu toplantılarda da insanlara hitap etmesi lazım.
Bizimki bir tavsiye ama, neticede insanların hakkında bir değerlendirme yapabilmesi için Ruhsar Demirel ile aynı ortamda bulunması ve kendisini dinlemesi lazım...