Eskişehirspor'u yazmadan olmaz.
Çünkü önceki gece oynanan maç tam bir rezaletti!
***

Ligin başından başlayalım.
Galatasaray maçında Funes'in net pozisyonu kesiliyor.
Pozisyon golle sonuçlansa da, bu yüzden iptal ediliyor.
Üç puan bağıra bağıra gidiyor.
***

Beşiktaş maçı çilenin zirve yaptığı maç haline geliyor.
Hadi Beşiktaş'ın ince ofsayti görülmedi.
Hakem ince detayı atladı.
Gerçi atlamasa ne olacak?
O anda, o bayrağı bir İstanbul takımı maçında kaldıracak hakem var mı?
Kesinlikle yok!
***

Ertuğrul Hoca'nın dediği gibi...
Hadi olan bir şeyi görmedin ya da görmezden geldin...
Peki olmayan bir şeyi nasıl varmış gibi gösterdin?
Yine Funes, ofsayt olmadığı bu kadar net belli olan pozisyonda yine golü atıyor.
Ama hakem olmayan şeyi varmış gibi gösterip, ofsaytı çekiyor.
Gol yine iptal!
***

Ne kadar adaletsiz bir ortamda mücadele edildiği maçın son anlarında yine ortaya çıkıyor.
Mirkan hakemin sadece 30 santimetre önünde yaka paça alınıyor aşağı.
Rakip futbolcunun ayakları, Mirkan'ın bileklerine dalmış.
Elleri de bir taraftan omuzlara çalışıyor iyi mi!
Pozisyonun kaçar tek bir yanı yok!
Kaçırıyorlar işte!
Mecburen kaçırıyorlar!
Tıpkı çekilmeyen bayrak gibi, o penaltı da maçın o anında İstanbul takımının rakibine verilmez!
Kuraldır bu!
Belki de MHK derslerde en önce bunları öğretiyordur hakemlerine...
***

Tüm bunları yılladır yazdık, yazmaya da devam ediyoruz.
Yazdıkça da hep şunu savunduk;
"Yazık ediyorsunuz Türk futboluna...
Ne güzel çıtayı aşan bir futbolumuz vardı.
İstanbul takımlarını kayıracaksınız diye yazık ediyorsunuz canım ülke futboluna" dedik.
Bizi duyan olmaz elbet.
Medya bile zaten onların elinde!
Es-Es'in hakkını kim konuşur ki?
Beşiktaş puan kaybetmiş.
Daha onun yasını tutacaklar.
Es-Es'e zaten sıra gelmez.
HHH

Ne oldu şimdi?
Bizim dediğimiz çıktı!
Milli takım İzlanda'dan üç yedi!
Beş yememesi mucizeydi.
***

Bugün ne var peki!
Maçlara gelmeyen taraftar var.
Kimsenin dönüp bile bakmadığı maçlar var.
Yani insanlar her şeyin farkında!
Daha önceden de farkındaydı.
Türk futbolunun adilce oynanmadığını, oynansa milyar dolarların nasıl çöpe gittiğini ve tüm ülkenin 'kral çıplak' diye bağırmak zorunda kalacağını biliyordu herkes...
Özellikle son birkaç yıldır, taraftar boyutundan izleyici boyutuna geçti sporseverler.
Ve bu yıl ki passolig işi de millete bahane oldu.
Yani;
Millet maça gelmiyorsa sebebi passolig değildir.
Passolig sadece bir bahanedir.
Türk futbolunun yaşadığı bugünkü içler acısı manzara da;
En başta medya, İstanbul takımları, hakemler ve bu sistemi besleyen diğer aktörlerin işidir...
Artık geçmiş olsun.
Alın başınıza çalın İstanbul takımlarınızı...
Tek başınıza çalın, tek başınıza oynayın!