6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

Alkol alan karıncaların cezası (Yeşilay Haftası)

Karıncalar topluluk halinde yaşarlar. Muayyen bir komuta ile hareket ederler. Aralarında fevkalede bir vazife taksimi vardır. Karıncaların herbiri üzerine düşen vazifeyi kusursuz yerine getirirler. Son zamanlarda yapılan ilmi çalışmalarla ortaya çıkmıştır ki aralarında müşterek bir dilleri vardır. (Mahrice Buacille, Tevrat, İnciller ve Kur'an Terc. Dr.M.Ali Sönmez 307-308)
Karıncalar toprağın içinde kayaların altında bulunur. Bazı karıncalar çürüyen ağaç kütüklerinin aç gövdelerinin ve yaprak yığınlarının içinde yuvalanırlar. Genç işçi karıncalar yuvada kalarak yumurtalarla yavruların bakımını üstlenirler. Daha yaşlı olanlar yiyecek bulup getirmeye giderler. Her karınca kolonisinde bir ana karınca vardır. Bu dişi karınca öbür karıncalardan daha iridir. Ve daha uzun yaşar. 15 yıl yaşayabilirler. Ana karınca ömrünün çoğunu yumurtlayarak geçirir. Karıncaların 8 bini aşkın türü varır.
Kur'an-ı Kerim ise 15.asır öncesinden Hz.Süleyman (a.s) sair mahrukatın olduğu gibi karıncalarında dilini anladığından bahsetmekte, dolayısıyle onlarında bir lisanının olduğuna işaret etmektedir. Bahis mevzuu ayetlerin mealleri şöyledir;
Nihayet karınca vadisine geldikleri (5 km. yaklaştıkları) zaman dişi bir karınca
'Ey karıncalar, haydin yuvalarınıza girin. Süleyman ve orduları, sizi farketmeyerek ezip çiğnemesinler!' diye seslendi." (Neml, 27/18)
Hz.Süleyman onun sözüne gülerek tebessüm etti ve dedi ki; (Elmalılı tercümesi)
- Ey Rabbim! bana ve ana babama verdiğin nimete şükretmemi ve iyi iş yapmamı gönlüme getir. Rahmetinle beni iyi kulların arasına kat" Böyle dua etti. (Neml suresi, 6/25 ayet:18-19)
* Burada şunu kaydedelim; karıncaları araştıran bir uzman, yuvalarının önüne bir şeker koyuyor, bir kısmı bunu haber alıp yemeye başlıyorlar. Derken şekerin üzerine biraz rakı döküyor; bir kısmı kaçıyor, bir kısmı yiyor, sarhoş oluyor. Kaçanlara da, yiyenlere de başka renkte boya ile işaret ediyor; kaçanlar yuvaya haber veriyorlar, bir müddet sonra kalabalıkla gelip sarhoş olanları öldürüyorlar. (Elmalılı M. Hamdi YAZIR, Hak Dini Kur'an Dili, Zaman, Cilt:6 Sh:134)
Alkol, bütün canlıların içmesine haram edilmiştir. Alkollü içki bir zehirdir. Kişiye ve topluma çok büyük zararı olduğu bir gerçektir. Bir müslüman iradesiyle tam sarhoş olursa, dinimize göre bunun cezası 80 sopa vurularak cezalandırılır. (Bu cezaya şer'i mahkeme karar verir. (....)
(Merhum Ömer Nasuhi Bilmen, Istılahı Fıkkıyye kamusu Cilt:3, Sh:253)
Hz.Süleyman Peygamber, dişi karıncanın diğerlerine, "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin Süleyman ve ordusu bilmeyerek sizi ezmesin" sözüne tebessüm ettikten sonra karınca ile konuşmak istedi. Karınca Hz.Süleyman'a (as) hitaben;
"Senin babana niçin Davut dendi biliyor musunuz? Çünkü baban kalbinin yaralarını Allah'ın zikriyle tedavi ettiği için tedavi edici manasına Davut dendi"
"Peki sana niçin SÜLEYMAN ismi verildi biliyor musun? Çünkü senin letaiflerin (kalb, ruh, sır, hafi, ahfa, nefsi natıka, nefsi kül) manevi hastalıklardan selamette olduğu için sana "selamette olan manasına" Süleyman ismi verildi" dendi.
(İsmail Hakkı Bursevi Tefsiri, Ruhulbeyan Cilt:6, Sh:33)
Birgün Hz.Süleyman (a.s=aleyhisselam=ona selam olsun) bir karıncaya bir yıllık yiyeceğinin miktarını sorar. Karınca da "Bir buğday tanesi yerim" diye cevap verir. Cevabın doğru olup olmadığını konrol etmek isteyen Hz.Süleyman Peygamber (a.s) karıncayı bir şişeye koyar. Yanına da bir buğday tanesi koyarak hava alacak şekilde şişeyi kapatır. Ondan sonra bir yıl bekler. Müddeti dolunca şişeyi açtığında bir de bakar ki karınca buğday tanesinin yarısını yemiş, yarısını bırakmış. Kendi kendine meraklanır. Acaba neden yemedi? Bunun üzerine Hz.Süleyman (a.s) karıncaya buğday tanesinin tamamen neden yemediğini sorar. Karınca "Daha önce benim yiyeceğimi Yüce Allah (c.c) verirdi. Ben de O'na güvenerek bir buğday tanesini tamam olarak yerdim. Çünkü O beni asla unutmaz ve ihmal etmezdi. Fakat bu işi sen üzerine alınca doğrusu nihayet bu aciz bir insandır-Peygamber olsada diye sana pek güvenemedim. Belki beni unutup yiyeceğimi ihmal edebilirsin. O yüzden de bir yıllık yiyeceğimin yarısını yiyerek diğer yarısını da ertesi yıla bıraktım" diye cevap verdi.
Burada biz insanlara çok ince bir mesaj vardır. Allah'a (c.c) güven ama insanlara hele günümüzde güvenler sarsılmıştır. Hz.Allah'ın teahhüte verdiği rızka çok şükretmek gerekiyor. Dil ile kalp ile bedenle şükretmeliyiz.
Karıncaları öldürmek günahtır. Bunun delili şudur:
Yavuz Sultan Selim (1512-1520) dokuzuncu Osmanlı padişahı müslüman Türklerin ilk halifesi; devrin şeyhulislamı, büyük alim Zenbilli Ali Efendi soruyor;

-Ağaca zarar verir.. karınca
Vebal olur mu karıncayı kırınca?
Zenbilli Ali Efendi de şiirle cevap veriyor:
-Yarın Hakkın divanına varınca
Hakkını sende alır karınca

Zenbilli Hoca Efendinin evin ikinci katından aşağıya saldığı bir sepet (zenbili) vardır. Müslümanlar Hoca Efendiye sorularını yazıp bu sepete koyarlar. O'da cevabını yazıp sepete koyardı. Böylece sorular cevap bulurdu. Onun için Şeyhul İslam Hoca Efendinin lakabı Zenbilli olmuştur. Fatih Sultan Mehmet'in saltanatının ilk yıllarında doğan Müftü Zenbilli Hoca Efendi, Yavuz Selim'in oğlu Kanuni devrinde de ölünceye kadar görevde kalmıştır. Yüce Rabbim O'nun Ruhunu şadeylesin.
Bizleri de şefaatine nail olanlardan eylesin.
Hoşçakalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA) Arşivi