Ne demişti İngilizlerin ünlü golcüsü Gary Lineker, "Futbol 22 kişinin oynadığı ama sonunda Almanların kazandığı basit bir oyundur." Öyle bir söz ki, unutulup gideceği yerde, fenomen haline geldi. Almanya böyle devam ettiği sürece de pek unutulacağa benzemiyor. Kupada pek çok kişi gibi bende Güney Amerika takımlarını destekledim ama soranlara Almanlar kazanır diyordum. Şili'nin, Kolombiya'nın finalde de Arjantin'in destekçisi oldum. Ne var ki Avrupa ekonomisinin güç simgesi Panzerler önlerine geleni devirip sonunda kupayı kazandılar.
Kupa törenini izlerken Mesut Başkan'ın sözleri aklıma geldi. Mayıs ayının sonlarıydı ve henüz Dünya Kupası başlamamıştı. Mesut Başkan basına yaptığı açıklama da "önümüzdeki sezon Alman ekolünü örnek alacağız" demişti. Durup dururken nereden çıktı bu demiştim. Çünkü bugüne kadar Eskişehirspor'un bırakın bir ekolü örnek alması, doğru dürüst oyun planı bile olmamıştı. Dünya Kupasında izledik Almanya'yı. Çok koşan, sahanın her yerinde pres yapan, makine gibi işleyen, taş gibi bir takım olarak herkesin taktirini kazandılar. Asla pes etmiyorlar, son düdük çalana kadar mücadeleden vazgeçmiyorlar. Aslında bizim için ideal, özlediğimiz, beklediğimiz oyun tarzı... Ama onlar daha alt yapıdan, çocukken bu sistemi öğreniyorlar. Çok çalışmayı, disiplini, basit ama akıllı oynamayı, yardımlaşmayı ve en önemlisi iş ahlakını alt yapıda kazanıyorlar. Belli ki Başkan, alt yapı eğitimini yurt dışında almış gurbetçi futbolcuları transfer ederek bu ekolü uygulamayı hedefliyor. Bana göre zor, kolay olsa herkes yapardı zaten. (Bakınız Abdullah Avcı'nın milli takımı. O dönem bir sürü gurbetçiyi çağırmış, kendi başını da, milli takımı da yakmıştı.) Neyse, bekleyip göreceğiz, ne oynayacağımızı. Alman ekolü mü olur, Fransız mı, İtalyan mı, yoksa başka bir şey mi? Ne olursa olsun da geçen sezonun ikinci yarısındaki Eskişehirspor olmasın yeter.
Kimse memnun değildi o takımdan. Biraz bu sebepten, biraz da parasal sebepler yüzünden, yani mecburiyetten, oyuncu kadrosunun önemli bir kısmı değişiyor. Ancak şimdiye kadar yapılan transferler taraftarlar tarafından yeterli bulunmadı. Alınanlar içinde en iddialı transfer olarak Arjantinli Funes gözüküyor. Kiralık alındı ama satın alma opsiyonu var. Gerçi transfer yapmak için önümüzde daha çok uzun bir süre var. Ancak görünen o ki Eskişehirspor'da transfer, biraz da satılacak futbolculara endekslenmiş durumda. Tarık veya Erkan'ın ya da ikisinin birden satılması durumunda takasla gelmesi muhtemel futbolcular kadar, alınacak paranın da bundan sonraki transferlere yön vereceğini düşünüyorum. Yönetimin yapacağı transfer hamleleri için önce bu futbolcular hakkındaki kararlarını beklemek gerekiyor. Beklemek zaten bizim kaderimiz. Nasıl olsa alıştık, yine bekleriz.
