4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ALMAN VAKIFLARI VE İŞBİRLİKÇİLER

Türkiye' de, faaliyet gösteren Alman siyasi parti vakıflarının, faaliyetleri hiçte hayra alamet değildir. Çünkü bu vakıflar, Alman dış politikasının, en etkili araçları durumunda. Bu parti vakıfları, Alman dış politikasının uzun ve kısa vadeli hedeflerine uygun olarak bulundukları hedef ülkenin, içişlerinde etkili olmak için görevlendirilmişlerdir. Sivil toplum örgütü olduklarından, klasik diplomasinin giremediği alanlara girmekte, rejim karşıtı güçlerle temasa geçebilmektedirler. Türkiye`nin, etkin, dinsel ve mezhepsel farklılıklarını ele almakta, bu farklılıkları derinleştirerek ulus devleti zaafa uğratmaya çalışmaktadırlar. Bu amaçlarla, Türkiye`de cumhuriyetimizin kuruluş felsefesi olan Kemalizm'in iflas ettiğini, Türk ulusunun uyduruk ve yapay olduğunu, kabul ettirmek başlıca hedefleridir. Ayrıca Türkiye`deki, yerel yönetimlere işlerlik kazandırıp, federatif sistemi Türkiye`de tanıtmak ve yerleştirmek, ülkemizde yerli köprübaşları oluşturmak için, çaba sarf etmektedirler.
Ankara Bilkent Üniversitesi ve Alman Uluslararası Hukuki İşbirliği Vakfı'nca düzenlenen, "Anayasalardaki değiştirilemez ilkeler" konulu sempozyum, bu senaryolardan biridir. Hedef ise cumhuriyetin temel nitelik ve ilkeleridir.
Ayrıca Almanlar, atalarının Anadolu'dan göç ettiğine inanarak, bu topraklar üzerinde alenen deklare etmeseler de hak iddia etmektedirler. Cermen ırkının bir zamanlar Fırat ve Dicle nehirleri arasında yaşadığını iddia ederler.
Alman vakıflarının, niyeti bu olunca da Alman Vakfı ve Bilkent Üniversitesi tarafından düzenlenen, "Anayasalardaki değiştirilemez ilkeler" konulu sempozyumunun, ne maksatla yapıldığı da ortada. Ayrıca Ankara DGM savcılarından Nuh Mete Yüksel, bazı Alman vakıflarının, ülkemizde yerli işbirlikçilerle birlikte, "Legal casusluk faaliyetleri içinde olduklarını " gerekçe gösterip, haklarında iddianame düzenleyerek Kamu davası açtı.
Elbette Türkiye' nin, onca hayati sorunu varken, Anayasanın tartışılmaz maddelerinin gündeme getirilmesi tesadüf değildir. Hedef açık ve nettir. Türkiye' nin, idari yapısını değiştirmek, dış ve iç şer odakların, Türkiye üzerindeki senaryolarının da önündeki engelleri kaldırmaktır.
Peki, Anayasanın değiştirilemez maddeleri ne diyor?
Anayasaya göre, anayasanın 1. maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm, 2. maddesindeki Cumhuriyet'in nitelikleri ve 3. maddesindeki devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkentine ilişkin hükümleri değiştirilemiyor, değiştirilmesi teklif dahi edilemiyor
Anayasanın değiştirilemez maddelerine, ülkesini seven hiçbir Türk' ün itirazı olamaz. Ancak ülkeyi bölmek ve mevcut rejimi değiştirmek, isteyenlerin itirazı olabilir. Değiştirilmesi ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, altına dinamit koymaktır.
Alman Uluslararası Hukuki İşbirliği Vakfı, bir taşerondur. Amacı da bellidir. Bu vakfın düzenlediği bir toplantıda, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'ın, Anayasa'nın değiştirilemez ilkelerini tartışmaya açacağı mesajını vermesi, aynı oturumda konuşan Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can da, Türkiye'de yüzyılı aşkın süredir, 1924 Anayasası hariç, "ferman anayasalarının" yürürlükte olduğunu savunarak, değiştirilemez maddelerine dokunmanın kaçınılmaz olacağını belirtmesi, ihanet değil de nedir?
Ayrıca Türkiye' de, Anayasa ilkelerini tam olarak içine sindirememiş, bir anayasa başkanı var. Tüm beyanlarında, bunu açık ve net olarak ortaya koyuyor
1924 Anayasası' n da, Cumhuriyet'in değişmezliği ilkesi vardı. 1961'de Anayasa Mahkemesi, bunu Cumhuriyet'in niteliliklerini de kapsadığı biçimde yorumladı. 1982 Anayasası, o içtihat doğrultusunda ilk dört maddeyi değişmez ilan etti. Anayasa Mahkemesi son olarak, bunu 10 ve 42. maddelerde uyguladı. Yükseköğretim kurumlarında türban yolunu açan Anayasa değişikliğini bu değişmezlik ilkesine aykırı gördü ve teklif dahi edilemez denildi. Bu karardan sonra da dış ve iç şer odakları, yeni arayış içine girdi. Ankara Bilkent Üniversitesi ve Alman Uluslararası Hukuki İşbirliği Vakfı'nca düzenlenen "Anayasalardaki değiştirilemez ilkeler" konulu sempozyum da bu arayışın bir sonucudur.
Alman Vakfı, Haşim Kılıç, Osman Can ve diğerlerine göre esas sorun, Anayasalarda değiştirilemez maddelerin olması değil, Anayasamızdaki Cumhuriyetin temel nitelikleri ve değişmez ilkeleridir. Çünkü Anayasadaki, nitelikler ve ilkeler, düşündükleri senaryoların, önünde en büyük engeldir.
Hülasa Türkiye, işbirlikçilerden temizlenmedikçe, hiçbir pislikten ve tehlikeden temizlenemez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi