ülkenin birinde zalim bir padişah varmış. Halk illallah etmiş... Bir gün padişah terzibaşını huzura çağırmış ve elbise dikmesini söylemiş ve ona bir külçe altın vererek:
“Elbisenin düğmeleri altından olsun. Al bu külçeyi, erit, çivi düğme yap... Bugün günlerden çarşamba, elbiseyi Cuma gününe kadar bitir” diye emretmiş.
Terzibaşı iki günde ancak çivi düğmeleri yapabileceğini söylemiş ama padişah:
‘‘Cumaya hazır olmazsa kellen gider’’ demiş.
Korku içinde eve dönen terzibaşı, karısına durumu anlatıp:
“-Artık helalleşelim hanım” demiş.
Karısı soğukkanlı:
“-Cuma’ya kadar Allah Kerim Bey... Sabah ola hayrola...” cevabını vermiş.
Külçe altını eriten terzibaşı, çivi düğmeleri ikinci gün tamamlayabilmiş. Cuma sabahı kapı güm güm çalınmış.
Terzibaşı:
“-Hanım, hakkını helal et, beni almaya geldiler.” diye inlemiş. Karısı açmış kapıyı, bir yığın asker
“-Terzibaşı hemen gelsin buraya!”
Terzibaşı her an idamını bekleyerek titreye titreye kapıya gitmiş:
“-Altın düğmeler hazır ama elbiseyi yapamadım diye kekelemiş.
Askerlerin komutanı bağırmış:
“-Terzibaşı elbiseye gerek kalmadı, altın düğmeleri çabuk getir! Padişah efendimiz öldü. çivi düğmeleri tabutuna çakacağız....”
Karısı sevinçle terzibaşına sarılmış:
“-Bey, ben sana Allah büyük dememiş miydim?”
Eskişehir haberleri, Eskişehir gazeteleri, Eskişehirspor haberleri, Eskişehir asayiş haberleri, Eskişehir siyaset, Eskişehir belediyeleri, Son dakika Eskişehir haberleri, Eskişehir son dakika, Eskişehirspor son dakika