
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
"Altını 7 yıl bekledik, üstünü bakalım kaç yıl bekleyeceğiz? " demiştik ya hani!
Yayınlanma:
Tahmin edebileceğiniz gibi konumuz yine Demiryolunun yer altına alınması meselesi...
İlk kazma vurulduğunda "Bir yılda bitirilecek ve yer altına alınan Demiryolu nedeniyle üzerinde Eskişehir'in en uzun Bulvarı oluşacak. Bu yeni Bulvara da Recep Tayyip Erdoğan ismi verilecek" demişti birileri.
"Birileri" dediğimiz iktidar partisinin o dönemki milletvekilleriydi.
Olmadı tabii.
Tam 7 yıl geçti iyi mi?
Hem de, yer altına alınacak olan bölüm neredeyse yarı yarıya kısaltılmasına rağmen.
Bu işin bir türlü bitirilememesi nedeniyle Eskişehirlilerin çekmediği eziyet de kalmadı.
Çoğu zaman geçitler trafiğe kapatıldı, kimi zaman ise köprüler.
Sonuç olarak, 7 yılın ardından Demiryolunun yer altına alınması meselesi tamamlandı.
"Geç de olsa bitirildi ya" düşünmeye başladık ister istemez.
Öyle ya, inşaatı 7 yıl bitirmeyerek bize resmen ölümü gösterip sıtmaya razı etmişlerdi.
Demiryolu yer altına tamamen girdi, üzerinde de bir Bulvar oluştu.
Her ne kadar şimdi bulvardan çok otopark görüntüsü var olsa da...
Şimdi Eskişehirlilerin beklentisi bu oluşan bulvarın ne zaman ve ne şekilde yapılacağı?
Tabi bir de kim tarafından yapılacağı konusu var.
Zira...
Büyükşehir yapmak istiyor, DDY "burası bize ait biz yaparız" diyor.
Sonuç olarak bu güne kadar alıştığımız karşılıklı krizlerden biri daha kapıda.
Ve bu kriz, bu işi de her zaman olduğu gibi geciktirecek.
Neticede DDY buraya bir proje yapacak.
Yapacağı proje nasıl olacak? Beğenilecek mi? Beğenilmeyecek mi? Bilemiyoruz.
Projenin ne zaman başlayıp n zaman biteceğini d bilemiyoruz.
Sonuç olarak...
Demiryolunun yer altına alınmasını 7 yıl bekledik ya, bakalım üzerinin yapılmasını ne kadar süreyle bekleyeceğiz?
Böyle yazmıştık bundan yaklaşık 2 yıl önce.
Ne kadar haklıymışız öngörümüzde.
Baksanıza, proje başladı ve hiç kimse başlayan projeyi beğenmedi.
Üstelik yeni bir tartışmamız daha oldu.
Ve böyle giderse, söz konusu yerdeki düzenlemeyi de tıptı yer altına alınma süreci gibi en az 7 yıl bekleyeceğiz galiba...
....
Böyle mi yapmak lazım bilemedim şimdi?
Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta, Belediye Başkanı Arturas Zuokas askeri bir tankın üzerine binmiş.
Araçlarını yanlış yere park den şoförlere bir ders verme adına, bisiklet yolu üzerine konulan son model bir aracın üzerinden "bSen misin bunu buraya koyan" diyerek geçivermiş.
Üzerinden geçip dümdüz ettiği son model aracı çektirdikten sonra da kırılan camlarını eline aldı süpürge ile bir güzel temizlemiş.
İnternette anlattığımız olayın videoları mevcut.
Gelelim Eskişehir'e.
Durulmaz tabelası altında park etmiş araç var.
Kaldırım üzerine park etmiş araç var.
Yolun ortasına bırakılıp giden araç var.
Özürlüler için ayrılan yere park eden araçlar var.
Otoparkta bile, iki kişilik yere çapraz park eden araç var.
Sokak dönüşlerine, çocuk oyun alanının ortasına, yeşil alan üzerine park eden onlarca araç var.
İnsan bunları görünce "Acaba Litvanya Belediye Başkanı gibi biri tank üzerine binip, bu araçların üzerinden geçse mi?" diye düşünmüyor değil hani...
......
CHP'lilerin rüyası...
-CHP Parti Meclisi üyesi ve Eskişehir milletvekili Gaye Usluer, partide yaşanan olaylar üzerine "Bu kadar saçmalık yeter! Bulunduğum görevin bana vermiş olduğu yetkiyi kullanıyorum. Bundan böyle parti içindeki herkes tüzük ve parti programı kurallarına uyacak" diyerek sert çıktı...
***
-Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, parti içinde yaşanan gruplaşmaların ve yaşanan olumsuzlukların partiyi kamuoyunda seviyesiz bir noktaya taşıdığından yola çıkarak, bir yanına Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, diğer yanına Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ı alıp "Bizde kavga-gürültü yok. İşte ispatı" açıklamasını yaptı.
***
-Odanpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt "Parti kongrelerine kesinlikle karışmıyorum. Bizim işimiz Belediyecilik. Benim başkanı olduğum Belediye'de de kimse kongrelere karışamaz. Kongreler sonucunda kim seçilirse seçilsin benim partimin başkanıdır" dedi.
***
-Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç da, yaptığı açıklamada "Bizim işimiz kongreleri kimin kazanacağı değil belediyeciliktir. Kongrelerin tarafı olmayacağız" dedi.
***
-CHP milletvekili Utku Çakırözer "Her iki tarafı da idare etmekten, her iki tarafa da "sen haklısın" demekten gına geldi. Bundan böyle partide herkes parti disiplinini ön planda tutan söylem ve davranışlar içinde olacak. Olmazsa bizzat gereğini yapacağım" diyerek sert bir mesaj verdi.
***
-CHP milletvekili Cemal Okan Yüksel, samimiyetle yaptığını söylediği açıklamasında "Tamam, benim vekil olmamda birilerinin büyük rolü olmuş olabilir ama, sonuçta ben bu partinin milletvekiliyim. Dolayısıyla partimin tüzük ve programı ne emrediyorsa bunun yerine gelmesi için görev üstlendim. O yüzden bir ismin ya da bir grubun tarafı gibi algılanmak hoşuma gitmez. Buradan, bundan böyle doğru neyse doğruya 'doğru' diyeceğimi duyuruyorum" açıklaması yaptı.
***
-CHP il Başkanı Sinan Özkar, parti içinde bulunan gruplara eşit mesafede olduğunu söyleyerek "Ben kimsenin emrinde de değilim, kimsenin adamı da değilim. Bu partinin milletvekilleri de belediye başkanları da parti söz konusu olduğunda ve Eskişehir sınırları içinde bana tabidir. Ben Eskişehir'de parti tüzüğü ve programını uygulatacak, buna aykırı davrananlara müsaade etmeyecek kişiyim. Ben Eskişehir'de genel başkanı temsil ediyorum. Partinin aldığı ilke kararları bundan böyle harfiyen yerine getirilecektir."dedi.
***
-Her fırsatta bir araya gelen CHP nin milletvekilleri, Belediye Başkanları ve il ile ilçe yöneticileri bir deklarasyon yayınlayarak "Aramızda hiçbir kavga yok, hiçbir çekişme yok. Şimdiden 2019 hedefine kilitlenmiş bulunuyoruz. 2019 seçimlerinde herkese koltuk var" açıklaması yaptı.
***
-CHP nin Eskişehir'de yapmış olduğu kongreler ve danışma kurulu toplantıları, katılan partililerin bir hayli fazla olması nedeniyle salona sığmadı.
***
-Parti yöneticileri "9 Bin üyenin her birini, oturduğu evin numarasına kadar biliyoruz" açıklamasında bulundu.
Buraya kadar pek de anlamlandıramadan okudunuz biliyorum...
Sonunda ne olacağını da merak ettiniz okurken.
Söyleyelim:
Yukarıda yazılanların hiçbiri doğru değil.
Ancak...
Yukarıda yazılanların hepsi "Keşke söylenseydi" dediğimiz konuşmalar.
Yani...
Rüyadan ibaret tüm yazdıklarımız.
Daha doğrusu CHP'ye gönül vermiş insanların görmek istediği rüyadan ibret.
"Rüya" diyoruz, çünkü CHP'de bu sözlerin söylenme ihtimali her geçen gün azalıyor.
Gönül istiyor ki yukarıda ismini verdiğimiz CHP aktörleri, yukarıda yer alan sözleri gerçekten çıkıp söylese...
Kim bilir?
Belki de söylerler...
Çok az ihtimal ama...
Belki de rüyalar gerçek olur...