
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
ANA EVİN DİREĞİDİR
Bugün ANNELER GÜNÜ", annelerin eli öpülür, hediyeler verilir. Annelerin insan yaşamında, ne kadar önemli oluğu bir kez daha hatırlanır. illerde de yılın anneleri seçilir. Ayrıca Anneler Günü nedeniyle toplantılar düzenlenir. Bu toplantılarda okunan şiirler, söylenen türküler, şarkılar, annelere armağan edilir. Filimler gösterilir. Sergiler düzenlenir.
Anneler Günü, ülkemizde 1955 yılından bu yana kutlanıyor. Ancak Anneler günü ilk kez 1908 yılında kutlandı. Daha sonra bütün uygar ülkelerde kutlanmaya başlandı. Her yıl mayıs ayının ikinci pazar günü gazetelerde annelerle ilgili yazılar, anılar, şiirler yayınlanır. Radyo ve televizyonda ana sevgisini konu eden konuşmalar yapılır. Oysa Annelere, en büyük değeri asılar öncesi İslam Dini vermiştir.
Allah-u Teala, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır: "Rabbin ondan başkasına ibadet etmemenizi ve anne babaya iyilik etmenizi emretmiştir. İkisinden birisi yahut her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara öf bile deme; onları azarlama onlara güzel söz söyle; onlara rahmet ve şefkat dolu tevazu kanadını ger. Onlara alçak gönüllü ve şefkatli davran ve onlar hakkında dua edip şöyle de: Ey Rabbim, bunlar küçükken beni nasıl yetiştirip büyüttülerse, sen de onlara merhamet et, acı." (İsra Suresi, ayet 23-24)
Anneler, dünyanın en fedakâr varlığıdır. Her türlü fedakârlığı gösteren, gerekirse çocukları için, kendi hayatını bile tehlikeye atan yegâne varlık ise annedir. O anne ki; gebeliğinde türlü güçlüklerle çocuğunu karnında taşımış, doğururken çok acılar çekmiş, süt verirken de birçok zorluklara katlanmıştır. Çocukların büyümeleri, yetişmeleri ve iyi bir terbiye almaları için baba ile birlikte her türlü gayreti seve seve gösterir. Gerektiğinde yemez yedirir, giymez giydirir. O nedenle de Annelerin, çocuklar üzerindeki hakkı büyüktür.
Yine Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle nakledilmiştir: "Cennet annelerin ayağı atındadır."
Bir başka hadiste: "Annelerin ayaklarının altı, cennet bahçelerinden bir bahçedir" buyurmaktadır.
Cenneti kazanmak, annelerin gönlünü kazanmak, onlara iyilik etmekle mümkün olur. Bir başka manası da: "Anneler isterse dünyayı cennete çevirebilirler, yetiştirdikleri mümin ve salih evlatlarla. Çocukların saadet ve mutluluğunun temel taşını koyan annelerdir. Kötülük ve bedbahtlıklarının ilk temel taşını koyan da yine annelerdir. Zira niyetleri, yedikleri lokmalar, amelleri, davranışları, imanı ve takvası rahimdeki çocuğu üzerinde de etkilidir.
Anneler önderdir. Çünkü doğduktan sonra da çocuk, anne ve babanın, özellikle annenin bütün hareketlerini izleyip taklit eder. Annenin verdiği terbiyeyle çocuğun ilerideki şahsiyeti yavaş yavaş oluşmaya başlar. Bu yüzden, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Saliha bir eşle evlenmesi bir erkeğin saadetindendir." Zira ailenin ve çocukların saadeti büyük ölçüde anneye bağlıdır.
Şu bir gerçek ki Türk anaları, her alanda, büyük fedakârlıklar yaptılar. İstiklal savaşında, cepheye cephane taşıdılar. Bu ülkeyi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda, de yer aldılar, onlar dün olduğu gibi, bugünde Ana yar, kardeş, bacı, can, emek, ailede direk ve öğretmen, toplumda sevgi ve önder. Analar sayesinde bugün varız.
Kurtuluş Savaşında olduğu gibi, bugünde gerekirse Mustafa Kemal'in sancağı elinde, yeniden mücadele eder. Vatan için, namus için, ahde vefa için. Gelecek için, umut için, mutluluk için... Onlar çocuklarımızın, torunlarımızın, umut ve mutluluğumuzun, birlik ve beraberliğimizin teminatıdır.
Sinesi şefkat dolu, Nebahat, Çiğdem, Ayşe, Hatice, Kezban, Fatma..."CAN" analar, yıllarca ciğerpare evlatlarını, her zaman bağılarına bastılar. Hep onlarla olmak istediler ama çocuğunun, istikbalini de düşünmek, onun için her türlü sıkıntılara katlanmak mecburiyetinde olmanın şuuru içinde hareket ettiler, Yemediler, yedirdiler, giymediler, giydirdiler. Zor günlerini, evlatlarına hiç hissettirmediler.
Pek çok kadın, genç yaşta dul kaldı. Ekonomik sıkıntı içinde kıvrandılar, yer yer karınlarını doyuramadılar, icabında ekmeğinin arasına ot koydular, pazarlarda çöp kutularından sebze atıkları toplayarak, suya kuru ekmek atarak, onu çorba niyetine içtiler; ama çocuklarını okutmayı ihmal etmediler. Maddi manevi değerlerine sahip olarak, onları yetiştirildiler.
Anneler, her türlü zorluğa rağmen, çocukları yetiştirebilmek için biteviye düşündüler. Bir serencam-ı ömürlerinde, daha neler vardı kim bilir. İçlerinde taşıyorlardı anılarını. Sadece, gönül dostlarına anlatıyorlardı. İçlerinde müthiş bir özgüven vardı. Fakat bunu hiç belli etmiyorlardı. Biliyorlardı ki mütevazilik ve fedakarlık, onların ilkeleriydi. Oysa tarih boyunca, her alanda, çok büyük iş başarmışlardı da toplum hala farkında değil.
Tüm anaların, "Anneler Günü" kutlu olsun...