1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Aramızda yaşayan iki ayaklı virüsler...

 


 


 


İçkili ve son derece nezih bir mekana sahip arkadaşım var.


Yıllardır, yaz kış fark etmeksizin mekanın her iki tuvaletinde de canlı ve güzel çiçek vazoları ile birer şişe kolonyayı mutlaka bulundurur.


Geçen gün konuştuk…


-“İnanır mısın?  Müşteriler tuvaletlere koyduğum kolonya şişelerini çalmışlar. Ertesi gün yenilerini koydum, yine çalındı. üçüncü gün de aynısı olunca, tuvaletlere artık kolonya koymamaya başladım.” Dedi…


xxx


Porsuk kıyısında kafe çalıştıran bir başka arkadaşımız anlattı benzer bir olayı…


“Müşteriler, kahvaltılarını yada yiyeceklerini bitirdikten sonra hesap ister. Biz de hesap pusulasıyla birlikte bir tabağın içine 2-3 tane kolonyalı mendil koyup götürürüz. O mendiller de kafe’nin bir köşesinde bulunan büyük bir sepetin içinde durur. İnanır mısın? Kim nasıl yaptı bilemiyorum ama içinde 200-300 tane kolonyalı mendilin bulunduğu sepet çalındı dükkandan. Neresine saklayabildi? Nasıl biz görmeden alıp gidebildi hala hayretler içindeyim!”


xxx


Aynı gün hekim olan bir dostumuz anlattı;


-“Hastalar, muayenede kullandığımız plastik eldivenleri kutu ile çalmaya başladılar. Pansumanda kullandığımız alkol şişeleri tek tek çalınıyor. Hastanede eldiven ve alkol kalmadı bunlar yüzünden. öylesine şaşkınız ki! Gazlı bezler, hastaların ağzına soktuğumuz bir kullanımlık tahta aparatlar, pamuklar. Kısacası ne var ne yoksa, hasta ve yakınları tarafından adeta yağma edilmiş. Belki inanmayacaksınız ama  sağlık personelinin taktığı maskeleri bile yüzünden çekip çalacaklar!” dedi.


xxx


Birebir dinlediğimiz her üç olay karşısında da büyük bir şok yaşadık!


İnsan, böylesine sıkıntılı bir süreçte, böylesine hırsızlık yapmayı içine sindirebilecek kadar kötü ve alçak insanlara sarf edecek hakaret dolu söz bulmakta zorlanıyor…


Demek ki, bizim toplum olarak savaşıp, ortadan kaldırmamız gereken sadece koronaüvirüs değil.


Aramızda yaşayan, iki ayaklı ve en az koronavirüs kadar tehlikeli virüslerle de biran önce savaşıp, yok etmemiz gerekiyor!


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Neden çıkmazlar bu gibi durumlarda?


 


Mesela:


-Seçim öncesi vatandaşa bedava çay-kahve dağıtan siyasi partiler, yaşadığımız şu olağanüstü süreçte vatandaşlara niçin kolonya-maske falan dağıtmaz?


-Patlıcan-Soğan-Patates satmak için şehrin orta yerine tanzim satış mağazaları kuranlar, yaşadığımız şu olağanüstü süreçte, vatandaşların hijyen malzemesi, maske ve eldiven alabilmeleri için neden aynı tanzim mağazalarını kurmaz?


-Normal zamanda, Eskişehir’in dışından gerek Eskişehir’in orta yerine çadır koyan ve sonra da Eskişehir’den topladı paralarla kaybolan yöresel bilmem neler, şu yaşadığımız olağanüstü süreçte niçin aynı çadırları kurup, sabun ve hijyen ürünleri satmaz?


-Vergisiz para toplamak için birbiri ardına düzenlenen kermesler, bir defa da vatandaşa hayırlı bir şey yapmak için düzenlenmez?


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Cehaletin inisiyatifine teslim olmuşuz!


 


Bu virüs var ya bu virüs!


-“Hani virüs nerede? Ben göremiyorum” diyene…


-“Cami Allahın evi, buraya virüs girmez” diye söyleyene…


Virüsten korunmak için markette üst üste temizlik malzemesi kapışanlara…


Okullar tatil edildikten sonra çocuklarını parklarda oynatanlara…


Hastalık taşıyabileceği şüpheli olmasına rağmen karantinadan kaçanlara…


Karantinadan kaçarken “Ben hastaysam sen de ol” diye polisin yüzüne tükürenlere…


Kafeler kapatıldığı için evde toplanıp, topluca maç seyredenlere…


Onca uyarıya rağmen çarşıda boş boş ve dükkan dükkan gezen yaşlılara…


-“bize bir şey olmaz” diyerek, meydan okurcasına hala sarılıp, öpüşenlere…


Hastane koridorlarında, adeta Hamamyolu’nda gezer gibi gezenlere…


Mecbur kalmadıkça dışarıya çıkmaması gerekirken, mecbur kalmadıkça eve girmeyenlere…


Kısacası…


Kendisine verilen her nimeti hoyratça kullanan ama Allahın verdiği aklı kullanmaktan her zaman imtina eden beyinsizlere…


 Hiçbir tedbiri aldıramayacağımızı ve resmen cehaletin inisiyatifine teslim olduğumuzu  bir kez daha gösterdi…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Boş hastane binası faaliyete geçebilir mi?


 


Koronavirüs nedeniyle hastanelerde olağanüstü önlemler alınıyor.


Sağlık personeli böylesine olağanüstü süreçte olağanüstü gayret sarf ediyor.
Bir yandan da vaka sayısı her geçen gün artıyor.


Bu sayı önümüzdeki süreçte mutlaka daha da fazla olacak.


Vaka sayısının artmasıyla birlikte şehrimizdeki hastanelerde gerek yatak, gerekse tedavi konusunda yetersizlikler baş gösterebilecek.


İl sağlık müdürlüğü tarafından mutlaka gerekli tedbirler alınmış ve ileriye dönük olası ihtiyaçların planlaması yapılmıştır.


Ancak…
Son günlerde pek çok okurumuzdan gelen bir soru var…


Soru, bir süre önce boşaltılan ve içinde hala tıbbi cihazlarla sağlık düzeninin bulunduğu bilinen eski Devlet Hastanesi binasının yeniden faaliyete geçirilip geçirilmeyeceği…


Bazı okurlar “Hazır ve içi donanımlı bina. Niçin faaliyete geçirilmiyor?” diye soruyor.


Bazıları “Umreden gelenlerle diğer karantina altına alınanlar niçin bu binada değil de yurtlarda tutuluyor?” diye merak ediyor..


Bazıları ise “Hiç olmazsa testler bu binada yapılabilir. Böylece diğer hastanelerin yükü hafifler” diye görüş belirtiyor…


Bu mümkün mü, mümkün değil mi bilemiyoruz elbette…


Bir faydası olur mu olmaz mı onu da bilemiyoruz…


Yararlı mı yoksa riskli mi olur, bu konuda da pek bir bilgimiz yok.


Bildiğimiz tek şey, bu binanın, bu süreçte  niçin yeniden faaliyete geçmediğine ilişkin sorulara muhatap olduğumuz…


Eğer bu binanın yeniden faaliyete geçmesine ilişkin olarak ilgili makamlardan herhangi bir açıklama gelirse, buradan paylaşır, insanların da merakını gidermiş oluruz…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


 


 


 


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi