
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Artık yeni bir şeyler söylemek lazım...
Yayınlanma:
AK Partinin Eskişehir'de 3 dönemdir Belediye seçimlerini bir türlü kazanamıyor olmasının, arada sırada da olsa tahlilini yapmaya çalışıyoruz ya bu köşede...
Doğrusu ne AK Partililere yaranabiliyoruz ne de CHP'lilere...
AK Partililer başından beri yazdığımız yazılara hep ön yargılı bakıyorlar.
Son zamanlarda bu iyiden iyiye alışkanlık halini aldı.
-"İşte bu yüzden seçimi kazanamıyorsunuz" diye biten her yazımızı "Sana mı soracağız" edasıyla değerlendirip, bırakın itibar etmeyi, dikkate dahi almayan anlamsız bir gurur içine giriyorlar.
Bu tavır elbette onlara seçimi kazandırmaya yetmiyor.
Zira...
Eleştirileri ve önerileri dikkate almama alışkanlığı, onlarda ister istemez seçim kaybetme alışkanlığını da beraberinde getiriyor.
Yazdığımız yazılar nedeniyle hadi AK Partililerden küçümseyici tavır, anlaşılmaz bir ego ve ön yargı dolu tepkiler alıyoruz almasına da, aynı şekilde CHP'lilerden de büyük tepki görüyor bu konudaki yazılarımız.
-"Sana ne? Niye kalkıp AK Partililere yol gösteriyorsun ki? Ne güzel beş yılda bir seçimlerde perişan olup gidiyorlar. Onlara seçim kazanma çareleri göstereceğine, çiçek-böcek yazsan olmaz mı?" diyen CHP'liler dolu.
Her ne kadar AK Partililer yazdıklarımıza önyargılı baksa da...
Her ne kadar CHP'liler "Sana mı kaldı AK partiye seçim taktiği vermek?" diye tepki gösterse de...
Biz yine bildiğimizi yazalım...
Bakın şimdi;
-2004 seçimleri öncesinde Büyükerşen 68 yaşındaydı...
-Şehir merkezi trafiği saç baş yolduruyordu.
-Ulaşım otobüslerle yapılıyor, Tramvay yeni seferlere başlıyordu. Yani sıkıntılı bir durum söz konusuydu.
-Her yağan kar ve yağmurda, kısa süreli de olsa sıkıntı yaşanıyordu.
AK Parti seçim stratejisini "Hoca yaşlı. Trafik feci. Ulaşım kötü. Her yağışta ortalık felaket" söylemleri üzerine kurdu.
Sonuçta Yılmaz Büyükerşen kazandı seçimleri.
xxx
-2009 seçimleri öncesinde Büyükerşen 73 yaşındaydı.
-Şehir merkezi trafiği saç baş yolduruyordu.
-Ulaşımda sıkıntı devam ediyordu.
-Her yağan kar ve yağmurda, kısa süreli de olsa sıkıntı yaşanıyordu.
AK Parti seçim stratejisini "Hoca yaşlı.Trafik feci. Ulaşım kötü. Her yağışta ortalık felaket" söylemleri üzerine kurdu.
Sonuçta Yılmaz Büyükerşen yine kazandı seçimleri.
xxx
-2014 seçimleri öncesinde Büyükerşen 78 yaşına giriyordu.
Şehir merkezi trafiği saç baş yolduruyordu.
-Ulaşımda sıkıntı devam ediyordu.
-Her yağan kar ve yağmurda, kısa süreli de olsa sıkıntı yaşanıyordu.
AK Parti seçim stratejisini "Hoca yaşlı.Trafik feci. Ulaşım kötü. Her yağışta ortalık felaket" söylemleri üzerine kurdu.
Sonuçta Yılmaz Büyükerşen yine ve AK Parti karşısında üçüncü kez kazandı seçimleri.
Demek ki;
15 yıl aynı şeyleri söylemekle seçim kazanılmıyormuş...
Demek ki;
Yeni bir şeyler söylemek lazımmış...
Aksi takdirde...
Eskişehir'in yarıdan fazlası mevcut durumdan ziyadesiyle memnunmuş...
Memnun olmasa, üç dönemdir bir kere de olsa sizi tercih ederdi.
Öyle değil mi?
Eğer hala "Öyle değil" diyorsanız...
Yani...
İnanmıyorsanız, 15 yıldır yaptığınız gibi, aynı söylemleri kalan dört yılda tekrarlayıp, haklı olup olmadığımızı bir daha test edin isterse...
Nasıl olsa 15 yılı harcamışsınız...
Buna en fazladan bir 5 yıl daha ekleseniz ne çıkar değil mi?
.......
Adaylık düşüncem yok...
Şu sıralar hemen her partiden milletvekili aday adayı olabilecek isimler konuşuluyor ya...
CHP'de de, muhtemel milletvekili aday adayı olabilecek isimler kamuoyunda sıkça konuşuluyor.
İşte bu isimlerden biri olan Belediye Meclis üyesi ve aynı zamanda Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy'a sorduk aday adaylığı meselesini.
Verdiği cevap çok net: "Benim bugün için böyle bir düşüncem yok"
Ardından da devam ediyor:
-"6 aylık Kent konseyi başkanlığını yapıyorum. Daha yapılacak çok iş var. Bu nedenle odaklandığım konu Kent konseyidir"
Siyasetin ince noktası burada işte...
"Aday olacağım" da demiyorsunuz, "Aday olmayacağım" da...
Aday olacağınızı söyleyip, kendinizi de bağlamıyorsunuz, "adayım" deyip ilerde müşkül duruma düşmenin de önlemini alıyorsunuz.
Kısacası...
Siyasetin gerektirdiği gibi davranıyorsunuz...
......
İbrahim Arslan haklı çıktı...
CHP'li meclis üyesi İbrahim Arslan 4 Temmuz 2014'de Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na bir mektup göndermiş.
Gönderdiği mektupta önce, siyasi partiler kanunun, il ve ilçe başkanlarının en çok üç yıl için seçildiğine ilişkin maddeleri hatırlatmış İbrahim Arslan.
Ardından da,Siyasi partilerin tüzük,program ve faaliyetlerinin Anayasa ve kanun hükümlerine aykırı olamayacağını...
Sonrasında da, CHP'nin kongre takviminin 2011 Kasım ayında başladığını, 2012 yılının Mart-Nisan-Mayıs aylarında ilçe ve il kongrelerinin tamamlanarak,2012 Temmuz ayında da Kurultayın gerçekleştiğini hatırlatmış.
Devamla da;
"Bu tespitten hareketle Mevcut ilçe ve il örgütlerinin görev süreleri 2014 yıl Mart Nisan veya Mayıs aylarında dolacaktır. Genel Merkezimizin bir yıl erteleme kararı devreye sokulacak olursa da bu süre 2015 yılı Mart-Nisan ve Mayıs aylarında sona erecektir.
PM ve Genel Başkanımız içinde süre Temmuz 2014, bir yıl uzatılması durumunda ise Temmuz 2015 ayında sona erecektir.
Zira SPY nın ilgili hükümlerine yukarıda yer verilmiştir. Yasa ilçe-il ve Genel merkez organlarının süresinin görev sürelerinin en çok üç yıl olacağını kesin hüküm altına almıştır.
2015 yılının Haziran ayında Genel seçimler yapılacaktır. Bu gerekçe ile geçtiğimiz PM toplantısında alınan karar ile partimizin kongreler ve kurultay takviminin genel seçimler sonrasına bırakılacağı anlaşılmaktadır.
Böyle olması durumunda yasanın temel olarak düzenlediği görev süresinin üç yılı aşılamayacağı hükmü aşılmış olacak, beraberinde ciddi bir hukuksal karmaşanın içine düşülebileceği kaygısını taşımaktayım." Demiş gönderdiği mektupta.
Bu durumda, herhangi bir kimsenin yargıya başvurması durumunda parti il ve ilçe örgütlerinin düşeceğini, yargı kararı ile kayyum ataması ile karşı karşıya da kalınabileceğini mektubunda dile getiren Arslan söz konusu mektubunu şu cümlelerle tamamlamış;
-" Herhangi bir hukuksal boşluk yaratmamak, partimizin yıpranmasına zemin yaratmamak ve Genel Başkanımız başta olmak üzere farklı gerekçeler ile örgüt içinde yaşanması muhtemel kimi olumsuzlukları bertaraf etmek üzere, partimizin kongre ve kurultay takviminin Cumhurbaşkanlığı seçimlerini izleyen Sonbahar aylarında gerçekleştirilmesinin gerekli olduğunu düşünmekteyim.
Zira YSK tarafından açıklanacak seçim takvimi Mart-2015- Haziran 2015 dönemini kapsayacaktır. Seçim hazırlıkları ve kış aylarının olumsuz etkileri de düşünüldüğünde Sonbahar aylarında bu süreç tamamlanamaz ise kongreler ve kurultay süreci Genel seçimler sonrasına kalacaktır.
Bu durumda da yukarıda anlatmaya çalıştığım SPK nunda görev sürelerinin ÜÇ YILI AŞAMAYACAĞI HÜKMÜ gereğince farklı hukuksal yaptırımların yaşanması muhtemel olacaktır."
İbrahim Arslan'ın, geçtiğimiz yıl Temmuz ayında gönderdiği mektup böyle.
Bu gün CHP ile ilgili yaşananlara baktığımızda, ister istemez "Keşke CHP'de kongre ve Kurultay takvimi, 2014 yılı Sonbahar aylarında yapılsaydı" diyor ve İbrahim Arslan'ın söylediklerine hak veriyor insan.
.........