Büyükşehir Belediye yönetimi CHP’de, Büyükşehir Meclis çoğunluğu da AK Partide olunca mecliste güç gösterileri kaçınılmaz oluyor.

Nitekim…

Eskişehir büyükşehir belediye meclisinde de uzun süredir böyle bir durum var.

çoğu zaman meclisin AK Partili çoğunluğu, yönetimin isteklerine, Belediye yönetimi de AK Partili çoğunluğun isteklerine karşı çıkabiliyor.

çoğu zaman AK Partili meclis çoğunluğu yönetimden gelen istekleri ret ederken, belediye yönetimi de AK Partili çoğunluğun aldığı kararı veto ettiği ya da yargıya taşıdığı oluyor.

Böyle bir tablonun sürekli yaşandığı mecliste önceki gün oy birliği ile alınan bir karar oldu.

Tramvay hatlarının genişletilmesi ile ilgili olarak başkan Büyükerşen’e 100 Milyon liralık kredi alma yetkisi verildi.

Söz konusu yetkinin verilmesinde herhangi bir kavga-gürültü çıkmadı.

Muhalefet eden olmadı.

CHP’lisi, AK Partilisi tüm meclis üyeleri söz konusu yetkinin verilmesi için elerini kaldırdı.

Normalde, AK partili meclis çoğunluğu, bu paranın yüzde biri oranında bir kredi için bile aynı yetkiyi bu kadar kolay vermez, sonuna kadar sorgular ve muhtemelen de bu isteği ret ederdi.

Ama dediğimiz gibi 100 milyon liralık kredi yetkisini “şak” diye verdi.

Bunun tabii ki bir nedeni var…

Şöyle ki:

Büyükşehir belediyesi mevcut Tramvay hatlarını genişletmek istiyor.

AK parti de, inşaatı devam etmekte olan 71 Evler Mahallesi’ndeki Kampus Hastane’nin, daha bugünden tartışma konusu haline gelen ulaşım sorununu çözmek istiyor.

Her iki tarafın da çıkarı söz konusu olduğunda, çoğu zaman güç gösterisinin yaşandığı mecliste sıkıntı ortadan kalkıyor.

Ne diyelim?

“Asgari müşterek” dedikleri de bu olsa gerek…

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Kılıçdaroğlu keşke belediye başkanları toplantısını Eskişehir’de yapsaydı…

CHP lideri Kılıçdaroğlu partinsin Belediye Başkanlarını toplamış dün Ankara’da.

Konuşması sırasında, geçtiğimiz günlerde saldırıya uğrayan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e sahip çıkmış.

Dün CHP’li bir dostumuz aradı…

önce, Kılıçdaroğlu’nun saldırı sonrasında Büyükerşen’i ziyaret etmediğini söyledi.

Sadece telefonla arayıp “geçmiş olsun” dileklerinde bulunduğunu, aynı dilekleri Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın da yaptığını hatırlattı.

Ardından da…

-“Keşke Kılıçdaroğlu bu belediye başkanları toplantısını Eskişehir’de düzenlemiş olsaydı” dedi.

Böylece…

Büyükerşen’e yapılan saldırı sonrasında bu toplantının Eskişehir’de yapılmasının daha da anlamlı olacağını söyleyerek tamamladı sözlerini…

Düşündük söylediklerini…

Olabilir miydi?

Elbette olabilirdi…

Eskişehir’de yapılsaydı Büyükerşen’e sahip çıkma anlamında daha etkili ve anlamlı olabilir miydi bu toplantı?

Olabilirdi tabii…

CHP’li dostumuzun aklına gelen bu yöntem Kılıçdaroğlu ya da CHP genel merkezinin aklına neden gelmedi?

Onu da onlara sormak lazım galiba…

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

çobanın sınav birincisi olduğuna şaşırıyoruz da…

Her sınav sonucu açıklandığında bir haber düşer ajanslardan…

“çobanlık yapan çocuk sınav birincisi oldu” diye…

Hemen her sınav okuruz değil mi bu tür haberleri.

Yine…

Hemen her sınav açıklandığında mutlaka memleketinde hayvan güden, köyde yaşayan ve fakir olan bir çocuk mutlaka sınav birincisi olur…

Biz de bu duruma çok şaşırırız…

Benzeri yüzlerce haberi okumamıza rağmen her defasında hayret uyandırır bizde…

Sevdiğimiz bir dostumuz fark etmiş bu durumu.

-“Her defasında benzeri haberleri okumuş olmamıza rağmen çobanlık yapan bir çocuğun sınavda başarılı olmasına hayret ediyoruz ama o çocuğun güttüğü hayvan kadar beyni olmayan insanların önemli makamlara gelmesine hiç hayret etmiyoruz. Asıl hayrat edilmesi gereken bu bizim tutumumuz” dedi.

O espri yaptı, biz ise bu söylediğine güldük gülmesine ama doğrusu haksız da sayılmazdı hani…

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Kurum müdürleri ziyaretlere başladığına göre…

Birlik Vakfı, AK parti içinde etkin bir vakıftı…

Erdoğan’ın Eskişehir’e gelişinde ve Odunpazarı meydanında her yaptığı miting öncesinde bu vakfa uğraması, vakfın parti içindeki etkinliğini daha da arttırmıştı.

Bunu ilk algılayanlar kurum müdürleri oldu.

Bir ara neredeyse Eskişehir’deki tüm müdür pozisyonundaki bürokratlar, vakıf binasında düzenlenen etkinliklere eksiksiz katılır hale geldi.

Hatta bu durum çoğu zaman “parti vakıf binasından yönetiliyor” eleştirilerine bile neden olmuştu.

Sonrasında…

Hiçbir etkinliği kaçırmayan bürokratlar vakıf binalarına ayak basmaz oldu.

Herhalde vakfın parti üzerindeki etkinliğinin azaldığını algılamışlardı.

Ancak…

Dün gazeteye gelen haberlere şöyle bir baktığımızda, Eskişehir’deki iki kurum müdürünün Birlik Vakfını ziyaret ettiğini öğrendik.

Ne dersiniz?

Vakfın etkinliğinin azalıp arttığını ilk önce kurum müdürleri algıladığına göre, vakıf yeniden parti üzeri’ndeki etkisini arttırıyor mu dersiniz?

***

BİRAZ DA GüLMEK LAZIM

Küçük bir köyde imamlık yapan Ahmet ezanın okunmasıyla namazı kıldırmak üzere caminin yolunu tutar. Yine her zamanki gibi dualarını,ayetlerini okumaya başlar.Ortalık sessiz,herkes Allah aşkıyla duasını ederken Ahmet kendini tutamaz ve yellenir.Herkes kahkalarla gülmeye başlar.Atılan kahkalar bütün köye yayılmıştır.Ahmet ne yapacağını bilemez.Utancından yerin dibinde yer olsa oraya da girecek.İnsan içine çıkamıyor.En sonunda tayin istemekten başka bir çözüm yolu bulamaz.Aradan uzun seneler geçer.Ahmet içindeki köy özlemini yenemeyerek kendi kendine :
-"Olayı ben bile hatırlamıyorum köydekiler de unutmuştur"
der ve kendini köyün yolunda buluverir.
Köye vardığında bir çocukla karşılaşır onunla koyu bir muhabbete dalarlar.
İmam:
- "Sen kaç yaşındasın evladım?"
çocuk:
- "İmam yellendiğinde 3 yaşımdaymışım..."