
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Aslı varken suretine niye oy verilsin?
Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik çatı aday Eklemeddin İhsanoğlu ismi üzerinden çok eleştiri yapıldı.
Örneğin...
AK parti Genel başkan yardımcısı Numan kurtulmuş "Aslı varken millet niçin suretine oy versin" tanımlaması yaptı.
Buna benzer bir tanımlama da, CHP'li milletvekillerinden, kendi Genel Başkanlarına yönelik olarak geldi.
-"Aslı varken fotokopisine niçin oy verilsin"
Bu eleştiri aslında Eskişehirlilerin yakından şahit olduğu bir eleştiriyle tıpa tıp benzerlik sergiliyor.
Hatırlanacak olunursa, 2004 Mahalli seçimlerinde Yılmaz Büyükerşen ikinci kez büyükşehir belediye Başkanlığına aday olmuştu.
Yeni kurulan AK parti ise karşısına, Büyükerşen ile Belediye'de birlikte çalışan ESKİ Genel Müdürü Faruk Karaçay'ı aday göstermişti.
Yani, Belediyeciye karşı Belediyeci. Misali.
Bu durum, "Aslı varken Eskişehirli niçin suretine oy versin ki?" propagandasının yoğun şekilde yapılmasına yol açmıştı.
Aynı propaganda, adaydan memnun olmayan AK partililer arasında da gizliden gizliye yapılınca, bu durum Büyükerşen'e seçimde büyük avantaj sağladı.
Sonuç olarak...
Söylenen oldu ve aslı dururken, benzeri özellikte ki adaya oy verilmedi.
Eskişehir'de yaşanan bu durum, 10 yıl sonra Cumhurbaşkanlığı seçiminde bire bir yaşandı.
Ekmeleddin İhsanoğlu ismi üzerinden yapılan "Aslı varken millet niçin suretine oy versin" kampanyası ve bu kampanyayı AK partililer kadar CHP ve MHP'lilerin de körüklemesi, Tayyip Erdoğan'a Cumhurbaşkanlığı seçiminde büyük avantaj sağladı.
.......
1000 tane gazete aboneliği...
Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı, bir gazeteye abone olmuş.
Olmuş diyoruz, zira bu yönde bir söylenti dolaşıp duruyor.
Abone olduğu söylenilen gazete ise, ulusal düzeyde yayın yapan Sabah gazetesi.
Buraya kadar her şey normal gözüküyor.
İşin normal olmayan tarafı ise, tamı tamına 1000 adet Sabah gazetesine abone olunduğu iddiası.
Mesleğin içinde olduğumuz için biliyoruz...
Eğer bir gazeteye 5-10 tane abone oluyorsanız, amacınız bulunduğunuz yerde o gazeteyi herkese okutmaktır.
Yani...
Niyet olarak, gazete okunsun istersiniz...
Eğer, abone olduğunuz rakam 1000 ise, bu işin içinde başka bir iş vardır.
Yani...
Gazete okutmak değildir niyet...
Başka bir şeydir...
Hele hele söz konusu gazetenin hükümete oldukça yakın bir gazete olduğu hesap edildiğinde, niyetin ne olduğu da zaten kendiliğinden ortaya çıkmış olur.
Umarız bu iddia doğru değildir.
Umarız, Türk dünyası 1000 tane Sabah gazetesine abone olmamıştır.
Eğer olduysa...
Bunun akla-mantığa yatkın mutlaka bir açıklaması da olmalıdır.
........
Seçimin kazanan ve kaybedenleri...
Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları ile ortaya çıkan "Kazananlar" ve "Kaybedenler" var...
Örneğin...
Recep Tayyip Erdoğan seçimin mutlak kazananı...
Bir de partisi AKP var seçimden başarıyla çıkan.
Oylarını yüzde 10'a kadar dayayan Selahattin Demirtaş da seçimin kazananları arasında.
Hatta...
Ekmeleddin İhsanoğlu bile, daha düne kadar ismini kimsenin duyup bilmediği biri olarak, Türkiye'ye kendini tanıtıp, üstüne üstlük yüzde 39 oy alarak seçimden başarılı çıkanlar arasında...
Seçimin kazananı olduğu gibi, kaybedeni de var...
CHP ve MHP var örneğin.
Kaybeden çatı adaya destek vereceklerini açıklayan diğer partiler de seçimin kaybedenleri arasında.
Ve seçimin en büyük kaybedenleri ise, başta CHP ve MHP Genel Başkanları olmak üzere tüm parti Genel başkanları olsa gerek...
.......
Sokağın sadece ismi Başarılı
İstiklal mahallesi Başarılı Sokak.
Eskişehir merkezinde rantın belki de en fazla olduğu, en çok emlak değerinin bulunduğu bir sokak.
Dahası.
Hem ticarethanelerin, hem de konutların iç içe bulunduğu bir sokak Başarılı sokak.
Ancak, Başarı sadece isminde.
Zira, sokağın bugün için geldiği durum ve yapılanlar, ortada hiç de başarı bırakmayacak cinsten.
Büyük bir başıboşluk yaşanıyor bu sokakta.
Yol işgallerinden tutun da, ticarethane niteliğindeki işyerlerinin belli bir disiplin içinde olmamasına, müzik sesinin gece yarısı bile kısılmamasına kadar, insanı ve orada yaşayanları rahatsız edebilmek adına ne ararsanız var.
Tüm bunların yanı sıra, bir de içkili yer ruhsatlarının verilecek olma endişesi var üstüne üstlük.
Anlayacağınız...
Başarılı sokakta Başarı adına hiçbir şey kalmamış.
Şehrin en merkezi sokağı sanki herkesin kafasına göre koymuş olduğu kurallarla yaşar hale gelmiş.
İlgili Belediyeye diyeceğimiz o ki...
Ya bu sokakta var olan olumsuzlukları ortadan kaldırın.
Ya da "Başarılı" olan bu sokağın ismini.
Zira...
Bu isim ile sokağın bu görünümü birbiri ile hiç bağdaşmıyor.
.......
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
İş adamı tıraş olurken bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir. Derken, kapının önünden ağır ağır geçmekte olan paspal bir çocuk görürler. Berber, iş adamının kulağına fısıldar; "Bu çocuk var ya, dünyanın en aptal çocuklarından biridir!... Bak; dikkat et şimdi..."
Berber çocuğa seslenir:
"Ali, buraya gel!".
Bunun üzerine çocuk sakince dükkâna girer ve yüzündeki aptalca sırıtmayla berberi selamlar. Berber işadamının kulağına sessizce, "bak şimdi" diye fısıldar ve bir elinde beş yüz bin, diğer elinde beş milyonluk bir banknot olduğu halde çocuğa sorar:
"Hangisini istiyorsan alabilirsin?"
Çocuk dalgın dalgın bir beş yüz bine bir de beş milyona bakar ve sonunda beş yüz binlik banknotu hızlıca çekerek berberin elinden alır. Berber işadamına döner ve gülerek:
"Gördün mü? Sana söylemiştim." der.
Tıraş bitince işadamı sokağa çıkar ve az ileride kendi kendine oynayan Ali'yi görür. Yanına giderek, neden beş milyonluk değil de, beş yüz binlik banknotu aldığını sorar.
Çocuk hiç de aptalca olmayan bir sırıtmayla yanıt verir :
- Eğer beş milyonluğu alırsam oyun biter!"