1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Aslında olması gereken buydu...

Milletvekilliği konusunda başından beri aynı şeyi söyleyip durdu Ahmet Ataç...
-"Ben kesinlikle kimseye gidip 'Beni aday yapın' demem. Belediye Başkanlığı yapmayı seviyor ve bu görevi yaparken de keyif alıyorum. Ama derlerse ki 'Sana Milletvekilliğinde ihtiyacımız var' o halde verilen görevin alasını yaparım"
Dediği buydu her defasında...
Dolayısıyla...
Kimseye gidip, "Beni aday yapın" demedi.
"Nasıl olsa yaparlar" düşüncesiyle aday dayı olmaya da niyetlenmedi...
"Sana Milletvekilliğinde ihtiyacımız var" diye bir talep de olmadığı anlaşıldı ki, Ahmet Ataç aday adaylığı için istifa falan etmedi.
Aslına bakarsanız...
Genel başkan ya da genel merkezden talep gelse ve aday adayı olsa...
Birincisi: Ahmet Ataç'ın adaylığına örgüt dahil kimse karşı çıkmazdı.
İkincisi: Hemen herkes, 'Dışarıdan biri geleceğine tabii ki Ahmet Ataç olsun' derdi.
Üçüncüsü: Ahmet Ataç'ın milletvekili listesinde olması, CHP aday listesine önemli bir seviye ve şahsiyet kazandırırdı.
Dördüncüsü: Ataç'ın adaylığıyla, CHP içinde birleştirici olabilecek tek faktör devreye sokulmuş olurdu.
Beşincisi: Ahmet Ataç'lı CHP listesi, CHP'nin mevcut oyunun üzerine oy getirecek bir liste olur, Ataç ismi burada sürükleyici bir lokomotif üstlenirdi.
Öte yandan...
Ahmet Ataç'ın milletvekili adayı olması halinde, "Bu Eskişehir'deki CHP'de bir garip. Milletvekili olan istifa edip Belediye Başkanı oluyor, belediye Başkanı olan da istifa edip milletvekili oluyor" algı ve tepkisinin önüne geçilemeyebilirdi.
Ataç'ın istifası sonrası Tepebaşı Belediye Başkanlığı için CHP grubu içinde müthiş bir kavga yaşanabilirdi.
Bu yaşanabilecek kavga, Belediye Başkanlığının AKP'ye gitmesine dahi yol açabilirdi.
Mahalli seçimlerde, bölgesinde en yüksek oyu alan Ahmet Ataç, kendisine partili partisiz oy verenlerin "Biz seni bize Belediye Başkanlığı yap diye seçtik" serzenişi ile karşı karşıya kalabilirdi.
Sonuç olarak...
Milletvekilliği Ahmet Ataç'a çok da yakışırdı ama...
Aslında olması gereken ya da işin doğrusu oldu...

**************************************

Bu işin sonunda bazı CHP'liler oy verme istikrarını bozmayacak galiba!

Arayan CHP'li bir dostumuzdu...
-"CHP'de hakim huzurunda ön seçim falan yapılmaz. Boşuna b.eklemeyin" dedi önce.
Ardından...
-"Listeler açıklanır açıklanmaz kıyamet kopar. Zira, bugüne kadar aday adaylığını ilan eden özellikle de partide muhalif kanatta olan hiçbir isim o listelerde yer almaz" dedi.
Sonrasında da...
-"Muhtemelen listenin seçilebilecek yerlerinde ya yukarıdan atama olur, ya da hiç hesapta olmayan isimler bulunur" diye tahminde bulundu...
-"eee" diye anlatmasına devam etmesini bekledik...
-"E'si me'si yok. Bu durum da, CHP içinde isyan çıkartır ve CHP'lilerin bir bölümü, özellikle de Odunpazarı bölgesinde bulunanlar, mahalli seçimlerde verdikleri oylara sahip çıkar, oy verme istikrarını devam ettirirler" dedi...
Buna pek anlam veremediğimizi sorduğumuzda ise...
-"Anlamayacak bir tarafı yok ki... Baksana Emine Edizgil MHP'den milletvekili aday adayı olmuş. MHP eğer bu ismi Milletvekili adayı yaparsa, bazı CHP'liler mahalli seçimlerde yaptığı gibi oylarına sahip çıkar" diyerek tamamladı sözlerini...
Anlattıkları karşısında bir anda toplayamamıştık kafamızı ama...
Yapılanan espri olduğu ve bu esprinin de altında, geçtiğimiz mahalli seçimlerde yaşandığı sıkça konuşulan bir gerçeğin yattığını, konuşmanın sonunda ancak anlayabildik!

*********************************

Liderlik önde gitmek değildir...

"Kurt Yürüyüşü" diye gerçek bir durum var doğada.
Kısaca anlatalım...
-Önde sürünün en zayıf, hasta 3 kurdu gider. Pusuda ilk onlar ölecekler! Diğer görevleri de arkadan gelenler için karda ilk yolu onlar açarlar.
-Ardından en tecrübeli 5 savaşçı kurt gider.
-Ortada 11 "dişi kurt" korunma düzeninde yürürler.
-Dişileri, sürünün arkasından sorumlu 5 deneyimli savaşçı kurt izler.
-En arkada sürüden mesafeli olarak yürüyen ise sürünün lideridir...
-O, sürekli olarak sürünün tamamını görmeli, izlemeli ve kontrol etmelidir.
Sizce de çok etkileyici değil mi ?
Doğada var olan Kurt yürüyüşünün ortaya koyduğu ana fikir şudur:

Liderlik en önde gitmek değil en doğru şekilde ilerlemektir.
Önde olanlar dikkat...
-Önde olmanız başarılı olduğunuz anlamına gelmez.
-İlk olumsuzlukta Harcanır gidersiniz...
Şimdi bu yazdıklarımızı siyasete bir uyarlayın bakalım...
Önde olduğu için lider olduğunu zannedenler kimler?
Sırf önde oldukları için kendilerini lider zannedip, ilk saldırıda telef olanlar kimler?
Ve...
Önde olmamalarına rağmen, en arkadan gerçek liderliği yapanlar kimler?
Türkiye'yi de Eskişehir'i de geçirin şöyle bir aklınızdan bakalım?

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi